" İstediğimiz kadar uğraşalım, oğullarımız ve kızlarımız sinema salonlarında, sınıflarda, parklarda her saat, her gün erkeklik ve kadınlıkla ilgili geleneksel mesajların bombardımanı altındalar. "
Millet iyice aklını bozmuş. Tüfeklerinizle ateş edip, atlarınızın üstünde fiyaka yapmayı oyun sayıyorsunuz, ama ya biz analar ne oluyoruz? Ölenler bizim oğullarımız, öyle değil mi? Size de, sizin sevgili savaşınıza da!..
Adı sevda ise iki kalp arasında
Yangınlar yaktıran yüce duygunun adı
Kapı arkasında
Sokak arasında gizli gizli biz sevişmedik mi?
Adı kavga ise şayet
Zulüm gören milletin celladına kafa tutmanın adı
Kızlarımız ve oğullarımız sayısızca militan
Dar sokaklarda, ovalarda
Çarpışarak dövüşmedik mi?
Ya söyle neydi?
Neydi bu telaş içinde yola çıkma hazırlığı
Neydi zamansız yolculuğun hasretlik diğer adı
Bu kenti terk etmenin adı neydi
Direnirken dişe tırnak
Bu ateşi söndürmenin adı neydi
Buzda yürür iken yalın ayak
Sevda da hasret mi?
Kavga da gurbet mi?
Neydi adı?..
İpek bakışlı kızlarımız yatıyor hapiste şimdi
Ve kara gözlü oğullarımız...
Gençliklerini tadamadan daha
Güneşe doyasıya bakamadan
Demir parmaklıklar arkasına kapatılan...
Babalarımız bir arpa boyu çekti .tekneyi ırmağın ağzından içeri .Oğullarımız kaynağı ulaştıracak .İkisinin ortasında kalacağız biz .Çek yedekçi , daha sıkı çek .açlıktan içimiz ezildi. .Yanındakine itme öteye Çek, daha düzgün çek ipi .Kum gibi, kalabalığız çok.