Yolcusu olduğun doğru yolda sana destek olacak uygun arkadaş seç. Çünkü îman cevherinin incisi olan bir kişi, mümin kardeşinin yardımıyla güçlenir. Hakikat ehlini tanımayan, sevmeyen ve senin fikrine ve hakçı mesleğine karşı ve yabancı olan kimsenin dostluğundan sakın ve her hâlükârda sana doğruyu, doğru yolu ve doğru izi göstere cek bir olgun önder (mürşid-i kâmil) ara ve bu arayışta dosdoğru davran. Çünkü doğruluk, müride, yolun başlangıcındakilere ait ve mahsus bir şiardır. Şu bir hakikattir ki, bir mürid hak yolunda doğruluktan ayrılmadıkça, Mutlak Hidayet Erdiricisi Rab, onu bir mürşid-i kâmile rastlatır ve şeytanları bile ona hayrı ilham edici meleklere çevirir. Doğruluk bir büyük iksirdir ki, neyin üzerine konsa onu arıtır ve bakır üzerine konsa onu altın yapar.
Allah'ı anmaktan, Kur'an-ı Kerîm'i okumaktan, doğ ru yoldan çıkmış olanları aydınlatıp yola getirmekten, kötüden çeviriş ve iyiye yöneltişten (emr-i bi'l-mâruf ve nehy-i ani'l-münkerden), birbirine gücenip darılmış din kardeşlerinin arasını bulup yapmaktan, durumu elverişli olanların sadaka, maddi yardım duygularını kamçılamaktan, kısaca hayır getiren sözlerden ve fiillerden başka şeylerle, boş ve faydasız lâf ve işlerle uğraşma.
Reklam
Senin üzerine borç olan şeylerden biri de tevhid ve tebliğle ilgili olup, Arapçadaki kullanılışı içinde, teşbihi îham eden, yani şüpheleri gideren, gerçekleri açıklayan âyet ve hadîsin veya İlâhî vahye mazhar olmuş öbür peygamberlerden bize gelmiş söz ve nakillerin gerçek anlamlarını ilâhî ilimde bilerek bütününe öylece inanmandır; çünkü bu anlam âbidesi âyetler, söz ve kelimeler, bütün kudsî ve yüce vasıfları anlayabileceklere indirilmiş ve verilmiştir.
Sonuç olarak, eşya ve varlık, yokluk perdesine bürülüyken, Allah'ı tenzihte ne gibi bir inancın bulunması gerekirse, kâinatın varlığıyla birlikte yine o inanışta ol, diyoruz.
Sevgili kardeşim, tenzih bahsinde "Leyse ke-mislihî şey'ün" (Cenâb-ı Hakk'ın hiçbir eşi ve benzeri yoktur) ilâhî sözü, inancında bakış açın olsun. Tenzih konusunda bu ilâhî prensip sana yeter. Bu âyet-i kerîmeye aykırı olan her vasıf fazla, onun hükmüyle bağdaşmayan ve ona lâyık olmayan bir şeye dönük ve aittir. Bunun için tenzihi düşünürken, bu ilâhî ölçüden daha ötesini arama ve itikad bakışını bu gerçek görüşten ayırma, saptırma
Tenzih meselesine gelince, bu mesele, bu çağda, bir takım dalâlete düşmüş toplulukların (Allah'a cisim, bir kenara çekilme veya insana benzerlik izafe eden sapık görüşler...) bulunuşu sebebiyle, üzerinde şiddetle durulmaya değer bir meseledir
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.