Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuzhan

Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklıklığına yer yok." Oturduğu yerden insanları tanıyamayacağını söyledim. Bu tutumla kimseyle arkadaş olamazdı." Öyleyse, ben de hayatımın sonuna kadar aynı yerde kımıldamadan oturacağım," dedi." Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur.
Reklam
Beni bulamayacaklar. Ne kadar uğraşsalar çözemeyecekler sırrımı, derdi. Sonunda pişman olacaklar. İnsan müzesinde bir manken eksik kalacak. Bir biçim veremeyecekler bana. Vicdan azabından kahrolacaklar. Bir türlü bir biçime sokamayacaklar beni. Böylece intikamımız alınacak.
Onları öfkeme lâyık bulmuyorum. Öfkem bana ait bir şey. Yakın hissetmediğim birine nasıl gösteririm onu. Onlara da size davrandığım gibi davranmış olurum. Asıl o zaman kötülük etmiş olurum size.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kitlelerin "eğitimi" babanın otoritesini anneye kıyasla ve ebeveylerinkini çocuklarınkine kıyasla zayıflatarak aile içindeki güç dengelerini değiştirdi. Bu eğitim kadınları ve çocukları ataerkil otoriteden kurtarıyor ama sadece onları reklamcılık sektörünün, sanayi şirketinin ve devletin yeni ataerkilliğine tabi kılmak için.
Reklamcılık, kıskançlığı ve ona eşlik eden anksiyeteleri kurumsallaştırır.
Reklam
Aklı sadece hesaba indirgemiş bir toplumda akıl -ne kadar sapkın,delice,suç niteliğinde ya da sadece ahlaksızca olursa olsun- haz arayışına hiçbir sınır koyamaz.
Başarı hayalinin kendinden başka bir anlam taşımadığı bir toplumda, insanların elinde başarılarını ölçme kıstası olarak başkalarının başarıları dışında bir şey yoktur. Kendini onaylama kamusal kabul ve takdire dayalıdır ve bu onayın niteliği kendi içinde büyük değişimler geçirmiştir. Daha önceleri insana faydalı bir yaşam sürdürdüğünü bildiren arkadaş ve komşuların olumlu görüşleri onun başarılarının takdir edilmesine dayalıydı. Bugünse insanlar kendi eylemlerini değil, kişisel özelliklerini alkışlayan türden onay arıyor. Hayranlık uyandırma istekleri saygı duyulma isteklerinden daha güçlü. Ün için değil, ünlü olmanın heyecan ve ihtişamı için yanıp tutuşuyor. Sayılmaktan ziyade kıskanılmayı istiyorlar. Yükselen kapitalizmde günah kabul edilen övünme ve açgözlülük yerini kibre bıraktı.
Azalan beklentiler çağında Protestan erdemler artık heyecan yaratmıyor. Enflasyon yatırımları ve birikimleri eritiyor. Reklamcılık, borçlanma korkusunu yok ederek tüketiciye şimdi al sonra öde telkininde bulunuyor. Gelecek tehditkâr ve belirsiz bir hal alırken, bugün yaşayabilecekleri eğlenceyi yarına erteleyenler yalnızca aptallardır.
Alt sınıf yaşamına ilişkin araştırmalar yoksulluğun evlilik ve arkadaşlığın altını oyduğunu tekrar tekrar gösterdi. Kişisel yaşamın çöküşü zenginlerin ruhsal sıkıntılarından değil, uzun süre kuvvetle aralıksız hüküm sürdüğü alt sınıftan artık toplumun geri kalanına da yayılan herkesin herkesle savaşından kaynaklanır.
Teknik becerilerinin önemli bölümünü şirketin emrine veren çağdaş insan artık maddi ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Aile yalnızca üretim işlevini değil, yeniden üretim işlevlerinin çoğunu da yitirdiğinden erkekler ve kadınlar artık sertifikalı uzmanların yardımı olmadan çocuklarını yetiştirmeyi bile başaramaz. Eski kendi kendine yetme geleneklerinin körelmesi, birbiri ardına her alanda gündelik yetenekleri yıprattı ve bireyi devlete, şirkete ve diğer bürokrasilere bağımlı kıldı.
Reklam
Oğuzhan
@ogzhntknn·Bir kitabı okumaya başladı
Narsisizm Kültürü
Narsisizm KültürüChristopher Lasch
8/10 · 24 okunma
Ölümü bilerek yaşamak istiyorum Olric. Yaşamanın anlamını bilmek için, ölümün anlamının karanlıkta kalmasını istemiyorum.
Sonu gelmez şövalye romanları gibidir bu yaşantı: en zor anlarda daima açık bir kapı bulunur girip saklanacak. Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığını bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire, 'Buraya kadar!'dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiç bir ağacı, hiç bir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, daha önce haber vermiştik, derler onlar. Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik. Yaşarken eskidiğini ve eskittiğini söylemiştik. Sevginin ölümünü her pazar çanlar çalarak ilân etmiştik. İşte onların kanunları böyle. Bizimkilere benzebilir mi hiç?
Direnmekten vazgeçmeliyim. Yaşamalıyım ve görmeliyim. Bilmediğim bu ülkeye yolculuktan korkmamalıyım. Kimsenin ilgilenmediği bu silik insanların dünyasına girmeliyim.
256 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Tüketim Toplumu
Tüketim ToplumuJean Baudrillard
8.5/10 · 973 okunma
803 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.