Hiç düşündünüz mü; kitabın sahibi, elinde kitap olmayan elçisine neden “OKU!” diye emretti? Elinde kitap yok ki neyi okuyacak? Ama ilk kelime “OKU!” oldu..
Sizin işiniz de mi yok ya, bu nasıl stalk yapma? Bir gün geçsin bari o zaman sor değişiklik olmuş hayırdır diye? Iki roman al oku desen okumaz ama milletin saat kaçta neyi paylaştığını neyi ne zaman sildiğini bilir.. Yazık ya şu nesle.
Oktu ve saplanmıştı
Bu yeterli demiştim içimden
Oku bir bendim gören saplıyken
Sırf bu yüzden saplandığı yere boşverdim
Görmüşlüğüm sadaka takırdayan bir oku değildi elbet
Değildi bu havada asılı bir ok Zenon’a nazire
Ne de Cengizvari bir oktu tehditkâr yayda gergin
Gördümse haber aldığım bir yerden savrularak
Haber beklediğim yere
Zaten yazaraydi size değil heee ben kendimce felsefe yapınca cahil mi oldum.
Kin ile ne ilgisi var. Hshchv
Kusmak hiç değil.
Oku babacım oku daha kim neyi neden yapıyor bak ayrım yapamıyorsun.
Yatak odası felsefesi dışında kitaplar tercih ederseniz ufkunuz açılır siz gibi düşünmeyen insanlara cahil deme hastalığından kurtulursun belki okuyun bol bol sık sık...
Ama dediğim gibi yatak odasından felsefe kafasından arad bir de olsa çıkmak lazım.
Mr. M.K.
@EnistenizMesutK
·1yıl
Doğanın amacı insanın utanç duymasını sağlamak olsaydı o zaman hiç şüphesiz ki insanı çıplak yaratmazdı. Bizden daha az uygar pek çok topluluk çıplaktır ve bundan hiçbir rahatsızlık duymazlar. Giyinme alışkanlığının temelinde kötü havalar ve kadınların süse yatkınlığı olduğundan şüphe edilmemelidir.
Bilge’nin Ölümü
Münevver Hanım’ın verdiği günlüğü son sayfalarına yaklaşıyordum.Bilge her satırda beyaz sayfalara ruhumu ilmek ilmek işliyordu.Her kelimesinde Bilgeye olan hayranlığım artıyor daha onbeş yaşındaki birinin bu kadar kesin ve bu kadar kelime oyunlarını nasıl yaptığı beni şuan hem şaşırtıyor hem onu daha iyi anlıyordum oysa ben