Hikayelerle büyümüş bir toplumun üyesi olarak beğenerek ve zevk alarak okuduğum muhteşem Rus yazar Tolstoy. İçinde 6 adet hikayenin olduğu, insanı alıp başka alemlere götüren, tadı damakta tat bırakan muhteşem bir yapıt. Okudukça zevk alacağınızı düşündüğüm güzel bir eser.
Hikaye tarzına göre değişen, hikayelerin ana konusu sevgi üzerine temellenmiş bir eser. İlk olarak 3 soru ile başlayan eser;sorulara cevap buldukça ilerleyen eser, insanlara ne kadar toprak yeteceğinden turunda, ne ile yaşayabileceği üzerine sorularar sorup cevap arayan eser. Okuması ve okutulması gereken bir yapıt
Her şerden önce şunu belirtmek isterim : asla bir kitabı alırken kapağına bakarak almam. Ama bu kitabın kapak kısmı o kadar hoşuma gitti ki anlatamam. İçeriğine gelecek olursam kitap bir roman tarzında değilde daha çok güzel ve hoş cümlelerin kurulduğu bir içeriğe sahip. Okurken sevgi pıtırcığına dönüşmek isterseniz okumanızı tavsiye ederim. Ama bu tarz yapıdaki cümleleri okumayı sevmeyenler için okunmasada olabilir diye bilirim.
Uyumsuz Defne Kaman 'ın bir yaz akşamı bindiği vapurdan kaybolması ile olaylar başlar. Kitap toplumsal konular dahil bir çok konu üzerine yazılmış, sürükleyici ve güzel bir roman. Bütün canlıları eşit kabul etmeden tutunda, kadın cinayetlerine, din meselesinden Kutadgu Biliğe kadar birçok konu üzerine odaklanmış ve açıklamalarda bulunmuş bir roman. Özellikle polisiye ve macera sevenlerin rahatlıkla okuyabileceği, okurken sıkılmayacağı güzel bir kitap. İyi okumalar.
İçimin acısını sana anlatmak
Beni sana dökmek,
Ne mucizevi...
Kimsenin haberi yok,
Sessiz hazmettim gidişini.
Kimsesizce sevdiğim gibi...
Eğer bir gün olur da,
İçimin acısını hissedersen başka bir kalpte,
Anlarsın...
Aklına ben gelirim,
Ağlarsın...
Dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir yüzyılında yirmi beş yıl kadar yaşamış biri, cehennemin bu dünyada olduğunu artık öğrenmiş, insanlık tarihi boyunca insanın en büyük düşmanının yalnızca insan olduğunu da çoktan fark etmiş olmalıdır.
Hayatta her şeyin bir başlangıcı olduğu gibi, zannedersem "Dönüşüm" romanı da benim başlangıcım oldu diyebilirim. Değişim ve dönüşümün çok iyi anlatıldığı, gerçeklerin gün yüzüne çıktığı muhteşem bir roman. Sürükleyicilik açısından insanı alıp başka alemlere götüren hayatın anlamını tekrar tekrar sorgulatan olağanüstü bir yapıt.
Gregor Samasa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında, kendisini yapatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olmasıyla başlar. Anlatılan durum ;insanın hayatının ne kadar değişirse değişsin, insanın sisteme kendisini ne ladar alıştırmış olmasından kaynaklandığını göstermektedir. Sistem adeta Gregor 'u elektrikli süpürge gibi içerisine çekmektedir. Bunu ;Gregor' un sabah kalktığında böceğe dönüşmüş olmasına rağmen hala işe gitmek için uğraşmasından, durum ne olursa olsun sistemden çıkamamasından anlıyoruz.
Hayat şartları insanı kapitalist sisteme o ladar bağlamıştır ki durum ne olursa olsun - bu bir böcekte olabilir-sistem çarkından çıkıldığı anda toplum kişiyi ya içerisine tekrar alır ya da sistem dışına iter. Gregor ;sistem dışına atılan, adeta bir çöp gibi görülen kişi olarak zihinlere kazınmıştır. Sistemin bir kölesi olmamamız temennisi ile...
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,1bin okunma