Gurdjieff'in bir sözü var; "Bütün günahların en büyüğü, icra ettiği eğitim sisteminden şüphe duyduğu halde eğitim yapmaya devam etmektir." "Peki,ne yapabiliriz" diyenler olabilir. Belki güzel olanla lazım olanı ayırt etmekle başlayabiliriz.
Sayfa 196
İnsan su gibidir. Yokuş çıkmaya değil; aşağı doğru, kolay olana akmaya meyillidir. Çocuklar da zamanla kolay olanı seçiyorlar. Eğitim sistemleri enerjiyi merakı ve çocuğun ilgisine değil; başarıya odaklayınca hareket ve enerji notlara, diploma edinme çalışmalarına yöneliyor.
Sayfa 87 - KronikKitabı okudu
Farah Zeynep Abdullah, Yılmaz Güney’in kadınlara fiziksel şiddet uygulayan, hatta silahlı şiddet uygulayan bir gangster olduğunu hatırlatınca solcular tarafından linç edilmişti. Kendisine dava açacaklarını söyleyen Yılmaz Güney’in ailesine ise Yılmaz Güney’in hakim vurduğunu hatırlatmış ve “hakim vurmak yok ama” demişti.
Tekrar bir açıklama yaptı:
“İddia etmedim, hakaret etmedim, sadece olanı söyledim. Bu denli fanatizme ve putlaştırmaya hiç bu kadar yakından şahit olmamıştım. Sadece ben değil, ailem de dahil olmak üzere tehdit edildim, hakarete uğradım.
Dediğim şeyi Kürtlerle ilgiliymiş gibi lanse eden Nagehan Alçı’nınki dahil 100 kadar dava da ben açıyorum. Kazandığım tazminat parasını da ‘ÇİRKİN KRAL’ adına kadına şiddet derneklerine bağışlayacağım.”
Politik düzlemin tamamen bambaşka taraflarında yer almamıza rağmen Farah Zeynep Abdullah’ın, solcular tarafından peygamber ilan edilen kadın düşmanı bir gangster olan Yılmaz Güney’e karşı cesur duruşunu kutluyorum.
Pek sanmıyorum ama umarım bir gün solcular da sırf solcu diye gangster savunmayı bırakırlar.
Annie
Christine hızla banyoya giderken, "Tek isteği seninle sevişmek," diye bağırdım. Ne cevap verdiğini duyamadım ama kıskançlıkla ilgili bir şeydi sanırım. "Sadece seks," diye bağırdım. Banyo kapısının ardından sesimi duyacağını biliyordum. Sesim Christine'den çok daha yüksek çıkıyordu. Aslına bakılırsa bazen sağır olmam,
Sosyalizmin temelini fabrikalar oluşturduğundan hiç durmaksızın yeni fabrikalar inşa edilmelidir. Sosyalizm,teknik bakımdan gelişmiş toplumlarda kök salar Feodal ve tarım koşullarında sosyalizm gelişemez, teknoloji temeli üzerinde yükselir.
Yeni toplumu oluşturmak zorunda olduğumuzu unut mayalım. Geçmişin anıları, mücadele anıları, lanet olasıca geçmişin, insanı boğan geçmişin anıları henüz silinmiş değil. Bugün, sosyalizmi kurma görevini üstlenen emekçi kitleler de bu pisliklerden tam anlamıyla arınamadı henüz.
Çalışan kitleler, geçmişe gömdüğümüz dönemin kötü alışkanlıklarını miras almış insanlardan oluşuyor. Onların kötü alışkanlıklara sahip olduklarını söyledim çünkü bu çarpıklıklar uzun yıllar boyunca tüm ağırlığıyla üstümüze çöktü.
Böyle bir ortamın çocuklarıyız. Temel olanı yıktık, değiştirdik. Fakat içimize işlemiş kötü alışkanlıkları aynı hızla atmayı başaramadık. Toplumsal çalışma, ortaklaşa çalışma bile yeni bilinci yaratmaya yeterli değildir. Emek, çoluk çocuğunu geçindirmek için maddi bir ücret karşılığı olarak değil manevi bir gereksinim olarak görüldüğünde kurtulanacaktır.
