Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
336 syf.
·
Puan vermedi
Bir gün ansızın ortadan kaybolan kocasını aramak için Barselona’dan İstanbul’a gelen Pilar ile başlıyor hikayemiz. Kitabın birden fazla anlatıcı ile ilerlemesini çok sevdim. Hem karakterlere hem de olay örgüsüne bakışımızı zenginleştiriyor bu şekilde Nermin Yıldırım. Anlatıcı konumda olmayan bazı yan karakterler üzerinden yine o muzip kalemini konuşturmayı da eksik etmiyor tabi yazarımız. Söz konusu bir kayıp hikayesi olduğu için aslında merak duygusu ön planda, öte yandan ailedeki karakterler hem hayat hikayeleri hem de akıştaki diyaloglarıyla çok derin bir yerden aile kavramı ve iletişim üzerine düşünmeye itiyor bizleri. Bu yönüyle de benim okuma serüvenim tahmin ettiğimden yavaş ilerledi, sanki sonunda okuyacaklarımı ertelemek istermişim gibi… Sonu beni gerçekten gözyaşlarına boğdu diyebilirim İnsan olmaya, aile olmaya, paylaştıklarımıza ve paylaşamadıklarımıza dair kurulan her bir cümlenin altını çizdim desem abartmış olmam.
Rüyalar Anlatılmaz
Rüyalar Anlatılmaz
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
Rüyalar Anlatılmaz
Rüyalar AnlatılmazNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20172,243 okunma
122 syf.
8/10 puan verdi
Hadi anlaşalım..
Meksika halkının Toltekler soyundan gelen bir aileye mensup
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
'in kitabı
Dört Anlaşma
Dört Anlaşma
, kişisel gelişim türü kitapları tercih edenlerin severek okuyacağı ancak, bana kalırsa diğer kişisel gelişim kitaplarına benzemeyecek kadar kısa,öz ve sade bir kitap olmasından kaynaklı tür ayırt etmeksizin okunabilecek bir kitap.. Aynı anlama gelen
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Reklam
680 syf.
6/10 puan verdi
·
26 günde okudu
“Kalp düşünebilseydi, atmaktan vazgeçerdi.” Mart ayının alfa kitabı olarak okumam gereken kitaplardan biriydi Huzursuzluğun Kitabı. Yazar varoluşsal sancılarını, hayata dair bir anlam arayışını anlatamaya çalışmış. Hep bir memnuniyetsizlik hali var yazarda. Zaman zaman kendime göre doğru bulduğum tespitleri de yok değil, fakat dibine kadar mutsuz ve umutsuz şekilde bunları anlatıyor ki size de ister istemez sirayet ediyor. İnsana mutsuzluk, huzursuzluk, umutsuzluk aşılayan bir kitap. Herhangi bir kurguya sahip olmamakla birlikte, uzun süren okumalar yapmaya müsait olmayan bir kitap. İnsanı ciddi manada bir umutsuzluğa sürükleme hali mevcut. Minik dozlarda zamana yayarak okunması gerektiği düşüncesindeyim. Bol bol altı çizilebilecek cümlelerle dolu, kült bir eser. Kalın bir kitap ne yazık ki, o yüzden uzun bir süreçte bitiyor okunması. Bir çok handikapla geçen okuma sürecimde sonuca başarıya ulaşabilmiş olmaktan oldukça mutlu ve gururluyum. Listeye bir tik daha atıldı. Kitaplarla kalın, sevgiler #alıntı “ Bugünkü görüşüm böyle. Yarın sabah farklı olacak çünkü yarın sabah ben farklı olacağım. Yarın neyi savunacağım acaba? Bilmiyorum, bilmek için yarında olmam gerek.”
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,4bin okunma
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Yitik zamanın peşinde"yim.
"İki ırmak onlar. İkisinin de birleşip büyük bir ırmağa dönüşmeden önce ayrı ayrı akıp geldikleri kumullu yataklar, mecralar, kimyalar var. Benim var olmam için birbirine doğru akmış bu iki ırmağın birleştiği yerde milyonlarca ihtimal arasında mümkünlerden bir mümkünüm sadece ben. Öyleyse mümkünümün yola çıkış anını, ırmakların kaynağını
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
OKUYUN, OKUTUN!!!
Gözyaşı Mührü. Mükemmel bir keşifle sizlerleyim. Yine çok güzel bir fantastik kitap bulduğum için çok mutluyum. Ve bu kitabın yazarı bir Türk. Bunun mutluluğunu cidden anlatamam. Olay örgüsü ince ince işlenmiş, maceralarımız asla bitmiyor. 430 sayfayı soluksuz okudum desem yeridir. Hikayemiz bir dağın derinliklerinde bulunan Yeraltı Şehri’nde
Gözyaşı Mührü
Gözyaşı MührüAhmet Tokdemir · Duvar Yayınları · 20232 okunma
277 syf.
9/10 puan verdi
Ümit Yaşar bizim için aşk ve ölümün bir arada kendini bulduğu bir metafor gibi. İkisini de metinlerinde hissediyor ve birinin sıcaklığıyla ısınırken diğerinin rüzgarıyla ürperiyorsunuz. Kendisinin şiirlerini çok beğenmekle beraber mektuplarindaki tutkulu aşkı sanırım biraz fazla derin buldum. Bunun nedeni de aşka inanmıyor olmam da olabilir, başka bir şey de. Fakat sözlerinden incelik akan o mektupların öznesi olabilecek bir kadın olmayı çok dilerim. Bir yandan da korku duyarım çünkü bu kadar sevilmenin yükü de ağır olsa gerek.
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20216,9bin okunma
Reklam
116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Mutlu olmak gerekmezmiş.
Son dört ayda okuduğum en güzel roman George duhamel'in Gece yarısı itirafı dersem abartmış olmam. Louis Salavan müdürünün kulağının kenarındaki et benini yalamaya çalılırken işten atılır. Roman böyle başlıyor. Normalde burda kitabı yarım bırakırdım; ama hayır Sabahattin Eyüboğlu'nun önsöz yazısına güvenip romanı bitirdim. Bana zaman zaman Oblomov'u, aylak adamı ve alıklar birliğini hatırlatmadı değil. Tabi Thomas Bernard'ın Bitik Adam da buna dahil. İşten kovulur, annesi o söylemeden takma kafana der. Arkadaşı Lonuie'nin zorunlu yemek misafiri olur, hiç tanımadığı bir adamın peşine takılıp daktilo ile yazı yazıp günü kurtarır. Bir yandan Margarite'nin platonik aşkıyla vicdan muhasebesi yapar. Ve sonunda evi terkeder. Son bölüm tutunamayanlar'da bana Turgut Özben'i sık sık hatırlattı. Çok kısa bir anlatım olmasına rağmen kesinlikle okumaya değiyor. Eğer sizde değerszlik ve karamsarlık duygusu hakimse okuyun. Okuyamazsanız benim alıntılarıma bakmanız yeterli.
Gece Yarısı İtirafı
Gece Yarısı İtirafıGeorges Duhamel · Remzi Kitabevi · 197118 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
yaratık gibi hissediyor
Bana göre kitabın en ilginç yanı ve asıl konusu, yaratığın korkunçluğunu fiziksel özelliklerinin çirkinliğinden alması.Bununla yazar çirkinlere karşı duyulan nefreti, aslında her dönemin toplumsal bir sorunu olan güzellik kalıplarını anlatıyor. Belki kimse çirkin olduğu için insanlar tarafından yaratık olarak nitelendirilmiyor ama güzellere atfedilen değer karşısında bu hissiyata kendiniz kapılıyor,zamanla yalnızlaşıyor ve tüm insanlara karşı nefret beslerken buluyorsunuz kendinizi. Tıpkı yaratık gibi. Değer görmemek, değersiz hissetmek,kendini hakir görmek.. Neredeyse her varlığı kötülüğe doğru sürükleyen şeyler. Her varlık bu hisler sonucunda yavaş yavaş kötüye değişir. Yaratığın durumu da bu aslında. Bide kendisi gibi bir eş isteği de reddedilince Frankenstein tarafından yaratık yaratıcısına isyan ediyor,kendisine cehennem gibi bir hayat bahşedildiği için yaratıcısına da cehennemi yaşatıyor. "Âdem'in olmam gerekirken haksız yere saadetten mahrum edilen,cennetinden kovulmuş bir meleğe benziyorum." :') Aslında yaratığın tek istediği kendisini anlayabilecek tek bir varlık. Görüntüsünden değil,ruhundan etkilenecek bir varlık. Bu konuda kendimi yaratık gibi hissediyorum. Acaba biri gerçekten beni sadece ben olduğum için sevecek mi? Tüm fakirliğime,otistikliğime rağmen.. When yaratık said "Duyarlı bir varlığın sevgisini hissedince, şimdi dışında bırakıldığım varoluş zincirinin ve olayların parçası haline geleceğim." i really felt that.
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,8bin okunma
560 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Biyoloji ve Teknoloji konusunda bizi çağımıza çıkaran yazara şükranlarımla
Yazarla bu şeritle tanıştım ama sanırım yazarın zihninin geçtiği yerlerden daha önce geçmişim gibi sahiplendim kitapları. Öyle ki öğrencilerim, hocam bırakın artık şu kitabı ,dediler bu süreçte. Karakterler ve kurguya ne kadar çalışıldığını bilmiyorum ama emeği ve zahmet hissettim her satırda. Ortaokuldaki fen derslerinden beri etrafımdaki olaylar ,yaşanan yeniliklerle alakalı sürekli hipotez kuruyor olmam,böyle olsaydı nasıl olurdu ,şöyle olmasaydı ne değişirdi,cümlelerinin hayatımda çok yer bulması bu seriye beni bağladı ve deyim yerindeyse aşık etti. Bu tarz benim kuşağım ve benden daha genç kuşaklar için de olması gereken bir girişimdi ,çünkü bilginin doğrudan verildiği haller bizi açıkça bunaltıyordu ama bilginin kurguyla ve karakterler aracılığıyla verilmesi oldukça yenilikçi ve faydalı olacaktır. Baştan sona büyük bir merakla okudum,her an elimdeydi neredeyse. Yazarın ellerine ,zihnine ,derin nöral ağlarına sağlık:)
Dura Mater
Dura MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20215,1bin okunma
239 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Yüzyıllardan beri bilgeler zamanın her yarayı kapadığını söyler dururlar.... Zamanın her yarayı kapattığı koca bir yalan. Zaman bir şeyi kapatmadığı gibi çoğu kez de yarayı travmaya çevirir bana göre. En azından benim için böyle işliyor. Sonuna kadar gitmeyip çözemediğim her şey için böyle. O yüzden kendi adıma dert tasa sorun her neyse, dibini
Göz
GözStephen King · Altın Kitaplar · 20216,4bin okunma
Reklam
114 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
50 günde okudu
Ne yapabiliriz?
Ne yapabilirim diyerek başlanan bir yolculuğun en tatlı eseri. Parlak ve sulu bir domatesin anlatımıyla işlenmiş kısa film tadında bir roman. Romanın dili anlaşılır, yer yer cümle düşüklüklerine ve metni yoran kelimelere rastladım ama genel olarak akıcı, siz kahvenizi bitirmeden kitap biter. Tanım ve betimlemeler çok güzel işlenmiş; parlak, sulu ve mis gibi kokan bir roman olmuş. Konu olarak işlenen mutfakta, değer, yiyeceklere önem, her türlü israf, göz ve mide doygunluğu, buzdolabının ruhu güzel bir bakış açısıyla ifade edilmiş. Konu idealize edilip ve içselleştirilince satırlara yansımış, okurken buzdolabına kalkıp bir bakma ihtiyacı hissettirdi. "Acaba ben bu içeriğe ne kadar dikkat ediyorum, sadece farkında olmam ya da benim uyguluyor olmam yeterli mi?" diye düşündüm. İnsanın temel ihtiyaçlarındandır yeme-içme, ama maddi kısmının yanında manevi kısmı, ruhu var ve bu ruhu ne kadar güzel işleyip işletebilirsek, süreklilik için çaba sarf ederken bile doyuma ulaşmış oluruz sanırım. Bi de ekleyecek olursam; kitabı okurken "keşke elma ve enginarın önceki yaşamları, irem bağının gizemleri ve buzdolabı içindeki yaşam biraz daha uzun işlenmiş olsaydı" dedim, bir dilek olarak kalsın. Hatta mutfağın asıl hükümdarının korkusunu biraz daha hissedebilmek isterdim. Kaos olmayınca aklımız başımıza gelmiyor. Yazarımızın ellerine sağlık. Böyle bir roman kaleme aldığı ve farkındalığımızı uyandırdığı için teşekkür ederim. Kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Daha ne kadar erteleyebiliriz. ‐ Bir elma sever.
Buzdolabı Vatandaşları
Buzdolabı Vatandaşları
Emre Turan
Emre Turan
Buzdolabı Vatandaşları
Buzdolabı VatandaşlarıEmre Turan · Fihrist Kitap · 2023128 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Her satırın altını çizmek istedim desem abartmış sayılmam umarım . Çok duygusal , içselleştirilmiş , yaşatan bir kitap. Kitaptan bir altıntıyla devam edeyim : susuyor olmam ,acı çekmediğim anlamına gelmez .
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Ve Sen Kuş Olur GidersinTarık Tufan · Doğan Kitap Yayınları · 20208,9bin okunma
415 syf.
10/10 puan verdi
AMOR FATİ :)
Hepimizin aldığımız kararlardan, olduğumuz yerden ve kişiden şüpheye düştüğümüz; ''Her şey çok başka ve güzel olabilirdi.'' dediğimiz anlar olmuştur. Belki de bazılarımız bütün hayatını bu keşke ve acabaların arasında geçirmiştir. Dr. Bruer de bu kişilerden biri. Yaşadığı yerin en saygın doktoru, zengin ve iyi bir ailesi var
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
304 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Harper çok sevimlisinnn
Spor romantizmi pek sevmedigimden bayadir erteledigim ve 0 beklentiyle basladigim bi kitapti. Birkac saatte bitirip cok sevmis olmam sokundayim su an. Gereksiz uzatmalara gidilmemis, karakterler gayet olgundu, citir cerez tatlis bi kitapti 2.sini okurum yakinda
Gizli Vuruş
Gizli VuruşTeagan Hunter · Pukka Yayınları · 2023548 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.