Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti..." Nazım Hikmet/Henüz Vakit Varken
Mahlukta devinen Gürül gürül ırmaktır ölüm Babalar ölür Dolaşır eli ölümün Saçlarında anaların oğulların Analar ölür Kök salar hasret yüreklere "Bir evlat pir olsa da" O zaman anlar ancak neymiş öksüzlük Oğullar ölür Bir kafes olur ölüm Ana kalbi bir kuştur Azad kabul etmez Sevgililer ölür Bir hicret olur ölüm Bir sıla.
Reklam
Ne güzel şey hatırlamak seni ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya
yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Ölüme Gazel
Ölümü belki her zaman gizlice düşündüm Her şeyin içinde ve her şeyden önce düşündüm O benim içimdeki ikizimdi sanki Onu, kendimi düşününce düşündüm Unutur gibi oldumsa da arada bir Unuttuklarımı özleyince düşündüm Bir tabloda bin yıl önceki bir kız Bana kederle gülümseyince düşündüm Üzgün çocukluğumla karşılaştım düşümde Ellerimi saçlarında gezdirince düşündüm Biliyordum her yerden beni gözlediğini Bunu hep bildim ve sessizce düşündüm Veysel gibi uzun ince bir yolda Gidiyorken gündüz gece düşündüm Kendi ölümüyle ölüyorsa da herkes Kendi ölümümü biri ölünce düşündüm Öylesine güçlüydü ki yaşamak duygum Bir kavramdı ölüm, onu sadece düşündüm
Sayfa 171Kitabı okudu
İhtiyar "Yevsey"
Yevsey Klimkov yetim kaldığında henüz dört yaşındaydı; babası, bir orman korucusunun kurşunuyla can verdi. Daha yedi yaşına basmadan da öksüz kaldı; anası ekin biçerken tarlada apansız ölüverdi. Yevsey’in küçük aklı büsbütün durdu ölüm karşısında; ne duygu, ne düşünce; anasının ölüsüne bile korkmadan baktı. Amcası Piyotr, Demirci
İthaki Yayınları
-Carmen'i görecek miyiz ? -Hangi Carmen? Şu bolero ile,kısa eteği,kestanyetleri ile saçlarında kanlı gülü ile dans eden Carmen mi ? Hani şu hayasız turistleri baştan çıkaranı mı ? Geçti onlar! Carmen şimdi öğretmen oldu, işçi olarak çalışıyor ve oy konusunda konuşuyor. -Ya Don Kişot ? -O da makinist! -Ölmezliği yok mu ? -Var. Ama değişik bir şey bu! O zaman atlı idi. Eski değersiz kitapları okuyor, bir berber leğenini miğferi olarak kafasına geçiriyor, kadidi çıkmış bir ata biniyor ve dünyayı kurtarmaya gidiyordu. Şimdi ise makinisttir. Politeknik okulunda okudu, diploma aldı, mesleğinde çalışıyor. Gördüğü yel değirmenlerini dinamitiyle uçuruyor. Buharla çalışan değirmenler, yollar, köprüler, demiryolu istasyonları yapıyor. Modernleşti. Buhar makinalarına, otomobillere, uçaklara biniyor. Uzun at öldü. Artık Carmen'in <işe yaramazlar>lar sepetindedir o .
Geri131
316 öğeden 311 ile 316 arasındakiler gösteriliyor.