Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne güzel şey hatırlamak seni : ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni : bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının, güneşli bir rahatlık ve etin daveti : kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık...
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Kardeşinin sabaha karşı hovardalıktan her eve dönüşünde Hrisanti yatağından fırlardı neşeli, çizmelerini çıkarır, su ısıtırdı yıkanması için, acı kahveler pişirirdi kafası yerini bulsun diye; ona sokulduğunda sezdirmeden, doyasıya koklardı bıyıklarında, saçlarında, yatıp kalktığı kadınlardan kalan ağır kokuyu. İşte böyle böyle fukara Hrisanti de şu fani dünyada aşkın ne menem şey olduğunu anlamıştı, o da tadabilmişti aşkın tadını kendine göre. Ya Hürriyet Ya Ölüm (Kazancakis) Sayfa 99
Reklam
Ölüm
Babalar ölür Dolaşır eli ölümün Saçlarında anaların oğulların Analar ölür Kök salar hasret yüreklere 'Bir evlat pir olsa da' O zaman anlar ancak neymiş öksüzlük Oğullar ölür Bir kafes olur ölüm Ana kalbi bir kuştur Azad kabul etmez Sevgililer ölür Bir hicret olur ölüm Bir sıla Erdem Bayazıt
Şiirler
Şiirler
İsmini bilmiyorum. Ama cismi küçücük... ve sıcacık olması gerekiyordu babası onu kucakladığında. Ben oğlumu kucağıma aldığımda hangi sıcaklığı duyuyorsam, o baba da kızının sıcaklığını duymalıydı. Ben oğlumu kucakladığımda içim nasıl sıcacık oluyorsa, o babanın da içi sıcacık olmalıydı. Ruhu bedeninden ayrılınca babasının kucağında minik bedenini,
Her gün seni yaşamak nasıldır? Senle geçen zaman nedir? Kimsin sen? Aşk mı kokar gözlerin? İç çeksem kalır mı tadın? Öpsem dudaklarından, Tutuklanır mıyım? Kısa saçlarında gezinsem, Biçsem teker teker acını, Şiirlerimle beslesem seni. Çıksak uçak gibi göğe, Uçsak sonsuzluğa, Sevişsek bulutlar üstünde, Yenilsek yer çekimine, Ölüm bile güzeldir seninle.. 23:12 17.11.2023 Salı Mustafa Söğüt
Yedi - yirmi dört, sabah - akşam, gündüz - gece
Neler duymak istiyorsun benden? Çalışmayan köstekli saat, bacaksız çekirgeyim. Yorgunum, dargınım, küskünüm; Doydum yaşamaya, mecbur muyum yaş almaya? İki sorunumuz var yanlış batılılaşma ve yalnızlaşma, Sanırım ikincisine aşık oluyorum inceden, Terk etmez beni, edemez de zaten! Yalnızlık bırakırsa beni, yapayalnız kalırım sadece. Oksijene savaş
Reklam
Gözlərində boş yer varmı? Olarmı, mən də görünüm? Çox qalmaram yaşa dönüb Sol yanağınla sürünüm? Saçlarında boş yer varmı? Olarmı, mən də hörülüm? Darağının dişlərinə, Keçim öz xoşumla ölüm? Əllərində boş yer varmı? Olarmı, mən də yuyulum? Əllərin heç, o sabunun, Köpüyünə qurban olum.. • Vaqif Səmədoğlu. 🤍
Afîtâb vakti...
Yitik bir gençliğin uzak iklimlerinden geliyorum, geminin dümeninde tüten hasretim. Sislere süzülen kuğular gibi denizin yaldızında gün sayıyorum, namütenahi yolculuklar ruhlarının nâr-ı teessüf türküleriyim. Şiirsel gargaraların harcanan ehliyetsiz kalemlerin devrik cümleleriyim. Kemik çuvallı gövdeye sahip laf cambazlığıyla efelenen keşlerin
Vaqif Səmədoğlu
Gözlərində boş yer varmı? Olarmı mən də görünüm? Çox qalmaram yaşa dönüb, Sol yanağınla sürünüm? Saçlarında boş yer varmı? Olarmı mən də hörülüm? Darağının dişlərinə Keçim öz xoşumla ölüm?
Aşkın Mihrabında Kalbler
Kirpiklerinden dökülen satırları Bırak geceden gündüze şafaklar okusun Baharları olan sırma saçlarında ki kırları Bırak kilim misali ay ışığında günler aylar dokusun... Aşkın mihrabına saplanmış kalpler Bırak iki cihanda biraraya gelsin Bir Şiirin kurşunuyla mısralar ölüm saplar Dilinden çıkan vursun göğsümden, toprağı delsin... Gönül yurdundan çıkaracaksan çıksın can Sevdaya tutulacaksan zamanı unutarak an Kor olmaya gücün yoksa ateşe sermeyecektin Satır satır hece hece ömrümüz küle vermeyecektin ...
Kalemin Derdi
Kalemin Derdi
238 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.