Piyanonun başına geçti ve bir tuşa bastı: "Do," diye mırıldandı basmasına eş zamanlı. "Her şeyin başlangıcı, doğmak." Bir tuş daha bastı. "Re," dedi bir özlem dolu sesle. "Aşık oluş. Hayallerde uçmak." Bir tane daha... "Mi; parçalara ayrılmak, kaybetmek." Bir tane daha.. "Fa; olgunlaşmak." Bir tane daha... "Sol; bir şeylerin farkına varmak." Bir tane daha... "La," dedi. Kafasını sola çevirip yüzünü ciddileştirdi birkaç saniyeliğine. Ardından önüne döndü. "Düşünmek ve karar vermek." Ve son tuş.. "Si," dedi tebessüm ederek biraz öncesinin aksine. Sonra ayağa kalktı, tabureye ilerledi. Dengeli bir şekilde tabureye çıktı. İpi boynundan geçirdikten sonra, "Ölüm, mutlak karanlık." diye fısıldadı. Gözlerinden yaşlar akarken tabure devrildi. Ve piyano son notasını tamamladı.
...Ve kendi kendime sordum: Özlem dehşet duygusunu bastırabilir mi? Ait olma duygusu, nefretten baskın çıkabilir mi? Nefret unutulabilir mi?..
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
Ve kendi kendime sordum: Özlem dehşet duygusunu bastırabilir mi? Ait olma duygusu, nefretten baskın çıkabilir mi? Nefret unutulabilir mi?
Sayfa 172Kitabı okudu
Ölüm kalanların meselesidir, gidenlerin değil. Kalan, o yakıcı özlem duygusuyla baş etmek zorundadır.
Sayfa 95 - TimaşKitabı okudu
Bir insanın yaşamı kırk yıl da olabilir. Olmalı. Bir ölüm özlemi değil bu. Özlemlerim kalmadı. Ben aslında sürekli özlüyor ve bir özlem durumunda yaşıyorum. Bu yüzden özlemlerim yok. Yalnız bir kavrama bu. Bütünselliğin kavranması. Bitirmişliğin.
istedim ki Daha güzel olsun dünya. İstedim ki, beyaz ipek gibi yağan karın altında Bitsin artık. Bu sürüp giden alçaklıklar. Bir bebek Ölüm tehdidi altında yaşamasın beşiğinde Ve paramparça olmasın Sımsıcak Capcanlı Yaşayıp giderken insanlar. Bırakın, beyaz ipek gibi yağan karın altında Hayallerimiz olsun.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.