“Gerçekten de biz bizden daha mutsuz olan bir insanın yanında hemen düzeliyoruz. Ve hastalığımız, hem de ölümcül hastalığımız bile bir anlam taşımıyor.” (s.97) -Thomas Bernhard, Beton
Bı tuhafım şu aralar kimin ne söylediğini duymuyorum o an haklısın dememe rağmen aklım karşimdakiler de değil aklım başımda değil. Bı acıyor yüreğim sormayın gitsin yaşamak istemiyorum bir onu bilirim biri çekip alsa beni dayanamıyorum.. kimi suçlasamki suçlu bulamıyorum. yüreğim avcumun içinde ben mi sıkıştırıyorum açaba çok aciyor. acıyor hissetmenizi istyorum, dayanamıyorum. Bişey olsun ne bileyim bir deprem yada sel veya ölümcül her hangi bişey bir tek ben ölsem.. oysa ne çok okumak istediğim kitaplar var ve bir ömür duruyor karşımda ama yapamıycam, yok dayanamıyorum hissizleşmişim ama acıyı hissediyorum ne tuhaf. gülmek, ah ne kadarda güzel bir duygu gülmek ;( sanırım bana tek iyi gelecek olan toprağak. sesimi duyuyor musunuz insan olan duyar.. umarım bir gün rastlarsın içimdeki tarifsiz acının haykırışlarını ve okursun.. ;((
Reklam
Cesaret edebilir miyim Rahatsız etmeye evreni? Bir dakikalık zaman olacak Kararları ve yeni kararları tersine çevirmek için. Çünkü biliyorum hepsini çoktan, biliyorum hepsini; Biliyorum sabahları, akşamları, ikindileri, Ölçtüm yaşamımı kahve kaşıklarıyla; Biliyorum o sesleri, ölümcül bir düşüşle ölen, Altında öbür odadan gelen müziğin. Öyleyse nasıl kalkışayım?
Aşk, cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır.
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır
Aşk, cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır.
Nefret...
Nefret etmemek zor: İnsanlardan, eşyalardan, içine düşüp kaybolduğun durumlardan… Senin azmini ve hevesini kırıp, kanamanı seyretmekten zevk aldıklarında; nefret, mantıklı gelen tek his oluyor. Ancak ben nefretin bir adama neler yaptığını bilirim: Paramparça eder ve onu olmadığı birine dönüştürür, asla olmayacağına dair söz verdiği birine. İşte bunu sana söylemem gerek: Sana, kalbimde hissettiğim onca berbat şeyin ağırlığı altında ezilmemek için ne kadar çok çabaladığımı anlatmam gerek. Bazen hayatım ölümcül bir denge yarışına dönüşüyor: Yapmak istediklerimle, yapmam gerekenler birbiriyle çarpışıyor. Anlık olarak gösterdiğim tepkiler, beynim daha onları planlayamadan, ortaya çıkan sorunları çözmeye yönelik oluyorlar.
KAPLAN Kaplan! Kaplan! yanmakta ışıl ışıl Karanlığın ormanlarında: Hangi ölümsüz el ya da hangi ölümsüz göz Yaratabilirdi senin heybetli simetrini? Hangi uzak yarlarda ya da hangi uzak göklerde Kurban edildi gözlerindeki ateş?
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.