Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Sadece bir kaç nesil geriye gidin ve uğruna insan hayatına kıymayı bile göze aldığınız kimliklerinizin aslında sadece düşsel bir hipnozdan ibaret olduğunu anlayacaksınız. saf olmayan kimlikler için "hak" tan yoksun bir mücadele verdiğinizi unutmayın
Siz ne kadar zannettiğiniz kişisiniz?
Amin Maalouf' un okuduğum ilk kitabı. Başlamamın sebebi isminden çok etkilenmem ve günümüz "kimlik" sorununu anlatıyor olmasıydı. Baştan sona anlatmak istediği konuyu o kadar iyi işledi ki ondan etkilenmemek kaçınılmaz oldu benim için. Yazarın okuduğum her cümlede, beni aklımda karmaşık ve asla çözemeyeceğim sorulara gebe bıraktığını hissettim. Bu kitapla ilgili söylenecek çok şey var ama ayrıntılara girmenin kışkırtıcılığına direniyorum. Ve kitabı tavsiye ediyorum.
Bir deneme denebilecek bu kitapta aslında okurken kendi ülkemi buldum bir parça diyebilirim. Lübnan'da doğan ve sonra Fransa'ya yetişen ve Hristiyan olan bir Arap'ın yaşadığı kültür çatışmasını karşılaştığı kimlik çatışmasını anlatan güzel bir kitap.
Lübnan kökenli, hıristiyan bir fransız vatandaşı olan yazar, önemli bir konuyu irdelemiş. Dünyadaki etnik çatışmaların sebebini teşkil eden ayrışmaların, yüzyıllara bağlı olarak dil, din ve ırksal değişiklikler başta olmak üzere kişinin kimlik tanımını önemli ölçüde değişikliğe uğrattığını, örneğin eskiden kendini ülkesinin kimliği ile tanıtmayı uygun gören (Türk, Yunanlı, Rus, Fransız vb.) bir kişi günümüzde; Müşlüman, Şii, Sunni vb. kimlik tanımlarıyla kendini ifade ettiğini ileri sürmektedir. Bunun sebebinin ise modernleşme , Batı ve Amerikan yayılmacılığının insanları her alanda yalnızlığa ittiğini, bu nedenle de insanların kendini etnik kökeni üzerinden tanımlayarak bir emniyet şeridi oluşturduğunu, bu şekilde benzerleriyle dayanışmayı tercih ettiğini ileri sürmüştür. Özellikle Lübnan'da
yaşanan çatışmaların kimlik bazlı nedenlerine de değinmektedir. Konu önemli ve ilginç olduğundan sosyolojiye ilgi duyanların okumasını öneririm.
Yazar ne kadar da doğru demiş. Sürekli farklı kimliklerimiz, benliklerimiz var aslında biz sadece doğduğumuz toprağa ait değiliz. Diğer dilleri kültürleri de öğreniyoruz, değişiyoruz , bilgilerimize bilgi katıyoruz. Yani kısacası ırkçılık yapmak bize göre değil. Sonuçta okullarda bile yabancı dil öğrenilirken ... Peki ya bir yerde yaşayabilmek için oranın diline ihtiyaç duyuyor ve öğrenmeye çalışıyoruz. Irkçılık yapsak bunları nasıl kafamıza yerleştirebilirdik.
"Seçmek durumunda bırakılıyoruz, zorlanıyoruz dedim, kim tarafından mı? Sadece her çeşidinden fanatikler ve yabancı düşmanları değil, sizin ve benim tarafımdan da, -aramızdaki herkes tarafından, gerçekten de hepimizin içinde kök salmış bu düşünce ve ifade alışkanlıkları yüzünden bütün bir kimliği öfke ile ilan edilen tek bir aidiyete indirgeyen o DAR, o SIĞ, o YOBAZ kolaycı yaklaşım yüzünden, içimden katiller böyle imâl ediliyor diye haykırmak geliyor”.
AminMaalouf çok begendigim yazarlardandır. Bir önceki eserleri gibi, bu da bir çırpıda biten bir kitao oldu. Deneme türünden yazdığı bu eseri severek okudum. Yazarın düşüncelerine katılmamak olanaksız sanki..
Kitaptan birkaç cümle eklemek istiyorum; "Çoğunluk yasası her zaman demokrasi yle, özgürlük le ve eşitlik le eş anlamlı olmuyor;kimi zaman zorbalik la, köleleştirme yle ve ayrımcılık la eş anlamlı oluyor." "Demokrasiden söz edebilmek için fikir tartışmasının göreli bir huzur ortamında gerçekleşmesi gerekir; bir oylamanın anlamı olabilmesi içinse özgür ifade sayılabilecek tek şey olan görüş oyunun, ettnik oyun, fanatik oyun, kimlik oyunun yerini alması gerekir." Ve en beğendiğim cümlesiyle devam ediyorum; "... ama harita üzerinde ne kadar ararsam arayım, bütün adayların dinsel ya da etnik aidiyetlerinin seçmenlerince önemsenmedigi tek bir yer bile bulamadım."
Çivisi çıkmış Dünya'yı yazarın diğer kitabı olan Ölümcül Kimlikler' peş peşe okumakta büyük yarar var. önceliğin bu kitap olması kaydıyla. Yazar bu kitabında; kendi penceresinden, samimi bir dille , Dünyadaki; etnik, kültürel ve dini gelişmeleri , sonuçlarını, barışa ya da çatışmaya yol açma etkisini irdeliyor. Dünyada var olan bir çok olumsuzluğu gidermek için gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ulusların hala fırsatı olduğunu örnekleriyle ve açık bir dille anlatıyor. Özellikle orta doğu başta olmak üzere çatışmaların sıklıkla karşılaşıldığı coğrafyalarda bu olumsuz hareketliliğin yüz yıllara dayalı olarak nasıl adım adım geliştiğini, bu gelişmelerde ABD başta olmak üzer batılı ülkelerin üstlendikleri bozucu etkiyi yine örnekleriyle anlatıyor. Yazar, dünyanın çevresel bazlı sorunlarından da kurtulabilmesi için hala umut olduğunu özellikle vurguluyor. Başarılı bir deneme. Okuyun okutun derim:)
Okuması biraz ağır. Sizi alıp götüren bir kitap değil ama eminim her sayfadan sonra "Ben ne okudum ya?" diye düşünmenizi sağlayacaktır. Dil, din, ırk, cinsiyet, teknoloji, coğrafya gibi birçok konunun insanın kendisini ifade etmesinde, kimliklerindeki etkilerine örneklerle, anlaşılır bir şekilde değinilmiş. Hatta bunların hislerinde nasıl rol oynadığını yoğun bilgilerle anlatıyor. Benim yazdığım bu bir iki cümle kitabın sadece ufak bi' kısmını anlatıyor belki de. Çünkü yazdıklarımdan çok daha fazlası. Fikir edinmek için alıntılara da gözatabilirsiniz.
Bu kitabı okuduğum sırada etnik kimliğin önemli olduğunu, kişileri tanımlayan birer karakter olduğunu düşünüyordum. Muhtemelen olması gerekenden daha erken okudum bu kitabı çünkü etkisinde kaldığım söylenebilir. En azından uzun süre kişilerin yaşadıkları yerin kültürü ve ailesinin, kendisinin doğduğu toprakların, kültürünün savaşının ortasında kaldım. Kitap hakkında kapsamlı bilgileri benden yaşça büyük nitelik olarak daha kapsamlı kişiler yeteri kadar incelmiş bu kitap hakkında daha fazla yorum yapmamın bir anlamı yok.
Değinmek istediğim bu spoiler sayılabilir kitabın son söz kısmının son paragrafı. Amin Maalouf torunun bu kitabı ileride bulup okuduğunda o zaman bu konuların tartışıldığı insanların, çocukların öldüğünü gördüğünde şaşırıp kitabı bırakmasını temenni ediyor. Umarım kimliklerimiz silah veya hedef tahtası olmaktan kurtulur ve sadece kağıt parçası olur.
**** Biliyorum bir çok kişi kimliğiyle onur duyuyor ve bunu öne sürüyor hatta başka kimlikteki insanlara ateş püskürüyor. İnsanları kimlikleri, dinleri, etnik grupları gibi şeylerle değil doğaya ve dünyaya faydasıyla kategorize etmemiz bize daha çok faydalı olacaktır.
Saygılarımla...
DEVRİM AYDOĞAN