Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her insan, kutsal bir sessizlik içinde tek başına veda etme ve ölüme hazırlanma hakkına sahiptir. Ruhunu tekrar boşaltıp o ilk zamanlarda, çocukluğunda olduğu kadar boş ve saygılı bırakma hakkına...
Ölüme Hazırlanma
Gereğinden önce dertlenmek , gereğinden fazla dertlenmektir -Seneca
Sayfa 269
Reklam
118 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
asıl konuya geçmeden önce baştaki minik tiyatro kesitinde kitabın korkunç, berbat olduğundan ve okuduktan sonra çok etkisinde kalındığından bahsediyordu açıkçası bu yüzden biraz okumaya çekinmedim değil kitapta o dönemde gerçekleşen ölüm cezasının ne olduğundan, insanların nasıl bunu eğlence olarak gördüğünden, idam cezasının gerçekleşmesi için sadece 6 haftası kalan elinden pek de bir şey gelmeyen çoğunluk gibi bağışlanmadan canice öldürülecek olan o 6 hafta, ölüme hazırlanma süreci ve giyotin masasında geçireceği can sıkıcı anlara kadar bir çok şey anlatılıyor. şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap olmamakla beraber ilginizi çekerse asla okumayın diyemem ama okumaya değer :)
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023121,4bin okunma
Çoğu zaman ölüme hazırlanma ölümün kendisinden daha fazla azap vermiştir insana. Eskilerden biri, hem de akıllılarından biri söyler bunu: Minus afficit sensus fatigatio quam cogitatio Duymak düşünmekten daha az üzer bizi. 《Quintilianus》
Sayfa 294Kitabı okudu
...Velhasıl ölmek garip şey
Ölüm yaşam kadar eski bir kavramken, yaşam kadar doğal ve kaçınılmazken, yaşamı hep kendimize, ölümü başkalarına yakın görürüz. Nedense ölüm hep dışımızda, bizden uzak ve yabancıdır. "Ölen" her zaman başkasıdır, bizzat kendimiz ölmeyiz. Zaten öldüğümüzde de artık o biz değiliz. O yüzden sanırım ölüme hazırlanma, kendi ölümünü normalleştirme gibi bir şey pek de mümkün olmuyor. İstisnaları var elbette, tarihte bile isteye ölüme gidenlerin sayısı az değil, ama dikkat ettiysen onlara da "öldü" denmiyor "ölümsüzleşti" deniyor. Demem o ki ölüm bizim gibi faniler için kaçınılmaz sonken bile asla ona yaklaşmak istemiyoruz. Oysa ölümden uzaklaşmak için harcadığımız her saniye bizi ölüme biraz daha yaklaştırmış oluyor...
Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Ölüm yaşam kadar eski bir kavramken, yaşam kadar doğal ve kaçınılmazken, yaşamı hep kendimize, ölümü başkalarına yakın görürüz. Nedense ölüm hep dışımızda, bizden uzak ve yabancıdır. "Ölen" her zaman başkasıdır, bizzat kendimiz ölmeyiz. Zaten öldüğümüzde de artık o biz değiliz. O yüzden sanırım ölüme hazırlanma, kendi ölümünü normalleştirme gibi bir şey pek mümkün olmuyor. İstisnaları var elbette, tarihte bile isteye ölüme gidenlerin sayısı az değil, ama dikkat ettiysen onlara da "öldü" denmiyor "ölümsüzleşti" deniyor. Demem o ki ölüm bizim gibi faniler için kaçınılmaz bir sonken bile asla ona yaklaşmak istemiyoruz. Oysa ölümden uzaklaşmak için harcadığımız her saniye bizi ölüme daha yaklaştırmış oluyor.
Sayfa 124 - dipnotKitabı okudu
182 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.