Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-Hoşça Kal-
Bulutlara sen mi anlattın derdimizi? Uçan kuşlar mı fısıldadı,usulca..? Ondan mı bu serzenişleri, ağlamaları. Gözyaşlarıma eşlik ediyor,yağmur damlaları. Birlikte temizliyoruz, koşturduğumuz kaldırımları. Bizden sonra sevgisiz atılan adımları silerek. Yalanlardan koruyoruz,kaldırımların naif taşlarını. Üzerinde açan çiçeklere can suyu oluyoruz, Maziden kalma aşkımızla. Biz adına aşk diyemedik elbet. Büyükçe bir sevdamız vardı, Sahip çıkacak cesaret, bizde vûku bulmadı... Hoşça kal , Victor'un inandırdığı aşkı, iliklerime işleyen kayıp şairim. Şimdi sevdamın en cesur haykırışlarını, Ürkekçe imgelere saracağım. Adı bilinmez bir ezgide yitip gidecekler. Biz gibi kaybolacaklar işte Aykız Bir Başka Kayıp Şair'den Aykız'a Ay'ın güzel kızı sen bana dizelerde nelerin doğabileceğini göstermiştin. Şimdi sen ait olduğun yere gittin ve benim dizelerime ayrılık doğdu. Keşke dizeler ölümü de mümkün kılsaydı ,sevdamı öldürmek isterdim. Fakat.. Belki diyorum benim sevdam da döngülerin içine karışır, mutluluk artar da senin gülüşün çınlar kulaklarımda. O yüzden devam edeceğim sevdamın en cesur haykırışlarını ürkekçe imgelere sarmaya. Kimse bilmeyecek nedenini ama ben anlamsızca insanların mutluluğu için çabalayacağım gün gelir de seni bulur umuduyla. Sevdam belki yüce gelecek ama senden daha kutsal değil inan bana. Hoşça Kal Aykız'ım.
Yaşam Türkce
Yaşam Ne söylendiyse sadece dinledik. Başka nasıl yapılmalı kesin bilemedik. Yaşamı görüb de böyle yapdık? İnsanlar konuştu gerçeğe çatdık? Yalnız konuşulur aynı mevzular. Bunu yaparsan olacak budur.
Reklam
Şems ve Rumi hakkındaki düşüncelerim
Mevlana ve Şems farklı zamanların ve farklı bölgelerin insanlarıdır. Dönemlerinin iki büyük düşünürüdürler. Bir şekilde karşılaşırlar ve dostlukları başlar. Birbirlerinde kendilerini bulur, birlikte derin düşüncelere dalarlar ve birbirlerine olan aşklarından Yaradana ulaşmaya çalışırlar. Rivayet o ki bunun için kilitli bir odadan aylarca dışarı
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Büyük bir oda. Bahçeye açılan bir pencere Ortada bir masa Yanda bir kapı Daha birkaç şey: Örneğin bir yunus balığı camdan, bir heykel Sabah. Duvarda gün tanrıları Rezneler, sedef otları, küpe çiçekleri görünür pencereden Görünür ama görünmez Yani hiçbir şey yerinde değil pek. Bugün ne? Salı! O bile yerinde değil Bir bardak, bir sürahi yerinden
İçim de bir yer Bilinmez haritada olmayan bi çorak toprak gibiydi gönlüm Verimsiz ve ölüm kokuyordu Dünyadaki toz tutmuş hiç bi haritada olmayan bi yer Varlığı var la yok arasındaydı bilinmezdi Tak ki zamanın pas tutan yılarında İçini her karışını bilen sen gelene kadar O ölüm kokan topraklar seninle hayat buldu O çorak topraklar en nadide çiçeklerle doldu Ölümü yaşama çevirmek bu kadar kolaymıydı İbrahim halil çelik
Reklam
Şimdi söz Victor Hugo’da – bu saatin şerefine ve büyüklüğüne o nail olabilmiştir: Tabutunu mezara koyacağımız bu adam, bütün kamuoyunun yasıyla uğurlanmayı hak edenlerden. Yaşadığımız çağda bütün boş kurgular anlamsızlığını ortaya koyuyor. Gözler hükmedenlerin gövdelerine değil, tinsel olanlarınkine yöneliyor ve bu gövdelerden biri yok olduğunda,
174 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.