Ne var ki, ölmek istemiyorum. Çünkü ölmek bir şeyin (yani ömrün) kullanılması, tüketilmesi, bitirilmesi değil , tamamlanmasıdır. Zaten ben günlerimi kullanmadım, biriktirdim (Ne için?). Şimdiye dek ne yaptım? Yalnızca bir seyirciydim. Üstelik kötü bir seyirci. Bakmasını bilemedim. Çünkü bilseydim, bana gerekli olan şeyleri görürdüm. Ellerim böyle boş kalmazdı.
Ama artık çok geç. Yaşlılık bu yüzden acı olmalı. Yanlışlıkla düzeltmek için zamanınız kalmamıştır . Modern matematiği ögrenmek, sibernetiği bilmek, yeni bir dil, hatta terimler öğrenmek, değişen dünyayı benimsemek, hiç değilse ona alışabilmek için zamanınız kalmamıştır. Bütün bunlar başkalarına bırakırsınız.
yaşadığım hayal kırıklıklarından
yaşattığım hayal kırıklıklarını çıkartığımda
neredeyse kafa kafaya denk geliyor
alacak verecek yok madem
usulca çekip gideyim diyorum
aklıma annemin gözleri geliyor
yolu yok
çekecegiz
kahrını da
nazını da
bir nefeslik
saltanatında
ömrün
Yorgunum... Yalnızım... Ya da bilemediğim bir hastalığa yakalandım. Geceleri uyku tutmuyor. Karanlıkta, yatağımın içinde oradan oraya dönüp duruyorum. Kalkıp kitap okusam ya... Onu da yapamıyorum. Artık gazete bile okuduğum yok. Ölesiye mutsuzum. Ne var ki, ölmek istemiyorum. Çünkü ölmek bir şeyin (yani ömrün) kullanılması, tüketilmesi, bitirilmesi değil, tamamlanmasıdır. Zaten ben günlerimi kullanmadım, biriktirdim (Ne için?). Şimdiye dek ne yaptım? Yalnızca bir seyirciydim. Üstelik kötü bir seyirci. Bakmasını bilemedim. Çünkü bilseydim, bana gerekli olan şeyleri görürdüm. Ellerim böyle boş kalmazdı. Ama artık çok geç. Yaşlılık bu yüzden acı olmalı. Yanlışlıkla düzeltmek için zamanınız kalmamıştır. Modern matematiği öğrenmek, sibernetiği bilmek, yeni bir dil, hatta terimler öğrenmek, değişen dünyayı benimsemek, hiç değilse ona alışabilmek için zamanınız kalmamıştır. Bütün bunları başkalarına bırakırsınız.
Herkes kendi hikayesini kendi yazar. Kimi bir yol hikayesidir, kimi durum. Kimi aşkla dolmuş bir yaşamındır, kimi boşa geçmiş bir ömrün.
Hepimizin çıktığı yol kahramanın yolculuğudur. Nerede, kiminle, nasıl yaşıyorsak yaşayalım, önümüze düşmanlar, rehberler, eşik bekçileri, savaşçılar ve kahramanlar çıkacak.
Karşımızda insanlar duracak,
Bu yorgun ve çılgın ruhumun yükü ne denli ağırlaşsa da gözlerin bin yıllık yolları bir arşın yapacak kadar gerçek.
Gözlerin senli sensizliklerin serap ve hüznünü bayrama dönüştüren bilge.
Gözlerin bedenimde yeşeren yepyeni bir gül fidanı ma chére.
Gözlerin bir ömrün hülyası, bir ömrün rüyası, bir ömrün hasılası.
Gözlerin hudutsuz, boyutsuz, doyumsuz bir sevdanın çizgilerinde yaşayan çözümsüz bir aşk matematiği.
Gözlerin yağmurlarla toprağa karışan diriltici bir iksir.
ma chére
ma chére
ah!
Ferman Karaçam (Alıştık,bittik mon ami)