Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Yarını düşünerek bulunduğunuz ânı mahvetmeyin!
Aslında kötü değil güzel bir kitaptı fakat Dostoyevski kitaplarından sonra buna başlamak, biraz 'arşa çıkmış çıtayı düşürmek' gibi oldu benim açımdan. Belki de bu yüzden tam puan veremedim. Kitabın ne anlattığına dair yeterince inceleme var zaten. O yüzden ben biraz farklı incelemek istiyorum.
24. sayfada Alaimisema'nın (kelebek)
Merhaba kitap severler @baltacimetehan kaleminde Kulak Ver Sükütuma 56 denemeden oluşan samimi bir dille yazılmış sohbet havasında bir kitap okudum.
Kimsenin farkına varmadığı zamanlarda içinizdeki öfke öyle büyüyor ki bazen hiçbir kelam kendimizi ifade etmeye yetmiyor. Halimizden anlamayan insanlara, dildeki kelam yeterli olmuyor
Zaman geçse de hayatımızdan gitmeyen tek şey o insanlar, o varlıklar, o yaşamlar olsa ve ömür dediğin yıllar teker teker o güzelliklerin hayatlarına dokunsa, yüreklerde yankılanan ağıtlarla.
Bilgisi ve görgüsü olmayan insanın kendisini ifade ettiği en yegâne argüman çirkefliktir.
Muhakkak ki insan yolunda hakiki bir yön verirse zamanla yolunda yoldaşların eşliğinde yürüyor
Hayat maceraya gelmeyecek kadar kısa ve hayırlı bir insan olarak kendimizi geliştirebileceğimiz seviyede uzun.
Hakiki ömrün bir gündür. O da bugündür.
Okuyuuuunnn!!
'Ömür dediğin Üç gündür: dün geldi geçti,yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da
bugündür'
Bazı eserler vardır okuyup bitirilemez. Bitirmiş olsan bile bitmez , bitemez . İşte onlardan biriyle geldim karşınıza. Yeni boşanmış , çocuğuyla hayatta dımdızlak kalmış , kendini çöküş döneminde hisseden , başarılı akademisyen Süveyda ile fark'ındalık yaratacak , Budizm'in doğduğu topraklardan Konya'ya kadar uzanan , Mevlana 'nın huzurunu da içinizde hissedeceğiniz , "Ders 1: Zihin kendi içinde bölmeleri var adeta. Her bir bölmenin ise kendine ait sesleri. Bazen tek tek
duyulur, bazen hepsi aynı anda. Zihin birbirinin içine geçmiș iç katmana bölünmüs gibi. Bize en yakın olan doğal olanı. Ben sesi. Bu ses, 'ben' olmanın
temelinden gelen içsel çocuk sesleridir. Îkinci sırada bunu dengelemeye çalışan katman vardır. Yetişkin olma yolunda ilerleyen bilgelik sesleri bunlar. Üçüncü katman ise hepsini kapsar. Dıș seslerdir bunlar. Kime ait olduğunu anlaman zaman alır. Ebeveyn sesleri gibidir. Toplumun sesleri ya da. Bazen eleștirel bazen koruyucu. 'Insan' olmanın doğasıda vardır bu: İçindeki kalabalık. " ile başlayan , kendinizi keşfedeceğiniz , öğreti tadındaki 49 derslik bu yolculuğa çıkmak eminim sizlere de çok iyi gelecek. Şimdiden keyifli okumalar..
Tolstoy okumayı özlemişim...
Lev N. Tolstoy 1828 yılında doğdu.
1902'den 1906'ya kadar her yıl Nobel Edebiyat Ödülü'ne ve 1901, 1902 ve 1909'da Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi. Hiç Nobel Barış Ödülü kazanmamış olması büyük bir tartışma konusudur.
Bu konu hakkında çok marjinal bir yorum yapacağım, Nobel ödülü zaten edebî ürüne verilmez. Nerede
Yalnızlık paylaşılmaz paylaşılsa zaten yalnızlık olmaz.'
'Şeytan yalnızca sunar insan isterse seçer.'
En son yürekler ölür...
'Cesaret konusunda ise;dibine ışık verecek mumlardan değilim.'
'Dışına bakan rüyadadır,içine bakan uyanışta.'
' Varlığımızın özü beyin değil,kalptir.'
' Kalp düşündüğümüzden
Yalnızlık paylaşılmaz paylaşılsa zaten yalnızlık olmaz.'
'Şeytan yalnızca sunar insan isterse seçer.'
En son yürekler ölür...
'Cesaret konusunda ise;dibine ışık verecek mumlardan değilim.'
'Dışına bakan rüyadadır,içine bakan uyanışta.'
' Varlığımızın özü beyin değil,kalptir.'
' Kalp düşündüğümüzden
En son yürekler ölür
'Yalnızlık paylaşılmaz paylaşılsa zaten yalnızlık olmaz.'
'Şeytan yalnızca sunar insan isterse seçer.'
En son yürekler ölür...
'Cesaret konusunda ise;dibine ışık verecek mumlardan değilim.'
'Dışına bakan rüyadadır,içine bakan uyanışta.'
' Varlığımızın özü beyin
Yazarın Piraye'den sonra okuduğum ikinci romanı. Yine sade dilde ve akıcı uslubu ile yazılmış kısa sürede bitirdim.
Kitapta yazar aşk ağırlıklı olmak üzere alt konu olarak da organ bağışına değinmiş.
Sezenler grubunın yakışıklı oğlu Deniz ile reklam pazarlama işinin güzeller güzeli Nehir'in yollarının kesişmesi ile başlayan aşk hikayesi.
"Sen, gözlerinden ateşler saçarak, zehirli oklarını bana yöneltirken, ben sana aşık oldum Nehir"
"Sen, tüm şatafatlı tanımlardan sıyrılıp en doğal halinle, yaramazlık yapan çocuklar gibi boynunu bükmüş bağışlanmayı beklerken, ben sana aşık oldum Deniz"
Ve o uğursuz kaza..
-"Sıkı tutun Nehir..."
Ölenle ölünmüyor doğru ama kalanda yaşamıyor. Bekli bir yılı bile bulmayan bu aşk hikayesinden öte yaşananları okuduğum da daha çok uzun süre birlikteliği olupta aynı durumda olanları düşününce zamanın hiç bir öneminin olmadığı anlaşılıyor.
Beyin unutur ama , kalp asla...
Diğer bir konuda organ bağışı, sadece ülkemizin değil dünyanın kanayan yarası.
Bitkisel hayata girmiş hastanın organlarının bağışlanmadığını ama beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların organlarının bağışlanabileceğini ve kalbin en kısa sürede, göz naklinin en uzun vb. sürede hastaya amktarılacağı gibi bilgilerle dolu bir kitap.
Ömür dediğin üç gündür
Dün geldi geçti, yarın meçhuldür
O halde ömür dediğin
Bir gündür , o da bugündür.
Özdemir Asaf
Sevgili ve rahmetli Can Yücel'in dediği gibi
Ömür dediğin üç gündür ;
Dün geldi geçti, yarın meçhuldür.
O halde ömür dediğin bir gündür.
O da bugündür.
Yarını düşünmeden olmaz. Ama o yarını düşünürken ya da geçmişte takılıp kalırsan bugünde yaşaman gerekenleri yaşayamaz ve güzellikleri göremezsin.
Nehir karıştı Deniz'e. En Derin'lerinde sakladı Deniz'ini Nehir. Ve Arda ve Deniz'in kalbi ile dünü unutmadan yarınki planlarını bugünden gerçekleştirmek için yola çıktılar.
