Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Kübra
Kübra
@onemorecupofcoffeeee
29 Nisan
21 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Çok güzel.. kelimelerle nasıl anlatayım hissettiklerimi -Siddharta’nın son bölümde söylediği gibi- bilmiyorum… ama çok derin.. Ocak ayına yakışır bir seçim olmuş yine..
Aslında bu kitabı 2012 de okumuştum ilk kez. Ama o zaman kavrayamamışım sanırım ya da ilgi çekici gelmemiş gözüme. Çünkü tekrar okurken bazı yerleri hiç okuduğumu anımsamadım. Ama
Kitabı 2022’nin ilk kitabı olarak okudum. Çok fazla reklam görüyordum kitapla alakalı ama içeriğine çok hakim değildim. Yeni yıla başlamak için farkında olmadan en iyi kitaplardan birini seçmişim.
Yeniden başlama…Başarısızlık ve geç kalmışlık hissinin pençesinde kıvranan bir kadının son çıkış olarak ölüme tutunması ve oradan yepyeni hayatlarına yolculuk yapması… hepimiz yaşıyoruz zaman zaman. Başarısızlık hissi, yetersizlik, farklı tercihler yapsaydım nasıl olurdu merakı vs… bu yüzden eser yeni yıl kararları aldığım bir zamanda güzel bir destekleyici oldu. Hayatının en iyi versiyonu şu an elinde yeniden başlamaktan asla vazgeçme..klasik gazlama hikayeleri de değil. Sakin sakin kendi versiyonlarına göz gezdirmeni ve hayatına sarılmanı istiyor hikaye..
Güzel ve akıcı bir kitaptı.
Klişe Amerikalı kişisel gelişimci yazarların elinden çıkma kitaplar gibi değil. Basit ve uygulamaya dönük önerilerle dolu.
Ana teması: istediğiniz bir alışkanlığı oturtmak için görünür kılın, cazip kılın, kolaylaştırın ve tatmin edici kılın. Zararlı alışkanlığınızdan kurtulmak için de tam tersini uygulayın..
Diyelim ki çok tv izliyorsunuz, bunun nedeni kumandanın hemen yanı başınızda olması ve tv açmak için çok çaba sarfetmemenizdir. Kumandayı her zaman uzak bir yere koyun, bu da yeterli gelmezse kumandanın pillerini çıkarın. Ya da her seferinde televizyonun fişlerini çekili bir halde bırakın. Aktivasyon enerjinizi artırarak zararlı alışkanlıklarınıza karşı mesafe oluşturabilirsiniz. Hayatınızda uygulamaya koymak istediğiniz alışkanlıklar için de kolaylaştırıcı adımlar uygulayın. Kumanda yerine elinizin ulaşabileceği her yere kitap bırakın, spor yapmak için spor çantanızı hazır bir şekilde kapı kenarında bırakın.
Yani step by step.. bir adım at sonrası gelir mantığında atomik hareketlerin birleşerek oluşturduğu değişimlerden bahsediyor.
Bir çoğumuz bunu biliyoruzdur eminim ama ben sevdim çok yerin altını çizdim, son zamanlarda elime kitap almadığım için de kendimle yüzleştim ve eski rutinlerime dönme konusunda azme geldim diyebilirim
Okur Takip Önerileri
Ocak bitmeden 3. Kitabımı da bitirdim. 4 kitap planlamıştım ama bazı kitaplar sindirilerek okunduğu için biraz yavaş oldu. Engin Geçtan’ı okumayı neden geciktirdim bilmiyorum ama bu kitapla ilgili söyleyebileceğim en etkili şey alın okuyun:) kitapta insana, türk toplumuna o kdar güzel ayna tutuyor ki okurken sık sık demek bu yüzden diyip kendinize pay çıkarabiliyorsunuz. Yurtdışında uzun süre yaşayan ama ülkesine uzak olmayan bir akıl Engin hoca.
İnsan olmak.. iniş çıkış, susuş söyleniş, anlamayış hissediş.. size sizi gösteren sizi tüm zıtlıklarınızla size anlatan bir kitap. Ne bilirsen bil önce kendini bil yolunda olup kendisini, insanı, insan psikolojisini, karşımızdaki ilişki kurduğumuz bireyi daha iyi anlayabilmek adına herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Hatta keşke psikolojiyle alakalı, iyi hissetmekle alakalı, insan olmakla alakalı bir ders ilkokuldan itibaren müfredatta olsa. Herkes benlik bilincini anlamaya çalışıp küçük yaştan itibaren farkındalık kazanabilse..
İnsan ...bütün ömrünü rahatça bir yaşam için harcayan sonra da tam rahata kavuşacakken zamanı kalmadığından yakınan varlık..
Momo ne güzel anlatmış zamanı.. kıymetini bilmenin önemini, aslında bizi mutlu edeceğini sandığımız şeylere ulaşmak için harcadığımız zamanı o şeylere kavuştuğumuzda arar olduğumuzu.. çok güzel çok naif bir öykü, yormuyor ve hızlıca akıp gidiyor. Momo’yla konuşmak isterdim diyorsunuz bilgeliğini anladığınızda. Ya da siz konuşun o sizi dinlesin:) öyle bir dinlesin ki kendinizi çözün..
Ende’nin naif, sade, alt mesajlarla dolu -ama faydalı mesajlar- güzel bir öyküsü.. huzurlu hissettiren bir yanı var. İyi hissetmek ve zaman hakkında düşünmek için okunmalı.
2020’nin son kitabı.. nasıl başlasam anlatmaya bilemiyorum...
İlk 60-70 sayfasını sıkıla sıkıla ne kadar zor bu kitap diyerek, yarım bırakmamak için inat ederek.. Başında anlamıyordum ama sonrasında o kadar güzel içine çekti ki zevkle bitti. Yani bir eşik var kurgunun oturmasını beklemeniz gereken, orayı aştıktan sonra çorap söküğü gibi ilerliyor
En sıkışık zamanıma denk geldiği için benimle şehir şehir dolaştı bu kitap. Sonunda bitirdim. Gayet akıcı ve kolay okunan bir kitap. Ama zamansızlıktan dolayı en uzun sürede okuduğum kitaplardan biri oldu.
Evet güzel ama benim için fazla yavandı. Hikayenin ortalarında durumu az çok çözüyorsunuz. Alt metinde anne-çocuk ilişkisini sorguluyor, bir suçun pek çok kişi tarafından paylaşıldığını anlatıyor, çocuk masumiyetinin çocuk vahşiliğine dönüştüğü ksıımlarla sorgulatıyor. Ama bilemedim araya zaman girdiği için mi ama kitap bittikten sonra uzun uzun düşündürmedi beni, sanki bir şey eksikti. Bir de hikayenin başında kahramanların ruh halini verip sonra teker teker kahramanların bakış açısıyla olayları tekrar verdiği bölümleri tekrar geldi. Kahramanları kapalı kutu olarak sunup sonrasında onların bakış açılarıyla olayı verse mantıklı olabilirdi, ilgi çekici olabilirdi. Ama hikayenin başında zaten kahramanları az çok tanıyorsunuz yani karakterlerini, kişilik özelliklerini vs. Sonraki bölümlerde ayrı ayrı sunulması tekrara düşme gibi oldu. Evet güzel, evet akıcı ama beklentim fazlaydı sanırım çok karşılamadı.
Kendisini sürekli suçlayan ama suçlamasına neden olan davranışlarını da bırakamayan kısır döngünün ortasındaki bir adam.. Okurken Osamu Dazai’nin kendi yaşamı olduğunu düşünmüştüm ancak başka bir insanın anılarını yazdığını öğrendim. İç çekişmeler, başkaldırı, nefret, hınç, öfke duygularını baş karakterde sıkça görüyoruz ama sevgi duygusunda oldukça cimri bir karakter. Güzel, okuması akıcı ama beni çok vuran bir eser olmadı. Japon edebiyatıyla yeni yeni tanışıyorum. Bu eser de Japonya’da çokça okunmuş bir eser olduğu için bölgenin edebiyatını merak edenler için güzel bir eser olacaktır.
Kitap çok kolay okunuyor, yormuyor, akıyor. Ama benim beklentim sanırım fazlaydı bu kitapla ilgili. Elbette distopik bir eser olduğunu, kadınların ezildiği bir dünya imgelemi yarattığını biliyordum ama olaylar arası bağlantı çok etkileyici gelmedi bana. Yer yer Orwell’in 1984’ü tadı alsam da o kadar vurucu bir eser olmadığını belirtmeliyim.
Bir kadın olarak kadınların 2. Sınıf vatandaş olarak sessiz, çaresiz kalmaya zorlandığı bir dünyayı yazarın önümüze sunması tabi ki bunaltıcı, yorucu, zorlayıcı ama bu konunun işleniş tarzı beni sadece bunalttı fazlası değil. Heyecan, korku, üzüntü, mutluluk bu duygular havada kaldı. Konu daha fazla duyguya hitap edilerek anlatılabilirdi. Kısaca güzel, okunası ve yer yer çok doğru tespitlerin yapıldığı bir eser olsa da; sonuyla, olaylar arası geçişlerin yavan kalmasıyla bende çok büyük heyecanlar oluşturmadı.
Uzun zamandır bu kadar vurucu tespitler okumamıştım. Dünyadan iyi ki Dostoyevski geçmiş diyor insan bir kez daha. Aşırı gözlemci, olayları birbiriyle bağıntılayabilen, eserleri sadece edebi değil psikolojik ve sosyolojik hatta siyasi olarak da tepelerde olan bir dahi.
Eseri okumadan önce Fransa’ya, burjuvaziye karşı eleştiriler içerdiğini
Zweig ve yine ustaca aktarılan duygular.. yazarın kadın duygularını, bir şey saklamak üzerine yaşanan psikolojiyi bu kadar hissettirerek aktarması artık şaşırtmıyor. Ama o kadar akıcı ve film gibi gözünüzün önünde gerçekleşen bir hikaye ki elinizden bırakamıyorsunuz. Çok sevdim, ders alınacak çok nokta var hayata dair. Zweig’in en iyilerinden biri bence. Herkesin kendine çıkarabileceği bir pay bulunuyor, insanın en karanlık, kendisinin bile bilmediği duygulara ışık tutuyor. Kesinlikle tavsiye ediyorum
Kitabın 19.yy sonunda yazıldığını düşününce ne denli önemli bir eser olduğunu anlıyorsunuz. İradeye hakim olma konusunda çok fazla söz, yorum, kitap, video var belki ama bu kitapta bunun yolları mantıklı izahatlerle beyninize nakşediliyor. Başucu kitabı formunda. Altını çizdiğiniz yerleri tembelliğe düştüğünüzde karıştırıp kendinize gelmenizi sağlayacak şekilde belirlerseniz size çok güzel yol gösterecektir. Kitaptan bazı sevdiğim ve altını çizdiğim yerler ise:
‘’Zaman, onu doğru kullanana yanlış yapmaz. ‘’
‘’Age quod agis.( yaptığınızı layıkıyla yapın)’’
‘’Gerçek zevk çabada gizlidir.’’
Daha çok altını çizdiğim yer var ama her biri paragraf uzunluğunda yerler.
Kısacası tembelliğin karamsarlığından, vicdan azabınızdan kurtulup hayatınızı yeniden iradeli bir şekilde elinize almak istiyorsanız okuyun, okutun.
Micheal Ende’den ilk kitabım. İnanılmaz güzel ilerledi meşgul olmasam daha hızlı bitirebilirdim ama beklediğimden daha uzun sürede okudum, sindire sindire bitmesin diye. Kitabı okurken izlediğim animasyonlar, Harry Potter’dan Alice’e kadar bir çok fantastik dünya canlandı ister istemez. Alice in Wonderland ya da Oz büyücüsü gibi fantastik dünyalar elbette daha önce kurulmuştu ama Ende’nin bu eseri kesinlikle 70’ler sonrası oluşturulmuş fanstastik eserlerde pek çok yazarı etkilemiş diye düşündüm. O kadar geniş bir hayal dünyasıyla bilgece dersler verilen cümleler var ki bu yüzden eser sizi hem hayal kurduran hem de düşündüren bir ruh haline sokuyor. Momo’yu okumayı da hep erteliyordum onu da okuyacağım en kısa sürede. Okuyacak arkadaşlara şimdiden iyi İzlemeOkumalar:)..
Woolf’un okuduğum ilk kitabı. Okumayı neden bu kadar geç bir zamana bıraktım bilmiyorum. Ama inanılmaz güzel bir kafa ve yazıya geçirme becerisi var yazarın. Bir köpeğin gözünden olayları aktarması bakımından da oldukça ilginç bir eser. Mektuplaşmalar, köpeğin düşünceleri, seyahatler derken oldukça güzel bir eserle karşılaşıyorsunuz..
Kozmos
Carl Sagan’ın, alanının öncü isimlerinden biri olması sebebiyle, çok merak ettiğim bir eseriydi. Açıkçası bu kitabı ‘’Cosmos’’ belgeselinden sonra okumaya karar verdim. Çünkü belgesel inanılmaz güzel kurgulanmıştı ve kolay anlaşılır bir şekilde işlenmişti. Kitabı da bu minvalde değerlendirdim sanırım. Benim beklentim belgeselden ötürü çok yüksekti. Kitap kesinlikle güzel, eğitici; ancak terimlerin yoğun kullanılması ve teknik bilgiler barındırması dolayısıyla bazı bölümlerde okurken beni yordu. Yani belgeseldeki akıcılık ve anlaşılırlık kitabın bazı bölümlerinde geçerli değil. Ancak bu yorum okumak isteyenlerin hevesini kırmasın çünkü benden kaynaklanıyor da olabilir. Ancak bütüncül olarak değerlendirdiğimde kesinlikle bilgi yüklü okunmaya değer bir eser olduğunu düşünüyorum.
