Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
·
Puan vermedi
1949 yılında yayımlanan “Ekmek Kavgası” Orhan Kemal’in ilk öykü kitabıdır. Hikâyelerinde halkın ezilen, emekçi, yoksul kesimini işleyen yazar, toplumun alt tabakasının yaşadıkları zorluklara dikkat çeker. Öykülerin her birinde yer alan karakterler toplumun sesi olurken hayatın gerçekleri, ekmeğinin peşinde olan insanların yaşadıkları anlatılır. Yazar bunu yaparken insanların duygularını, acıma hislerini harekete geçirmekten çok; gerçekleri göstererek halkı bilinçlendirme kaygısı taşımaktadır. Aynı zamanda yoksulluğun insanlar üzerindeki etkilerini, toplumun bozulan yapısını da gözler önüne serer. Her biri birer roman olabilecek nitelikte öykülerin kaleme alındığı eserde Orhan Kemal’in güçlü gözlem yeteneği, akıcı ve yalın anlatımını da görmek mümkündür.
Ekmek Kavgası, yazıldığı dönemin sorunlarını yansıtmakla birlikte içerisindeki öykülerde anlatılanlar, günümüzde hala güncelliğini korumaktadır.
Orhan Kemal’in okuduğum dördüncü ya da beşinci kitabı sanırım. Orhan Kemal’i herkes okumali diye düşünüyorum. Avare yıllar kısmı beni çok çekmese de tam aksine Baba Evi kısmına bayıldım. Karakterimizin isyankar, aksi, karşıt halleriyle sıkça karşılaşıyoruz. Günlük yaşantımızdan bir anı gibi hissettirdi bana. Dönemi tanımak adına da iyi gelecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Orhan Kemal’i okumak isteyenlere tavsiyem de “Vukuat Var” serisi olacaktır. Tanıdık gelmesi adına televizyonda Hanımın Çiftliği dizisi ile karşımıza çıkmıştı.. okuyun, okutturun..
-Tavsiye almak isteyenler bu kısmı okuyabilir-
Kitap öyle bir kitap ki okurken zaman geçmiyor bazen, bazen zaman zaman gerçekten bunalıyorsunuz. Ama size çarpıcı bir son vadediyor ve sonraki kısımlar yine de kitabı güzel hatırlamanızı ve kitap bittiği için ve o karakterlerle bir daha karşılaşamayacak olduğunuz için üzülüyorsunuz. Ben son iki üç
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Sevgili Karıcığım,
Bugün Bergama’ya geldim. Yolda iki defa otomobil bozuldu, saatlerce bekledik. Kara bahtım. Saat 2’den 8’e kadar da hiç durmadan harabeleri gezdim. Çok güzel ama canım da çıktı. Yarın Soma’ya hareket ediyorum. Seni ve Filiz’i hasretle kucaklar, gözlerinizden öperim.
S.Ali’nin eşi Aliye ve kızları
Sokaklardan Bir Kız
‘’ Ne iyiydi romanlar ve yalnızlık ! ,,
‘’ Yıllar gelip geçiyordu. Yapayalnızdı kitaplarıyla. Çevresinden korkuyor, korkusu arttıkça nefreti çoğalıyordu. Eski günleri, ah eski günleri! ,,
Kötü Yol
‘’Müteahhit Katibi İhsan, beş yaş küçük kardeşinin derme çatma karyolasının ayakucundaki yer yatağında gözlerini açtığı zaman, şehrin saat kulesi sabahın altısını ağır ağır, uzak uzak vurmaya başlamıştı…,,
Zehra Ana ; İhsan ve Nuran’ın annesi. Evlatlarının hep iyiliğini isteyen, ilerleyen yaşına rağmen çamaşır yıkayıp, evin geçimini sağlayan Zehra Ana. Çocukları için hep daha fazlasını ister. Onların rahatı için çalışır. İhsan ise ; Anasının bu derdini görür haline acır fakat okumamıştır, elinden ancak inşaat işi gelmektir. Annesini çamaşır derdinden kurtarmak, rahat bir yaşam sürmesini ister fakat Nuran ; İhsan’ın tam tersi sorumsuz, gezmeyi tozmayı seven, Yeşilçam artisti olma hayali kuran vurdum duymaz bir genç kızdır.
İstanbul’a gidip meşhur olma sevdası ailenin hikayesinin başlamasına sebep olur.
Türk toplumunda dul, yetim ve öksüz kalmanın sorumluluğunu, kişiye dönüşünü, toplum içindeki yerini anlatmış bizlere Orhan KEMAL.
Olay örgüsünü öyle duru ve sade anlatmış ki kitap su gibi akıyor.
Okurken keyif alacağınız müthiş bir kitap. Şiddetle öneriyorum.
Keyifle Okumalar !
