Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gül Açtı Bülbül Öldü
Ay gökyüzünde yükseldiğinde Bülbül, uçup Gül Ağacı’nın yanına gitti ve göğsünü dikene dayadı. Göğsüne giren dikenle bütün bir gece şarkısını söyledi; soğuk ve kristal ay, başını eğip onu dinledi. Bütün bir gece söyledi şarkısını, diken göğsüne, daha da derine girdi, kanı vücudundan çekildi. Önce bir oğlanla kızın yüreklerinde sevginin doğuşunun
Tek istediğim bir kırmızı gül
“Tek istediğim bir kırmızı gül,” diye bağırdı Bülbül, “sadece bir tek kırmızı gül! Bunun hiçbir yolu yok mu?” “Bir yolu var,” diye cevap verdi Ağaç; “ama o kadar korkunç ki sana onu söylemeye cesaret edemem.” “Söyle!” dedi Bülbül, “Korkmuyorum.” “Bir kırmızı gül istiyorsan,” dedi Ağaç, “onu gece yarısı şarkınla yapmalısın ve kendi yüreğinin kanıyla boyamalısın. Yüreğini bir dikene dayayıp bana şarkını söylemelisin. Bütün gece bana şarkını söyleyeceksin, diken göğsünü delecek, sana can veren kanın benim damarlarıma akacak, benim olacak.” “Ölüm, bir kırmızı gül için çok yüksek bir bedel,” diye bağırdı Bülbül, “yaşam ise herkes için değerli. Yeşil koruda oturup altından arabasında güneşin, incili arabasında ayın geçip gidişini seyretmek hoş. Akdikenlerin kokusu tatlı, vadide gizlenen çançiçekleri tatlı, tepelerde rüzgârla savrulan fundalar ne hoş. Ama Aşk, Hayat’tan daha değerlidir ve bir insan kalbinin yanında bir kuşun kalbi nedir ki?”
Reklam
bülbül ve gül
“Bana kırmızı bir gül ver,” dedi, “sana en tatlı şarkımı söyleyeyim.” Ama Ağaç başını iki yana salladı. “Benim güllerim sarı,” diye cevap verdi; “amber bir tahtta oturan denizkızının saçları kadar sarı, biçici orağıyla gelmeden önce çayırlıkta biten zerrinlerden daha sarı. Ama Öğrenci’nin penceresinin altında biten kardeşime git, belki o sana istediğini verir.”
bülbül ve gül
“Bana bir kırmızı gül ver,” diye bağırdı, “sana en tatlı şarkımı söyleyeyim.” Fakat Ağaç başını iki yana salladı. “Benim güllerim beyaz,” diye cevap verdi; “denizlerin köpüğü kadar beyaz, dağların üstündeki kardan daha beyaz. Ama eski güneş saatini saran kardeşime git, belki o sana istediğini verir.”
Bülbül Neden Ağlıyordu?
“Niye ağlıyor?” diye sordu küçük bir yeşil kertenkele, kuyruğu havada, Öğrenci’nin yanından koşarak geçerken. “Neden sahi?” dedi bir kelebek, bir güneş ışığını kovalıyordu. “Neden, sahi?” diye fısıldadı bir papatya komşusuna, yumuşak, alçak bir sesle. “Kırmızı bir gül için ağlıyor,” dedi Bülbül. “Kırmızı bir gül için mi?” diye bağırdılar; “Ne kadar da gülünç!” Her şeyle alay eden bir yaradılışa sahip olan küçük Kertenkele ise düpedüz güldü. Ama Bülbül, Öğrenci’nin kederinin sırrına vâkıftı ve meşe ağacında hiç sesini çıkarmadan oturup Aşk denen bilinmezliği düşündü.
bülbül ve gül
“Tek istediğim bir kırmızı gül,” diye bağırdı Bülbül, “sadece bir tek kırmızı gül! Bunun hiçbir yolu yok mu?”
Reklam
bülbül ve gül
çünkü Aşk, en bilge Felsefe’den daha bilge, en güçlü Güç’ten daha güçlüdür. Alev rengidir kanatları, alev rengidir bedeni. Dudakları bal kadar tatlı, nefesi tütsü gibidir.
Türkiye iş bankası yayınlarıKitabı okudu
bülbül ve gül
"Bir kırmızı gül istiyorsan," dedi Ağaç "onu gece yarısı şarkınla yapmalısın ve kendi yüreğinin kanıyla boyamalısın.Yüreğini bir dikene dayayıp bana şarkını söylemelisin.Bütün gece bana şarkını söyleyeceksin, diken göğsünü delecek, sana can veren kanın benim damarlarıma akacak, benim olacak."
Sayfa 33 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Ne saçmalık şu Aşk denen şey!" dedi Öğrenci,yürüyüp giderken."Mantığın tırnağı bile olamaz,çünkü hiçbir şeyi kanıtlamaya yaramıyor ve insana hep gerçekleşmeyecek şeylerden bahsediyor ve insanı gerçek olmayan şeylere inandırıyor." (Bülbül ve Gül)
bülbül ve gül
'Ne saçmalık şu aşk denen şey!' dedi öğrenci, yürüyüp giderken. Mantığın tırnağı bile olamaz, çünkü hiçbir şeyi kanıtlamaya yaramıyor ve insana hep gerçekleşmeyecek şeylerden bahsediyor ve insanı gerçek olmayan şeylere inandırıyor.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri129
448 öğeden 436 ile 448 arasındakiler gösteriliyor.