Insan kafasını fare kafasından ayıran en temel özellik zalime karşı duyduğu öfkedir. Küfre öfkesi olmayan bir iman sinede yük, ahirette vebaldir.
Çocuklara küfre karşı öfke duymayı büyük bir hakikat olarak öğretelim ki zalime Dost Değil "Her şey bitti" dendiği bir anda Osman Batur gibi hasım olsun, murabıtlar ordusu olarak Kızıl orduları hezimete uğratsınlar.
Osman Batur, 7 Ekim 1944'te Kulca idaresi tarafından Altay valiliğine tayin edildi. Bunun üzerine Çinliler, Osman Batur'un 18 yaşındaki kızı Kabiyra ile 14 yaşındaki oğlu Baydolla'yı anneleri Mamey'in gözü önünde hunharca katlettiler. 11 yaşındaki oğlu Kariy ve dokuz yaşındaki kızı Sapiyan'ı da 20 metre derinliğindeki bir kuyuya attılar. Evlâtlarına yapılan bu muamele karşısında Mamey intihara teşebbüs etti.
Sayfa 128 - Kaşgar YayıneviKitabı okudu
OSMAN BATUR
Komünist birlikleri Osman Batur'un yakalanması için 8. Kızılalay'ı görevlendirdi. Osman Batur son savaşını yaptığı Kayız'da 17-18 Şubat gecesi Çin Kurtuluş Ordusu'na esir düştü 16 Mart'ta Urumçi'ye götürüldü. Ağır işkencelere maruz kaldı. Önce kulakları, sonra elleri kesildi. Kızı Azapay'ın da esir olarak çalıştırıldığı bir elbise imalâthanesine götürüldü. O halde Urumçi sokaklarında dolaştırılırken dahi (Ben ölürüm lakin dünya durdukça benim mil- letim cihada devem edecek!" diye bağırmaktan geri durmadı
29 Nisan'da Çin askeri, onu kuruşuna dizerek idam etmek için toplandı. Batur "Allahu Ekber!" deyince üzerine kurşun yağdı. Çin ordusunu bozguna uğratan kahraman sanki namaz kılıyor gibi önce dizleri üstüne düştü, sonra göklere yükselmek için secdeye kapandı, ruhunu uğrunda her şeyini feda ettiği Rabbine şehit olarak teslim etti..
Sayfa 18Kitabı okudu
Hain içimizde
Genel vali Burhan şehidi ve kumandan Tao ülkenin savaşsız Komünist Çin'e teslim edildiğini ilan edince Osman Batur yanında kalan az sayıdaki murabıtla birlikte 28 Ağustos 1950'de Makay'a çekildi.
Sayfa 18Kitabı okudu
Osman Batur babasının ısrarlarına rağmen silahını teslim etmedi ve "bugün silah veren yarın canını da verir, istiyorlarsa gelip alsınlar!" Dedi.
Sayfa 16Kitabı okudu
Düşmüşüz yollara çile diyerek, bir kara sevdaya bağlanmış yürek.
Türkler ekmeksiz yaşar, vatansız yaşayamazlar.
Sayfa 208
Biz Avrupalı falan değiliz, buz gibi Asyalıyız!
Türk'ün birbiri ardınca kazandığı zaferlerle dünya tarihinin seyrini değiştirdiği aynı dönemde Avrupalı açtı ve güttüğü domuz sürüleriyle beraber ağaç kökü kemirerek karnını zor doyuruyordu. Tuvalet bilmeyen Avrupalı, sadece doğumunda vaftiz amaçlı olarak sözde temizleniyor, yani hayatında bir kere yıkanmış oluyordu.
"Ne Amerika, ne Rusya. Kavgamız; komünizme, kapitalizme ve her türlü emperyalizme karşıdır!"
Sayfa 196
Ülkücü Hareket var olduğu günden beri içeride, vurguncu, soyguncu, işbirlikçi düzenle ve bu kirli çarkın dişlileri olan unsurlarla, dışarıda ise Türk düşmanları ile amansız bir kavgası vardır. Türk milletinin huzur ve refahı, Türk devletinin bekâsı esastır.
Sayfa 195
Boğazlıyan Kaymakamı Şehit Kemal:
"Allah, millet ve memlekete zeval vermesin. Fertler ölür, millet yaşar. İnşallah Türk milleti ebediyete kadar yaşayacaktır."
Sayfa 190
"Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya."
Sayfa 188
Yüksek dağlarda, derin vadilerde Türk ülkücülerinin her dönem haykırdıkları bir slogan yankılanıyordu:
"Bir ben ölmemle, ordu bozulmaz."
Sayfa 172
Osman Batur:
Ben can verebilirim. Ancak milletim, dünya durdukça yaşayacak ve kutsal mücadelesine aralıksız olarak devam edecektir. Ben Altay'da savaştım. Davamda haklıyım. Dünyaya gelsem sizinle yine savaşırım. Yakalanmam benim zaafım ya da sizin başarınız değil, ancak Allah'ın takdiridir. Allahu Ekber!
Sayfa 167
Türk'üz dedik, çekip çekip vurdunuz...
Bizi vurup, bizden hesap sordunuz...
Ölümden öteye köy mü kurdunuz!
Korkumuz yok, korkumuz yok sizden...