Şeriat hayali ile yanıp tutuşanlara gelsin
Hz Peygamber’den sonra Halife Ebû Bekir ve Ömer dönemini çıkarırsak, Halife Osman döneminde başlayan rüşvet ve adam kayırmalar Hz. Ali dönemin de siyasi çalkantılar yüzünden daha da artmış, gerçek Şeriat kısa bir dönem hariç hiç uygulanmamıştır.
Sayfa 258 - Selenge Yayınları
Genç Osman'ın katledilmesi
Yeniçeri denilen bu ahlaksızlar zümresi genç sultanı yakalayıp, tıpkı vaktiyle Oğuzların Sultan Sancar’ı ele geçirip dolaştırdıkları gibi, şehir içinde dolaştırırken ağır hakaretlerde bulundukları, "Ecdadın sekban ile mi vilayeder fetheyledi?..” dedikleri tarih kitaplarında yazılıdır. Kısacası, genç bir Türkçü padişah Türk yurdunda , bir Türk imparatorluğunun başkentinde gayr-ı Türkler tarafından hunharca katledilmiş, gerçi İstanbul gibi kahpe Bizans ruhu taşıyan şehirden bir tepki gelmezken, Anadolu’nun çeşitli vilayetlerinde tepki sesleri yükselmiş , ilki de Antep vilayetinden gelmişti.
Sayfa 241 - Selenge Yayınları
Ölümü acılı olan Genç Osman
Bütün tarih i kayıtlar bu genç ve tecrübesiz sultanın hastalık derecesinde cimri olduğu ve hatta taht kendi hakkı olduğu halde, sırf yaşça büyük diye Sultan Mustafa’yı tahta çıkardığı, aradan birkaç ay geçtikten sonra azledilmesi sebebiyle yeniçerilere iki defa cülus bahşişi dağıtılması sebebiyle üç milyon altının boşa gitmesina yol açtığı için vezirazam Halil Paşa’yı azlettiğini göstermektedir. Yine tarih kayıtlarından iyi bir eğitim aldığı, Arapça, Acemce, Latince, Yunanca ve İtalyanca’yı klasiklerden tercüme yapabilecek kadar iyi öğrendiği, yaşına göre oldukça güzel şiirler yazdığı biliniyor. Annesi, sarayı dolduran Macar, Leh, Rus, Avusturya ve Venedik dilberleri arasına nadir olarak girmiş Hatice Mah-ı Feyruz Sultan’dı. Çok iyi bir silahşor ve süvariydi. Bünyesi oldukça sağlam ve güçlüydü. Genç Osman denmesinin sebebi, henüz çocuk yaşta tahta çıkıp, 18 yaşında, ömrünün baharında şehit edilmesidir.
Sayfa 237 - Selenge Yayınları
Fatih'in kaldırdığı gelenek
Fatih, daha dün dedelerinin saygı gösterdiği Selçuklu’ya saygıyı ifade eden merasimleri de kaldırmıştır. Örneğin Mustafa Nuri Paşa şöyle yazar: “Tatil günleri dışında her gün padişah seher vaktinde divana çıkıp vezirler ve divan görevlileri belli olan yerlerini alırlar. Bir Önce MehterHâne-i Hümâyun nöbet çalar, Osman Gazi’ye Selçuklu sultanı Alladdin tarafından gönderilen davul ve bayrak gelip nöbet çalındığında Osman Gazi saygı alameti olarak ayakta dinlediğinden, sonra gelen padişahlar da nöbet çalınırkan ayakta dinlerlerdi. Fatih Sultan Mehmed zamanında Osmanlı İmparatorluğu Selçuklu İmparatorluğu’nu kat kat geçmiş olduğundan bu kural saltanatın yüceliğine yakışmamakla 200 yıl önce ölen Selçuklu sultanı Alaaddin’e saygı dolayısıyla ayakta dinlemek gerekmez diye bu gelenek bırakıldı.”
Sayfa 201 - Selenge Yayınları
Osmanlı’nın ilk ganimeti Nilüfer (Horofira)
Yar-Hisar hakimi kızını Bilecek hakimine vermiş ve düğün dernek çatılmıştı. Her yıl Osman’ın servetini oluşturan ganimetler Bilecik kalesine emanet edilirdi ve bu malları teslim etmek için kadınlar kullanılırdı. Fakat Osman Bey, bu defa kadınların yerine kadın kıyafetine bürünmüş savaşçıları, eşya yerine silah yüklenmiş atları kaleye soktu. Halkın ve muhafızların önemli bir kısmı düğüne gittikleri için kale kolayca ele geçirildi. Osman, kaleyi ele geçirdikten sonra damada pusu kurmak için Kaldıralık Boğazı’na gitti ve düğün kafilesini basarak henüz el sürülmemiş Nilüfer adındaki gelini kaldırdı ve onu oğlu Orhan’a münasip gördü. Asıl adı Horofira olan gelin Osmanlı otağına gelen ilk Batılı gelindi.
Sayfa 185 - Selenge Yayınları