Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İtalya'yı ve İtalyan kültürünü Fatih kadar tanıyan ne başka Osmanlı hükümdarı ne de Şarkta ve Garpta böyle bir hükümdar vardır. İtalya her yerdeydi: Kahire'deydi, İskenderiye'deydi, İran'daydı. Doğu Anadolu'daydı ama hiçbiri bu kültürü ve dünyayı Fatih kadar tanımadı. Aslında o dünyanın iktisa diyatının kökünü eriten de Fatih Sultan Mehmed'tir. İstanbul'un alınışı, Akdeniz adalarının yani Eğriboz, Semadirek ve diğerlerinin kontrol edilişi, bilhassa Karadeniz kolonilerinin: 1463'te Pontus'un ortadan kalkışı, Kırım'ın 1475'te ele geçirilişi, Eflak Boğdan'da hakimiyetin tesisi, Adriyatik üzerinde Osmanlı şemsiyesinin kurulması, Venedik'in klasik büyük imparatorluğunun sonunu getirdi.
Bu zarif dikilitaş ve arkadaki Sultanahmet Camii cephesi tesadüfen adeta eski Mısır mabetleri cephesi gibi bir manzara yaratmaktadır. Hatta daha da güzeldir; çünkü caminin mimari ve geometrik görünümü o dikilitaşla inanılmaz bir uyum içindedir. Geçmişte İbrahim Paşa Sarayı olan ve bugün İslam Eserleri Müzesi olan binanın balkonundan bu manzarayı seyretmenizi tavsiye ederiz.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Ayasofya Cami ( Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek /İlber Ortaylı , sf. 99 )
Divan-ı Hümayun üyeleri sabah namazını genellikle Ayasofya'da kılarlar. Ayasofya bütün İslam dünyası için bir numaralı camidir , protokoldeki yeri budur.
İstanbul'un fethi büyük bir olaydır. Bu sadece Türkler'in milliyetçi tarih şuuru açısından dolayı böyle değerlendirilen bir olay değildir. Maalesef üzerinde yeterince durulmuyor. İstanbul'un fethi ateşli silahların ve modern askerî tekniklerin kullanıldığı Rönesans tipi bir savaşın doruğundaki bir olaydır.
190 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
İlber Ortaylı'nın Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek kitabında, Ortaylı'nın çeşitli yerlerdeki söyleşileri ve yazıları derlenip bir araya getirilmiş ve ayrı ayrı bölümlerde farklı konulara dikkat çekilmiştir. İstanbul'un, Konstantiniyye'nin tarihi öneminden bahse başlıyor ilk bölümde ve devam eden bölümlerde Mimar
Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek
Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmekİlber Ortaylı · Timaş Yayınları · 20192,988 okunma
Zaten dünyada hangi olay yüzde yüz eşktlikle cereyan ediyor ki?
Reklam
" Eski kitaplar artık okunmuyor " diyenler var. Okunmamaları onların kabahati değil , bin kelimeyle yazıp konuşan bizim gençliğimizin kabahati ve o gençliği öyle yetiştiren bizlerin, eğitimcilerin suçudur.
İmparatorluk bir dünya imparatorluğuydu ve İstanbul da dünya imparatorluğunun başkentiydi.
İstanbul'un dışı cihanı yakar , içindeki keşmekeş de bizi. Elli senedir onu çirkinleştirmek için her şeyi yapıyoruz ama gene de güzel.
Sadece ibadethaneler, ticarethaneler, kervansaray, bedesten gibi eserlerle değil; hayatın her safhasını teşkil eden eserlerle, mezarlıklarla bile Türkiye çok zengin bir topraktır ve bu zenginlik de hiç şüphesiz ki çok büyük sorunlar yaratmaktadır. Tarih bilincimiz ve eski eser bilincimizde gerçeğe uygun derecede bir zenginleşme, bir olgunlaşma olmadığı takdirde bu sorunlar büyüyecektir. Eğer yurttaşlar olarak bu zenginliklere sahip çıkarsak sorunlar azalacaktır.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Zira Osmanlı İmparatorluğu Hicaz bölgesindeki hâkimiyetine çok önem vermiştir. O kadar ki devletin cihan devleti vasfına sahip olduğu 16. asırda Yavuz Sultan Selim Han gibi buraları fetheden bir padişah halife unvanından çok "Hadimü'l-Haremeynü'ş-Şerifeyn" unvanını yani Mekke ve Medine'nin, iki haremin hizmetkârı olmayı tercih etmiştir. Bu unvan hutbede okunur ve öyle dua edilir... Osmanlı padişahı için, bu "Hadimü'l-Haremeynü'ş-Şerifeyn" Batı'da da çok önemle üzerinde düşünülen bir kuruma Custodia'ya tekabül etmektedir. Hepimizin bildiği gibi Batı'nın Hıristiyan devletleri, gerçi çok kısa bir süre ellerinde tutabilmişlerdir, ama Kudüs bölgesinin Custodia'sını yani hizmet ve muhafazasını ellerinde tutmayı bir şeref, bir onur, mistik ve karizmatik bir misyon gibi yorumlamışlardır. Bunu da böyle anlamak lazımdır...
Sayfa 159Kitabı okudu
Sultanahmet'i bugün bir turistik merkez olarak görüyoruz. Aslında turistik bir merkez olmaktan çok bütün medeniyetimizin ve tarihimizin kalbi olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Sayfa 151Kitabı okudu
Sultanahmet bizim çok dikkat etmemiz gereken bir noktadır, çünkü burası İstanbul'un 1500 yıllık bir asalet beratıdır. Sultanahmet Meydanı ve onun etrafındaki eserlere sahip olan bir millet ve bir memleket, kültürüyle ve tarihî şahsiyetiyle haklı olarak övünebilir. Bunun tahrip edildiği, dikkat edilmediği, etrafındaki çirkinliklere göz yumulduğu ölçüde de böyle bir unvana ve böyle bir övgüye layık olamadığımız açıktır.
Sayfa 148Kitabı okudu
İşte size bir fikra: Kırklareli'den (o zaman ki adıyla Kırkkilise) gelen bir kadı bu uzun bekleyiş sırasında önemli bir sancak merkezi olan Manastır'a kadı olarak tayini için dilekçe veriyor ve ısrarda bulunuyor. Diyorlar ki "Orası çok önemli bir merkezdir, senin oraya tecrüben yetmez" Kadı da, "Canım" diyor; "Kırk tane kiliseyi idare ettik bir manastırı mı idare edemeyeceğiz?"
Sayfa 133Kitabı okudu
Sur içi İstanbul'da ne tarihi camilere ne de türbelere dikkat etmiyoruz. Bunları kendi haline bırakmış vaziyetteyiz. Bunların etrafına olur olmaz binaların yapılmasına, müesseselerin yerleştirilmesine sesimizi çıkarmadık. Koca İstanbul'da Sosyal Sigortalar Kurumu'nun, Merkez Bankası'nın yerleşeceği sanki başka bir yer yoktu. Bunları düşünemedik, falan veya filan enstitüleri buraya kurduk. İstanbul Üniversitesi'nin en atıl müesseseleri için buralarda lüzumsuz binalar yaptık. Buralarda dünya mirasına karşı sorumlu olacağımız yani bizim korumakla mükellef olduğumuz birtakım binaların etrafındaki yerleşmelere de dikkat etmedik.
Sayfa 109Kitabı okudu
1.065 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.