"Her devşirme öyle bazılarının sandığı gibi zorla alınmaz. Hatta bazı fakir köyler çocuklarının bu yolla kurtulacağına, yükseleceğine inanarak gönüllü olurlar."
Sayfa 31Kitabı okudu
Harem'deki bütün kızlar padişah için toplanmış değildir. Orada padişaha takdim edilecek, padişahın beğeneceği öncelikli özelliklere sahip bazı kızların olduğu doğrudur. Ama neticede birtakım kızlar orada hizmetli olarak kalır ve asıl önemlisi buradaki Türkçe ve İslam'ı öğrenen ve Osmanlı saray medeniyetinin benimsetildiği bu kızların bir kısmının Birun'a çıkan Enderun halkıyla baş göz edildiğidir.
Osmanlı ailesi patriarkal,yani ataerkildir.Devlet de babayı ve oğulları vergi mükellefî olarak kaydeder.Osmanlı ailesinin bu özelliği ,Müslümanlar kadar öbür dinler için de geçerlidir.
Sayfa 36 - TimaşKitabı okudu
Osmanlı tarihi,açıkça söyleyelim biz Türkler'in tarihidir,Türk devletinin tarihidir;ama aynı zamanda etrafımızdaki yirmi küsur devlette yaşayan onu aşkın milletin,çok dinli,çok dilli kavimlerin ortak bir tarihidir.
Sayfa 186 - TimaşKitabı okudu
IV.Murad Bağdat seferine çıktığı sırada yolların karını küretmeyen İznik kadısını astırmıştır.Bu kadının orada idari görevini aksatmasından ileri gelmektedir.
Sayfa 132 - TimaşKitabı okudu
‘Be makam-ı Konstantiniyye el Mahmiyye'
Yüzyıllar boyu Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün fermanlarında ve kayıtlarında şehrin adı böyle geçerdi: Kontantiniyye; “korunmuş makam”…Memalik-i Mahrusa’nın korunmuş ülkelerinin merkezi Konstantiniyye bütün Arapların tarihinde İslâm tarihi boyunca bu adla anılırdı. Kimse şehrin kurucusu olan hükümdarın ne adını küçümserdi, ne de inkâr ederdi. Hiç şüphesiz ki bu resmî ad, sadece resmî işlemlerle sınırlı değildi. Son döneme kadar, basılan bazı kitapların ilk sayfasında “Konstantiniyye…matbaası” künyesi vardır. Büyük Konstantin’in adını taşımaktan dolayı Osmanlı İstanbul’u hiçbir zaman yüksünmüş değildir. Dolayısıyla bu konuda bir hassasiyete de lüzum yoktur.’
Potansiyeli bu kadar yüksek, gelişmeye bu kadar müsait, bu kadar güzel ve bu kadar zengin mirasa sahip başka şehir nerede? Hangi şehrin böyle bir silüeti var? İstanbul’un dışı cihanı yakar, içindeki keşmekeş de bizi. Elli senedir onu çirkinleştirmek için her şeyi yapıyoruz ama gene de güzel.
Sayfa 17Kitabı okudu
“Eski kitaplar artık okunmuyor” diyenler var. Okunmamaları onların kabahati değil, bin kelimeyle yazıp konuşan bizim gençliğimizin kabahati ve o gençliği öyle yetiştiren bizlerin, eğitimcilerin suçudur.
Sayfa 20Kitabı okudu