Herkese merhaba , karantina gününde bir eseri okuyup bitirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Kütüphanemdeki alıp alıp kenara kaldırdığım eserlerden birisi ile karşınızdayım. İhsan Oktay Anar ile Çağdaş Türk Romanı dersinde tanışmıştım. Hayli uzun bir bölüm ayrılmıştı bu esere. " Mutlaka okumalıyım" diye not aldıklarım arasındaydı. Doğruymuş yazılanlar. Çok keyif aldığım bir okuma oldu benim için.
Kitapta tarih ile felsefe bir arada işlenerek bir roman kurgusu oluşturulmuş. Fantastik roman hissiyatı da oluşturdu bende. Anlatım olarak akıcı ancak özellikle kitabın başlarında Osmanlıca kelimeler ağırlıklı. Ben sözlük alıp kenara not alarak okudum. Kitabın içine girdikçe sizi hikaye sarıp sarnalıyor.
Osmanlı Devleti döneminde İstanbul 'da gecen olaylar kimi zaman gerçek kimi zaman düş hissi oluşturuyor okuyucuda. Uzun İhsan Efendi ve oğlu Bünyamin üzerinden sokak sokak İstanbul ve insanları anlatılıyor. Özellikle Galata... Gemiler, kaleler, kahvehaneler, savaşlar ve esirler ile yüzyıllar arasında yolculuklar yapılıyor. Kitaba adını veren Puslu Kıtalar Atlası da Uzun İhsan Efendinin yazdığı ve oğluna verdiği bir dünya atlası. Ancak Bünyamin bu kitabı okumuyor ,koynunda taşıyor. Zamanla hayatına bu kitabın yön verdiğini anlıyor.
Daha ilk sayfalarda usta bir yazarla karşı karşıya olduğunuz düşüncesi hemen oluşuyor. Macera ve fantastik ögeleri seviyorsanız tavsiye edeceğim çok güzel bir kitap. O yüzden #okudumokuyun .