"Kozmik bulutta bir yol vardır içinde tomurcuklar vardır.Bu tomurcuklar ruhtur.Bu tomurcuklar bedeniyle buluşmadan önce bazı eleklerden setlerden geçiyor.Anne babanın yaptığı ruhsatlardan dolayı bildiğin manyetik alanlarda ruhun bazı parçası kalıyor.O ruh tam var ama çocuk otizm dehb.
Ruh biz görmesek bile oksijen gibi var olan bir yapı.Ve bu buluşma noktasına gelmeden önce engellenebiliyor yada kısıtlanabiliyor.Şeytan aldığı ruhsata kul hakkına göre harekete geçiyor.Ruh şeytanın elinde hapsoluyor.Allahın yapmayın dediği şeytanın müsaade aldığı şeylerdir."
-Synergykendias
Otizme Kırmızı Işık Yak
Otizm, genellikle doğuştan gelen bir nörolojik farklılıktır ve kişinin sosyal etkileşimlerini, iletişimini ve davranışlarını etkileyebilir. Ancak, otizmin bir spektrum bozukluğu olduğunu unutmamak önemlidir. Her otizmli birey farklı özelliklere sahip olabilir ve bu özellikler, onların güçlü yanları da olabilir.
Otizme farkındalık yaratmak, toplumun otizmli bireylere anlayışla yaklaşmasını sağlamak açısından son derece önemlidir. Otizmli bireyler genellikle diğerlerinden farklı davranışlar sergileyebilirler, ancak bu farklılıklar onların değerini veya yeteneklerini azaltmaz.
Toplumda otizme farkındalık yaratmanın bir yolu, otizm hakkında doğru bilgileri yaymak ve otizmli bireylerle empati kurmayı teşvik etmektir. Bu sayede, toplumun otizmli bireyleri dışlamadan, anlayışla ve destekleyici bir şekilde yaklaşması sağlanabilir.
Otizmli bireylerin güçlü yanlarını keşfetmek ve onları desteklemek de farkındalık yaratmanın önemli bir parçasıdır. Her bireyin benzersiz yetenekleri ve katkıları vardır, bu nedenle otizmli bireylerin de topluma katkı sağlayabileceklerini göstermek önemlidir.
Toplumun bu konuda daha anlayışlı, kapsayıcı ve destekleyici olmasını sağlayarak otizmli bireylerin yaşam kalitesini arttırabilir ve onların potansiyellerini tam olarak ortaya çıkarmalarına faydalı olabiliriz.
Günaydın
"Otizm değil ama cehalet ve önyargı bulaşıcı bir hastalıktır."
Sevgi ve anlayış dolu bir gün olsun...
YAZI UZUN, ÇIKARILACAK DERS DAHA DA UZUN!
Öncelikle iyi günler, yazı fazla uzun ama İnsaAllah okursunuz ve herkes kendine bir pay çıkartır.
Üniversite dönemlerin iken hocamız sınıfımızı gruplara ayırıp 3-4 kişilik gruplar oluşturup, farklı özellikteki öğrencileri incelememizi istemişti.
Bizim gruba otizm farkındalığı gelmişti her hafta bir grup videolar, makalelerden alıntılar vesaire
İzlememiz Gereken +200 Film
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon)
8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir
Otizm eksiklik değil farklılıktır.
2 Nisan otizm farkındalık günü🍀
Kadın 3.5 yaşında çocuğunu getirmiş otizm olabilir diye. 1 haftadır televizyonu yasaklamışlar. Çok şaşırdım, hiç aramadı, ağlamadı diyor. Benimle oynamayı çok sevdi, ben de çocuk gibi mutlu oluyorum onunla oynarken diyor. E günaydın ablam...
Otizm Utanılacak Bir Şey Değil Ama Cahillik Öyle...
Beyninizin Sesini Duyuyor musunuz?
Otizm ile ilgili bir derleme makale yazdığım için nöronların gelişimi, yapılanması ile ilgili okumalar yapıyorum ve orada oldukça basit ama aynı zamanda ilginç bir farkındalık kazandım.
İnsanı çok kaba tabirle yöneten iki beyin bölgesi var. Biri limbik sistem, diğeri korteks (prefrontal korteks). Limbik sistem hayvanlarda da bulunuyor, prefrontal korteks insana özgü. Yetişkinliğe kadar aslında limbik sistemin esiri gibiyiz. Öfke, korku, kaygı, empati yoksunluğu, intikam, hırs, bencillik gibi bedenimizin bizi hayatta tutması için gerekli gördüğü bir takım negatif duygular o hayvan tarafımızdan geliyor. İnsan okudukça, düşündükçe, öğrendikçe ve hayatı yeni kurallarıyla tanıdıkça prefrontal korteksini kullanarak daha insani bağlantılar kuruyor zihninde, yeni mekanizmalarını oluşturuyor. Merhameti, hemhal olmayı, hoşgörüyü, kanaatkarlığı öğreniyor. İhtiyaçlarını yeniden belirliyor. Cevaplarını süzgeçten geçiriyor.
Bir davranışa dışarıdan bakıyor. Fark ediyor, davranışlarında anlam arıyor, sonra kendi yanıtlarını buldukça, bilgiyi ve dolayısıyla ona verilecek cevabı daha farklı işliyor. Beynimizin işleyiş şeklini mütemadiyen değiştiriyoruz. Yeni bağlantılar kurarak, beynimizi her gün yeniden inşa ederek insan olmaya yaklaşıyoruz.
Tabi ki bu bir seçim ve değişmeyi herkes seçmiyor. Ancak beynimizin çalışma şeklinin bile bize bir mesajı var gibi.
“Dünyada kaç çocuk varsa o sayıda beceri vardır. Zekâm ve yeteneğim bana özeldir. Ölçülemez ve bir başkasıyla karşılaştırılamaz..”
Nihan Kaya