Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Otobiyografim
Bir ata sözünde şöyle deniliyor: " En güçlü pehlivan öz özünü (kendi kendisini) yıkmayı becerendir. Kimdir Menim Düşmenim? şiirimde şöyle diyorum: Benim noksanlarımı görenlerin gözlerini kendi gözlerime takıp, kendimi kenardan seyredebilseydim, ben ben olurdum. Benim kanaatimce insan kendisi hakkında ne kadar büyük adam olduğu fikrinde ise, o insan o kadar küçük bir adamdır.
Sayfa 28 - Ötüken Yayıncılık
Otobiyografim
Orta mektepten beri okumayı alışkanlık haline getirmişimdir. Bir gün bile okumasam kendimi rahatsız hissediyorum. Sanki bir eksiklik duyuyorum. Daha doğrysu yemek vakti geçen bir insanın açlık hissine kapılıyorum. Bilgi açlığı hissine! Beyin de daima gıda istiyor.
Sayfa 25 - Ötüken Yayıncılık
Reklam
Otobiyografim
Tek kelimeyle vatanın ve halkın acılarını sızılarını şahsi acılar sızılar gibi kendi kalbinde yaşatan bir vatandaş olmadan, vatanın şairi olmak mümkün değildir.
Sayfa 23 - Ötüken Yayıncılık
OTOBİYOGRAFİM - Ömürden Sayfalar
Yavaş yavaş hakkımın yenilmesine alışıyordum. Şimdi artık tamamen alışkanlık kazandım. Üstelik şimdi tek tek insanların değil, bütün bir milletin hakkı yeniliyor, ama susuyoruz. Çünkü hakkın çiğnenmesi artık sıradan bir olay haline gelmiştir.
Sayfa 66 - Ötüken Yayıncılık
OTOBİYOGRAFİM - Ömürden Sayfalar
Biz bugün ebeveynimizi aileden çıkarmakla nereye gidiyoruz? Şu bir hakikattir ki, ebeveynin evlada söylediği söz, yaptığı iş, sadece ve sadece evladın hayrınadır. Zira evlat sadece bugünü düşünürse, ebeveyn bugünle birlikte yarını da düşünür. Çünkü ebeveynin bildiğini evlat o yaşta iken bilemez.
Sayfa 47 - Ötüken Yayıncılık
Otobiyografim
Okuyucularla görüştüğüm zaman sık sık şu soruya maruz kalırım: "Hocalık, sanatınıza mani olmuyor mu?" Bu suale "Hayır!" cevabını veriyorum. Çünkü evvela gençlerle bir arada olmak, onların istek ve arzularını bilmek ve bu arzularla yaşamak, gençlik duyguları ile nefes almak beni hayata bağlıyor, her gün ilhamımı tazeliyor. Zira gençlik hayatı tükenmez ilham kaynağıdır. İkinci olarak yazarlıkla beraber hocalığın da birinci vazifesi, insanlarda güzel duygular uyandırmak, onları büyük fikirlerin arkasından kanatlandırmak değil midir?
Sayfa 16 - Ötüken Yayıncılık
Reklam
Otobiyografim
Sevgim ve nefretimin yazdırdığı yazılarım ve şiirlerim yüreklere yol bulmuş, bir gönülün odunu (ateşini) bin gönüle taşımıştır.
Sayfa 20 - Ötüken Yayıncılık
Otobiyografim
Sanat yollarındaki pek çok tecrübeme dayanarak diyebilirim ki, bir insan olarak duyumsadığım ve heyecanlandığım mevzularda yazarken başarı kazandım. Duyumsamadan uydurduğum mevzulara yönelince dilim takıldı, şiirim tesirsiz oldu, doğduğu gün ihtiyarladı.
Sayfa 20 - Ötüken Yayıncılık
OTOBİYOGRAFİM - Ömürden Sayfalar
... Abbasın cesedinin dağdan indirilişi şimdi dahi gözlerimin önündedir. Cesedi ağaç dallarının üstüne koyuo dağdan aşağı sürümüşlerdi. Tanınmaz şekle sokulan cesedi polis idaresinin karşısında, ağaç dallarınün üstüne uzattılar. Bütün şehir cesedin yanında geçmek zorundaydı. Resmi daireler bununla insanları korkutup şunu demek istiyorlardı: " Hükümete karşı çıkanların akıbeti böyle olur!"
Sayfa 72
OTOBİYOGRAFIM - Ömürden Sayfalar
Firengiz'i hastaneye apardılar. Şansından yara derin değildi. yorlar. Polis geliyor. zabıt tutuyor. Nureddin'i tutukluyorlar. Ama bir hafta geçmeden bırakıyorlar. Ben o zaman, daha sekiz dokuz yaşında bir çocuk iken. rüşvetin ne kadar büyük kuvvete malik olduğunu anladım. Demek para kanın üstünü de örtebiliyormuş... Bu haksızlığın bir tarafı. İkinci tarafı ise Nureddin'in başına buyrukluğu ve uzun asırlardan beri halkın kayıtsız şartsız kabul ettiği ahlak kaidelerini bozmasıydı. Adete göre erkek, kadının yanında baska bir erkeğe el kaldıramazdı. Kaldı ki kadına, kıza el kaldıracak. Bunu halk kati surette affetmezdi. Ama yeni cemiyette rüşvet, bu mukaddes adeti çiğneyen soytarıyı haklı çıkarmıştı. Ben bu adaletsizliğe dözemiyordum (dayanamıyordum). O kanlı hadiseden sonra Nureddin her gün kapımızın önünden kibirle, gururla geçiyor, bizi çatlatıyordu. ... Geceleri sayıklıyordum. O günden sonra sinir hastalığına tutuldum. Beni sarsan Nureddin'in başına buyrukluğu, hayasızlığı ve cezasız kalmasıydı. Kendi kendime düşünüyor ve hükümetin onun cezasını niye vermediğini bir türlü onuruma yediremivordum. Bu da mühim değil! Peki kardaşları niye susuyor. Niye onun kudurganlığına cevap vermiyorlardı. Ben bu lakaytlığı babama ve amcalarıma da yakıştıramıyordum. Ufak yaşımda şahidi olduğum bu ilk haksızlık, beni yakıp yandırıyordu. Ben o zaman nerden bilecektim ki, hayat baştan başa haksızlıklardan ibarettir? Nerden bilecektim ki, benim zamanemde en büyük hak, güçtür.
Sayfa 58 - Ötüken Yayıncılık
Reklam
OTOBİYOGRAFİM - Ömürden Sayfalar
Vatan yalnız toprak değil, vatan her şeyden evvel manevi keyfiyetleri ile o toprağın üstünde yaşayan halkın dili, tarihi, medeniyeti, adeti, ananesi; tek kelimeyle ruhu ve psikolojisi ile vatandır.
Sayfa 34 - Ötüken Yayıncılık
Otobiyografim
Kılasik eserler de şunun için ölümsüzdür: Sanatın fevkaladeliği onlara sarfedilen vakti ebedileştirmiştir.
Sayfa 30 - Ötüken Yayıncılık
Otobiyografim
Ulu destanımız Dede Korkut'ta doğan çocuğa derhal ad verilmezdi. Çocuk büyüyüp bir işim kulpundan yapıştıktan (bir baltaya sap olduktan) sonra ona ameline, hal ve hareketine uygun ad verilirdi. Bu adet insanın kendini yetiştirmesi fikrinin güzel bir tasdiki değil midir?
Sayfa 22 - Ötüken Yayıncılık
31 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.