“Haydi Abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam.”
Hoş Geldin Yeni Yaşım
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün.
Reklam
O kadar çok ki etrafta karanlık, Herkesin gecesi kendine yeter.
Reklam
Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Neden sonra farkına varıyorsun Etrafındaki korkunç ıssızlığın. Yâr olsun, dost olsun, ne arıyorsun, Adresi belli mi vefasızlığın? Ask, dostluk!.. Hepsi dökülür yapraklar! Çıplak bir ağaç durgun suda aksin. Yalnızlık dediğin hayatta başlar, Kabir boyunca devam etmek için.
Ben bu dünyaya yanlıs gelmiş olacağım ben, Ben öyle her insandan o kadar uzağım ben. Yine bu gözlerimdir okşanacak şey arar, Yoksa içimde başka bir dünya hasreti var. Uyanir gibi birden bir korkulu rüyadan, -O içimden sevdiğim, benim olan dünyadan, Bir ses bana: "'Gel!" dese, ben o sesi işitsem;- Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem!
"Çiçek açmış ağaçlara bak ne güzel; Gel bizim olsun serçelerin neşesi! Gel seninle kırlara açılalım gel! Neler vaadetmiyor akarsuyun sesi!"
Reklam
"Kim bana söyleyebilir, Bulutlar mı geçiyor başımın üstünden, Ben mi gidiyorum bulutlar altında?"
"Faniliğinde ömrün; Herkes gibi dertli, Ümitli herkes kadar; Ne de olsa memnun yaşamaktan."
"Bir güvercin hüznünde susan geçmiş zamanlar!"
"Kuşlar kaçmıyor benden; Bir güvercin kanadında okşuyorum Göklerin maviliğini. Serçelerin cıvıltısıyla siniyor içime Ağaçların yeşilliği. Bulutların ipek gölgesi Çocukların yüzünde hışırdıyor."
Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur ; Ah aklımdan ölümüm geçer ; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Sayfa 149
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.