aşkın bir kronolojisi var, tarihleri silik... miladı ilk kalp çarpıntısı kabul edilen... çağ açıp kapatıyorsun, başka tenlere göçerek... tebessümle fotoğraf çektiriyorsun fethettiğin şehirlerin girişinde, akan kanı umursamadan mağrur pozlar veriyorsun. hakkını sadece savaşarak savunabileceğine inandırmış seni süregelen saltanat... ihtilallerden fikir ediniyorsun, sözlüğünde yer alamayan terimlerle karşılaşıyorsun hapishane baskınlarında... inatla özgürmüş gibi yapıyorsun! iliklerine işlemiş çünkü zerrem...
Sayfa 19Kitabı okudu
Beni her zerrenle sevmenden, beni tüm bilincinle anlamandan hatta bana tüm varlığınla inanmandan bile daha çok istediğim şu; beni bilmelisin! Mutlak bir doğru olarak kabul et beni. Benliğindeki bütün karşıt görüşleri, ruhundaki tüm çatlak sesleri sustur. Hakkımdaki bilgeliğin sayesinde… Ve haliyle o zaman, kâinatta bir saygınlığı olacak bu aşkın.
Sayfa 41Kitabı okudu
Belki de aşk senin için herkesin parçalar kattığı bir yap-boz
Hep eksikliği tamamlamakta kullanılmış kalbin...
Ah be sevgili, gelişini beklerken; senden kalan yara bile kabuğuna çekildi!
Sayfa 127Kitabı okudu
Çünkü beklenenden tez düştü ak'lar çocuk sakallarıma...
Çünkü kırıldım saç uçlarıma kadar!
Sayfa 101Kitabı okudu
her kulun sayılı nefsi var denir ya fani ömründe... senin aldığın her soluk, benim hesabımdan silinsin gerekirse. yeter ki eşitlensin yazgımız. ama sen ille de imha etmek istiyorsan beni iyi dinle! unutma ki gerilim filmleri şunu öğütler aslında sana: "kimseyi yaralı bırakma ardında, kurbanlarını öldürdüğünden emin ol."