“Sevgi başlı başına umuttur, değilse sıkıntı vardır. Bir çiçek, yaz yağmuru, güzel bir kitap, yorgun ve mutlu bir uyku, bitirilmiş bir iş, hasretle kucaklaşma yük olur mu insana. Özlem bile yük değildir nimet bilip sevmişsek…”
İbrahim Çolak
İbrahim Çolak
Hasretle kucaklaşan iki kişi ne kadar zamanda bundan bıkardı bilmiyorlardı ama onlar bıkmadı. Halsiz düşesiye, açlık ve susuzluktan kendilerini kaybedesiye kadar sarıldılar. Bir ömre süren özlem ve bir ömür boyu hasretle...
Sayfa 193
Reklam
Acımasız olur hasretle yoğrulmuş özlemler. Kendimden bilirim. Olur da bir gün özler ve yanında olmamı istersen, bütün imkansızlarla rağmen gözlerini sımsıkı kapat ve elini kalbine götür. Beni ya kapanan gözlerinin ardındaki karanlıkta, ya da aşkla çarpan yüreğinin heyecan dolu atışlarında bulacaksın. Martılara simit atarken uçuşan saçlarının arasından geçen rüzgar değil parmaklarım olacak. En mutlu anlarında gözlerinden dökülen her damladaki sevinç ve ardından gelen ıslak gülüşlerindeki ahenk yine ben olacağım. En sevdiğin romanın en heyecanlı satırında ya da dinlediğin bir şarkının nağmelerinde nefes almaya devam edeceğim. Yağan her yağmurda, yanaklarını öpercesine süzülerek gerdanına inen en sıcak yağmur damlası olacağım. Belki de koklamak için uzandığın bir çiçeğin kendisi olacağım. Ya da saçlarına konan çok az ömrü kalmış bir kelebek. 🍂
"Acımasız olur hasretle yoğrulmuş özlemler. Kendimden bilirim.. Olurda da bir gün özler ve yanında olmamı istersen, bütün imkansızlıklara rağmen gözlerini sımsıkı kapat ve elini kalbine götür, beni ya kapanan gözlerinin ardındaki karanlıkta ya da aşkla çarpan yüreğinin heyican dolu atışlarında bulacaksın. Martılara simit atarken uçuşan saçlarının arasından geçen rüzgar değil, parmak larım olacak. En mutlu anlarında gözlerinden dökülen her damladaki sevinç ve ardından gelen ıslak gülüşlerindeki ahenk yine ben olacağım. En sevdiğin romanın en heyecanlı satırlarında yada dinlediğin bir şarkının namelerinde nefes almaya devam edeceğim. Yağan her yağmurda yanaklarını öpercesine süzülerek gerdanına inan en sıcak yağmur damlası olacağım. Belki de koklamak için uzandığın bir çiçeğin kendisi olacağım. Yada saçlarına konan çok az ömrü kalmış bir kelebek.."
Arapçada iki türlü özlem vardır: İştiyak: Geçici özlem çekmek Tehassür: İçini çeke çeke, kalbi yana yana büyük bir hasretle arayarak ve onun yolunu gözleyerek özlem çekmek... Hiç İştiyakla Tehassür bir olur mu?
Aşk u alaka bahsinde aşkın başlangıcı "görme", sonucu da "bakma"dır. İlk görüş anında başlayan ilginin sırasıyla sevgiye, bağlılığa, kalbin erimesine, tutkuya, özleme ve nihayet aşka dönüşmesinin bir tek gayesi vardır; sevilenin yüzüne bakabilmek, o ilk görüş anının lezzetini ve hazzını derece derece artırarak kemale erdirebilmek. Görmekten bakma derecesine yükselebilmek için aşkın binbir türlü tecellisi, sayısız çile durakları, firkat, hicran ve hasrete adanmış elemleri vardır ki bunların her biri âşıkı kabalıklardan yontar, ruhunu arıtıp billurlaştırır ve en son noktada doya doya "bakma" eylemi için onu hazırlayıp sevgili huzuruna çıkartır
Reklam
545 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.