Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özlem Tunç

Sabitlenmiş gönderi
“Sanki nedir bir sonbahar yağmurunun anlamı/ Bir kadın bir pencerede yalnızken.” (Edip Cansever)
Reklam
Düşüncelerim, yağmurda kimselerin yürümediği dar sokak gibi ıssız ve karanlıktı . Siyah düşlerimi kimse aydınlığa yormuyor. Burada olsaydın anlatacak çok şeyim vardı. Belki de susardım saatler boyu . Konuşmam gereken hiçbir yerde konuşamadığım gibi. Sokak lambasının odaya vuran yarım yamalak ışığında, birkaç dize şiir okurdum yorgun gözlerimle. Odanın lambasını açmıyorum. Sessizliği fark etmemek için. Ya da kendimi kaybetmek için soğuk odada.
Düşkün bir kelebeğin renklerini paylaşıyor, kara sinekler. Her geceki gibi körelmiş bir bıçağın sırtına uzanıyorum. İnsanlar karanlığa asi bir gülümseme savuran güneşi hak edecek ne yaptılar? Gözlerimi kapasam ay beni affeder mi?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
136 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Kekeme Çocuklar Korosu
Kekeme Çocuklar KorosuTarık Tufan
7.7/10 · 6,6bin okunma
Reklam
"Önce ellerimi tut. Sonra senden başka kimseler bilmesin burada olduğumu. Ne cevap ver çalan telefonlara, ne de çalınan kapıları aç. Fark etmesin hiç kimse evde olduğumuzu. Koyu bir sessizlikte gizleyelim varlığımızı. Sen bana çocukken gizlendiğim odalardan bahset. Kaçtığım sokak köşelerini, uzun uzun arayışlarını, bulunca içtenlikli sarılışlarını anlat. Benimse gizlenmekten vazgeçmeyişlerimi. Ben sana gidemediğim ülkelerden söz edeyim. Rüyalarımda tanı kaçarken bacaklarımın tonlarca ağırlaştığını, adım atamadığımı, yakalandığımı, terlediğimi anlatayım. Sen bütün rüyalarımı hayra yor. Ellerini saçlarımın arasında gezdir. Gözlerimin üzerinde gezdir ellerini. Yaralarımın üzerinde gezdir, ellerin şifa olsun. Çocukken dizlerimde bir türlü geçmeyen, acı veren yaralarımın nasıl iyileştiğini anlat. Ben görünmeyen yaralarımı anlatayım. Benim için kaygılan, acı çek, tedirgin ol, gözlerin dolsun ... Benim için yalan söyle, telaş et, ağla. Ben sana pişmanlıklarımı anlatayım. Sen yargılamadan teselli et..."
"Kalp, kırılıp yapışa yapışa Frankenstein gibi bir şey oluyor. İnsan desen değil, canavar desen değil. Ama evlat gibi bir şey yine de, ne yapabilirsin ki? İşte ben de bir ağaç tepesindeki karargâhıma çekildim, kalbime öz evladımmış gibi bakıyorum!"
Endişelenmeye başladığımda, nerede ne zaman ne söylemem gerektiğini karıştırdığımda, insanların bakışlarından korktuğumda, insanların bakışlarından korktuğumu belli etmemeye çalıştığımda, tanımak istediğim birine kendimi tanıtmak istediğimde, aslında kendimi ne kadar az tanıdığımı bilmezden geldiğimde, geçmiş canımı yaktığında, geleceğin de daha âlâ olmayacağını kabullenemediğimde, ne bulunduğum yerde, ne de göründüğüm insan olmayı içime sindirebildiğimde... saçmalarım. Hakikatten ne kadar uzaksa, yalandan da o kadar uzaktır saçmalık. Yalan, hakikati tersyüz eder. Saçmalık ise, yalanla hakikati ayırt edilemeyecek biçimde birbirine lehimler.
Özlem Tunç
Bir kitabı okumaya başladı
Bit Palas
Bit PalasElif Şafak
7.5/10 · 3.900 okunma
Özlem Tunç
Bir kitabı okumaya başladı
Bütün Şiirleri 3
Bütün Şiirleri 3Şükrü Erbaş
8.3/10 · 2.448 okunma
Reklam
Birden, yapayalnız kalıyorum dünyada. Manevi bir çatının tepesinden seyrediyorum bütün bunları. Dünyada yalnızım. Görmek , uzakta olmaktır. Açıkça görmek , durmaktır. Tahlil etmek , yabancılaşmaktır. İnsanlar bana değmeden geçiyor yanımdan. Etrafımda havadan başka bir şey yok . Kendimi o kadar tecrit edilmiş hissediyorum ki , üzerimdeki giysiyle aramda aramdaki boşluğu bile algılıyorum.
970 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.