"Sabaha çıkacağımızı bilmediğimiz halde çalar saati kurup uyumaktır umut."
Dara ve Meryem'in de hayata dair umutları. Biri Delikli Dağ'a kurban olmaktan kaçmış, öteki hayallerinin peşinden koşmuş durmadan... Hayat bu, umut etmeden olur mu hiç?
İlişkirt'ten Alanya' ya çalışmaya gelirken farklı farklı umutları vardı Dara'nın. O ailelerin canını yakan o dağın gazabından kaçacaktı. Hele bir de yabancı gelin bulup ailesiyle yurt dışına kapağı atabilirse daha ne olsundu? Kimler kimler başardı bunu, Dara mı başaramayacaktı?
Televizyon dizilerindeki gibi bir hayat istiyordu Meryem. O dizilerdeki başrol oyuncusu gibi yakışıklı, kibar ve özellikle İstanbullu bir koca bulursa kavuşacaktı hayallerine. Ama bunu evde otururken başaramazdı tabi. Önce ailesine çalışma düşüncesini açtı, sonra da buldu Alanya'da otelin birinde bir iş. İnanıyordu, İstanbullu kısmetini bulacaktı burda çalışırken.
Farklı farklı hayatların kesişmesi, çakışan kültürler, vazgeçilemeyen beklentiler, umutlar... Ama kaderin de vardı bir planı her zamanki gibi. Belki de "bitti" denilen yerde başlayacak olan bir plan...
Bazı kitaplar vardır, onlar bekler kitaplığımda. Elim okumak için gider ama kıyamam. Okuyunca beğeneceğimden eminimdir çünkü bu yüzden zor zamanlarıma saklarım o kitapları. Bilirim onları beklettiğime değer, yanıltmazlar beni. Bu kitap da onlardan biriydi. Uzun süredir okunmayı bekledi, kısmet bugüneymiş. Zaten kalemini bildiğim ve çok beğendiğim @dokmenhatice hanım her zamanki gibi duygu dolu bir kitapla buluşturmuş okurları. Kalemine sağlık, okuru bol olsun.