"Çiçekleri dinlemek hata. Onları sadece koklamak ve seyretmek lazım. Benim çiçeğim gezegenimi mis gibi kokutuyordu ama ben bunun tadını çıkarmadım. O pençe meselesine gülüp geçmeliydim."
"Daha anlatsana," dedim.
"Hoşuna mı gitti?"
"Hem de çok. Seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre boyunca hiç durmadan laflamak isterdim."
"Benzinimiz yeter mi ki?"
"Yalancıktan doldurursak yeter."
"Portuga!"
"Hı..."
"Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum, biliyor musun?"
"Niye?"
"Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk ateş gibi parlıyor."