Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fenike rönesansı en büyük etkiyi belki de hukuk alanında bırakmıştı. Üçüncü yüzyılın başında -daha önce değindiğimiz gibi Fenike kökenli-İmparator Septimius Severus, Beyrut'ta dünyaca ünlenecek yepyeni bir kurumun temelini atmıştı. Bu bir Hukuk Okulu'ydu ve Roma dünyasında türünün ilk örneğiydi. Okul, Septimius'un halefleri tarafından da canı gönülden desteklenmişti. Beyrut Hukuk Okulu Roma uygarlığını güçlü bir şekilde etkileyecekti çünkü bu, ilk önemli eserini Jüstinyen'in [I. Iustinianos] Digesta adlı muazzam derlemesiyle veren, Roma -dolayısıyla Avrupa- hukuk içtihadının doğuşunu temsil etmekteydi. Okul pek çok saygın hukuk erbabını kendine çekmişti ve bunlar çoğunlukla Levant'ın (artık o dönemde Romalılar tarafından gitgide "Arap" diye adlandırılan) Fenikeli nüfusu arasından çıkmıştı. En ünlüleri Emesa'nın (bugün Humus, Suriye) yerlisi Papinianus ve çağdaşı Tyrus'un [Sur] yerlisi Ulpianus'tu. İkisi de Severus hanedanı tarafından himaye edilmiş (gerçi Caracalla Papinianus'u öldürtmüştü) ve Jüstinyen'in Digesta'sında Roma Hukuku'nun kaynakları arasında sayılmışlardı. Bu sonradan Avrupa'nın her tarafındaki hukuk sistemlerinin mesnedini meydana getirdi. Roma Hukuku bir "Avrupa" ihracatı olarak Kuzey ve Güney Amerika'da da kök saldı ve nihayetinde Avrupa'nın kolonileştirmediği ülkeleri bile etkiledi. Osmanlı İmparatorluğu da büyük ölçüde Jüstinyen kanunnamesini benimsedi, böylece sürekliliği Yakındoğu'da da sağlama alındı. Fenikelilerden kalan, bu sayede dünya çapında bir miras haline geldi.
Sayfa 61 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Max Weber’in Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu'nun önsözünde (Weber 1958, 15 vd.), Batı'nın Doğu karşısındaki idari, bilimsel ve teknik üstünlüğünü göstermek için verdiği örneklerin hepsi yanlıştır. Batı'nın gelişmişliği ile Doğu'nun azgelişmişliğine dair kabuller her an her yerde karşımıza çıktığı için, ömrünün büyük bir kısmını Doğu sistemleri üzerine yazmaya adamış bir düşünür bile, bir gün olsun elindeki verileri kontrol etme ihtiyacı duymamıştır. Weber, Babil astronomisinin matematiksel temelden yoksun olduğunu iddia eder etmesine ama geometriyi Mısırlıların bulduğundan söz etmeyi ihmal eder (krş. King, 1978, 1980); Doğu'daki hukuk geleneğinin Roma'da ve Kilise hukukunda görülen sistematik niteliklerden yoksun olduğunu öne sürer, oysa Roma hukuku aslında Doğu eyaletlerinin yasalarından alınmış olup Beyrut hukuk okuluna bağlı iki Doğulu, yani Papinianus ile Ulpianus tarafından derlenmiştir
Reklam
Weber, Babil astronomisinin matematiksel temelden yoksun olduğunu iddia eder etmesine ama geometriyi Mısırlıların bulduğundan söz etmeyi ihmal eder (krş. King, 1978, 1980); Doğu'daki hukuk geleneğinin Roma'da ve Kilise hukukunda görülen sistematik niteliklerden yoksun olduğunu öne sürer, oysa Roma hukuku aslında Doğu eyaletlerinin yasalarından alınmış olup Beyrut hukuk okuluna bağlı iki Doğulu, yani Papinianus ile Ulpianus tarafından derlenmiştir (krş. Rostovtzeff 1932; Driver ve Miles 1952-5; Cumont 1956 baskısı). Östelik Weber (1958, 15), “her ne kadar bizdeki mimarinin teknik temeli Şark'tan gelmişse de |...) Şark, kub. beyle ilgili sorunlara çözüm bulamamıştı” iddiasını dillendirir, oysa tam tersi geçerlidir: Sadece kubbe değil, kemerle ilgili sorunların çözümünü de Şark bulmuştur. Weber, Batı üniversitelerinin “yüzeyde benzerlikler taşıyan” ama “yetişmiş uzman personel aracılığıyla akılcı, sistemli ve uzmanlaşmış bilimsel çalışmadan yoksun” Çin ve İslam üniversitelerinden üstün olduğunu öne sürer (Weber 1958, 15-6), fakat burada da yine, örneğin el-Ezher gibi İslam üniversitelerinin, Batı'daki muadillerinden daha eski olduğunu ve dahası, Batı üniversitelerinin aslında bilimsel kurumlar olarak ortaya çıkmadığını belirtmeyi unutur.
Papinianus
M.Ö 426 da aynı zamanda garbî Roma imparatorlarından 'Valentinianus' ve şarkî Roma imparatoru Theodosus ll tarafından ısdar olunmuş bir ferman yukarıda isimlerini andığımız beş âlimin* eserlerinde ifade edilmiş (bir hukukî meselenin halline ait) fikir ve reylerine kanun mahiyetini bahşetmiştir. Bu ferman hukuk tarihinde iktibas kanunu (Lex citationis) ismile malûmdur. Bu ferman neticesinde bu beş âlimin müttefikan kabul ettikleri esas ve fikirler hâkimler için tatbik edilmesi mecburî kanun mahiyetini iktisap etti. Bu âlimlerin rey ve fikirleri arasında ihtilâf olduğu zaman Papinianus’un fikri tercih edilmeli idi. *Gaius, Papinianus, Ulpianus, Paulus, Modestinus
Sayfa 428
Papinianus
Romanın en gaddar imparatorlarından biri olan Karakalla (211-217) günahsız biraderi Geta’yı kendi eliyle öldürdükten sonra o zaman Praefectus praetorio olan Papinianus’u nezdine çağırmış ve ona Senatoya gidip bu hareketin meşru ve hukuka uygun bir hareket olduğunu ispat etmesini emretmiştir. Papinianus bunun katiyyen mümkün olmadığını söylemiş ve demiş ki: "Katlin meşru olduğunu ispat, bu cürmü yapmak gibi kolay değildir [1] Çünkü katil ahlâka mugayirdir. Ahlâka mugayir olan bir hareket hiç bir zaman hukuka uygun olamaz." Ahlâkî hislerden mahrum, cahil ve gaddar imparator Karakalla fena halde kızmış, bunu yapmazsan ben seni idam ettiririm, demiş. Papinianus bu mümkündür, fakat ahlâka mugayir bir hareketin hukuka uygun olması hiçbir zaman mümkün değildir, diye cevap vermiştir. Karakalla büyük hukuk âlimini idâm ettirmiştir. Büyük idealist hukuk âlimi hukukun esâsı ahlaktır, <Hukuk ahlaktan ayrılamaz> prensibine sadık kalmak için kendisini fedâ etmiştir. 1: Non tam facile Parrcidium excusari posse quam fieri.
Sayfa 426