Eski bir Ukrayna atasözü vardır: “Pancarla başlayan hikâye şeytanla biter.”
Sayfa 7
Zihinlerimizi geliştirebilir, ruhlarımızı zenginleştirebiliriz, öyle olunca da ölüm yerine hayatı seçebiliriz.
Sayfa 100 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Aşkın en yüce işlevi, sevilen insanı özgün ve yeri doldurulmaz biri yapmasıdır.
Küçük mucizeleri kabul ettiğimiz zaman kendimizi büyük mucizeleri hayal edebilecek yeterlilikte hissederiz.
Geleceği özlemenin, geçmişte yaşamak kadar cansız bir şey olduğunu söylüyordu. Özlem de, umut da, özgün yaşantıyı engelleyici şeylerdi..
Sayfa 320Kitabı okudu
Durmadan akıp giden günlük dünyanın gerçekliğine ve kalıcılığını inanmak budalalıktır.
Sayfa 120Kitabı okudu
kime göre:(
“Ölümün nesi vardı korkulacak? Ölüm bu dünyanın verdiği bir onur, öteki dünyanın verdiği bir mirastı. Ondan kaçınmak her iki dünyaya da ihanet etmek , her ikisini de kandırmak olurdu.”
"Eğer dünyanın gündüz kadar geceye de ihtiyacı varsa, ruhun da aydınlığı desteklemek için karanlığa ihtiyacı olması gerekmez miydi?"
Sayfa 131 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İnsan eğlenirken zaman ne çabuk geçiyordu!
Sayfa 171Kitabı okudu
Fotosentez nedir?
Çiçekler gün boyu hep bilgi toplar. Geceleri o topladıkları verileri işlerler. Buna fotosentez denir.
Sayfa 408
Aşk mı mantık mı diye sorarken hep aşkı seçmiş olmam:)
Bilerek yavanı, sıradanı, güvenliyi kucaklayan, bunu sırf hayal kırıklığının getireceği acıdan kurtulmak için yapan bir insanı, nasıl bağrına basabilirsin?
Sayfa 128Kitabı okudu
Ölüme giden şey aslında yaşlanmak değildir. Yaşlanmanın sonunda ölüm geldiğine inanmak götürür bizi ölüme.
Sayfa 177Kitabı okudu
Ölüm bu dünyanın verdiği bir onur, öteki dünyanın sunduğu bir mirastı.
Sayfa 32 - Ayrıntı Yayınları
Dindar insanlara diyorum ki, eğer Tanrı seni sevseydi, hiç seni hasta edip öldürür müydü? Mantıklı insana ve zevk sefa düşkünlüğüne de diyorum ki, ölüm senin mantığınla da keyfinle de alay ediyor.
Sayfa 318Kitabı okudu