Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşegül

Başka birinin her şeyini yüreğinizde bu kadar hissederseniz ve her acısını böyle paylaşırsanız mutsuz birine dönüşürsünüz.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Bir kardeşimizi azarlamamız gerekiyorsa azarlamayacak mıyız yani? Mesela şöyle diyeyim, amir dediğin kendi intibaını korumak için azarlayabilir. Azarlaması da lazım, çalışanlara öğretmek lazım, gözlerini korkutmak lazım, çünkü aramızda kalsın Varvaracığım, gözlerini korkutmazsan kardeşlerimize hiçbir şey yaptıramazsın, herkesin derdi şurada veya burada çalışıyorum diyebilmek için bir devlet dairesine kapağı atmaktır ama girdikten sonra yan gelip yatarlar.
Sayfa 112Kitabı okudu
İnsanoğlunun payına ne düşeceğini her şeye gücü yeten Tanrı belirler. Kiminin omuzlarına general apoletleri takılır, bir başkasına dokuzuncu sınıf memurluk bahşedilir. Böylece birine emir verme görevi, diğerine ise sesini çıkarmadan, korku içinde söz dinleme yetisi verilmiş olur. Bu görevler kişinin yeteneğine göre hesaplanır, çünkü birinin şuna yeteneği vardır diğerinin buna. Yeteneği dağıtan bizzat Tanrı'nın kendisidir.
Sayfa 109Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kederlendiğim anlarda gevezelik etmeyi, hiç değilse bir şeylerden bahsetmeyi çok seviyorum. İlaç gibi geliyor : Gönlümde yatan her şeyi döktüğümde anında rahatlıyorum.
Mutlu da olsa kederli de olsa hatıra dediğin şey hep acıtır. En azından benim için, yine de bu acıda mutluluk da vardır. Tıpkı sıcak bir günü takip eden nemli bir akşamüstünde çiseleyen bir yağmurun güneşin kavurduğu zavallı ve sıska çiçekleri tazelemesi ve canlandırması gibi, anılar da ağırlaşan, sancıyan, ümitsizliğe kapılan ve kederlenen yüreği tazeleyip canlandırır.
Reklam
Sahiden de ömrünüz boyunca yalnızlık, mahrumiyet ve mutsuzlukla karşılaşıp başkalarına ait bir göz odada dost muhabbetlerinden uzakta mı yaşadınız?
Derler ya, insan asla doymak bilmez diye, yüzünü verseniz ille de astarını ister diye. Bu sözler insanı kınama amacıyla söylenir, oysa insan soyunun en büyük yeteneklerinden biri, onu elindekiyle yetinen hayvanlardan üstün kılan bir yetenektir bu.
Bir Türk, Avrupa' da en çok iki ülkede rahat eder: İtalya ve İspanya. Özellikle İspanya' nın insanı, rahatlığı ve cana yakınlığıyla bize kendimizi evde hissettirir.
Başkanın hiçbir gücü yoktu. Galakside yalnızca altı kişi Galaksi Başkanı 'nın işinin güç kullanmak değil, dikkatleri bu güçten uzak tutmak olduğunu biliyordu.
Arthur birasına baktı. "Bugün yanlış bir şey mi yaptım," dedi, "yoksa dünya hep böyleydi de ben mi fark edemeyecek kadar içine kapanıktım."
Reklam
Okuyup yazarak çalışanlara ; sabahları çalışmalarını, bilhassa da notlar alarak çalışmalarını katiyetle öneririm. Sabahların özel havasından faydalanmak gerekir.
Memleketten soğuduğun an bırakacaksın. Bir şekilde buradaki çevreyle, insanla memleketle barışık değilsen, ki barışık olmak zorunda da değilsin, lütfen bırak ; çünkü yapamazsın. Bir kere bu kendi sağlığına zararlıdır. Bir şekilde burayla bir bağının olması gerekir. Çok önemlidir.
İyi insanların özellikleri kuşaktan kuşağa geçiyor. Bunun için her şeyden evvel, bir ilişki içindeki insanların birbirini çok sevmesi lazım. Çok nadir rastlanan bazı ilişkilerde bu müthiş sevginin yanında zekanın varlığı da dikkat çeker. İşte Can ve Güler Yücel böyleydi.
Tavsiyeleri işe değil, kişiye bakan insanlardan almalısınız. Bu tipte insanlar sizin kim olduğunuza, nasıl bir birikimle geldiğinize, neye ihtiyaç duyduğunuza bakar. Yoksa ezbere tavsiye vermek çok kolaydır.
Esas olan 25'ine kadar öğrendiklerinizdir. O yaşa dek okuduğunuz kitaplar, seyrettiğiniz filmler, gördükleriniz hayatınız boyunca sizinle kalır. Belli yaşlardan sonra öğrendiklerinizi aynı hızla unutuyorsunuz.
"Anılar biçim olarak değişmeyebilir, ama yıllar boyu önemlerinin vurgulanması onlara korkunç boyutlar kazandırabilir. Terk edilmenin yarattığı soğuğu, parmaklıkları ve yalnızlığı sık sık aklına getirirsen, her seferinde, içinin derinliklerinden, sana, 'Görüyor musun? Gene de yaşam böyle işte,' diyecektir bu deneyim. "
Reklam
"Tam olarak daha önce söylediğim gibi ; mutluluk değerli bir amacın sürekli bir biçimde yaşama geçirilmesiyle gelir. Yapmayı gerçekten sevdiğin bir şeyi yapıyorsan aradığın derin mutluluğa mutlaka ulaşırsın"
Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz.
"Öldü, biliyorum! Bilmediğimi mi sanıyorsun? Ama, onu yine de sevebilirim, değil mi? Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın, Tanrı aşkına ; özellikle de, hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa?"
Demek ki önce ne oldukları bilinen ve sonra varlıkları ortaya çıkan diğer varlıkların aksine insanın ne olduğu belli değildir ; o önce varlık kazanır, ama insan öyle bir iradeye sahiptir ki kendi şekilsiz hamuruna istediği gibi boyut kazandırır, renk verir, şekil ve cinsini, yani mahiyetini kendi varlığından sonra meydana getirir.
Dolayısıyla günümüz insanı için temel sorun, insanın kendisidir, "İnsan nedir?" sorusudur. İnsanın bilinçli, doğru ve mantıklı bir tanımına ulaşamadığımız sürece, hiçbir sorunu çözmeye imkan yoktur.