Yıkıldı yıkılacak bir binanın altında. Yıkıldı yıkılacak bir dünyamız var. Yıkıldı yıkılacak bir neşemiz. Biz diye bir şey var burada, bizim diye bir şey.
Kimin kim olduğuna önem veren bu dünyanın kimseye önem vermemesi üzerine düşünmeye başladığımız anda her şeyin altüst olacağını bildiğimizden olsa gerek, hiçbirimiz gerçekten kim olduğumuzun peşine düşmüyoruz.
Ona bir kez bakanın, alçak ve kederli sesindeki yaşlı tınıyı ve sebepsiz yere ansızın üzerine bir bulut gibi çöken dalgınlığı fark edebilmesi için dönüp bir kez daha bakması gerekiyordu.