Merhaba
Bugün sizlere Can Yayınlarından Ömer Seyfettin kaleminden Üç Nasihat kitabı ile geldim.
Uzun süredir klasik okumadığımı fark ettim. Lacivert klasikler serisinden merak ettiklerimi iki yıl olacak sanırım almıştım keşke o zaman daha fazla alsaydım da dedim şimdi fiyatlar malum
Kahvenizi içerken size eşlik edecek 48 sayfadan oluşan içi dolu dolu,sade,mesajlar içeren herkesin severek okuyacağı bir kitap. Kitapta üç öykü bulunuyor.
Üç Nasihat
Pembe İncili Kaftan
Başını Vermeyen Şehit
başlıkları altında okurken sizi etkileyen,ders veren nitelikte öyküler ile kısa bir mola veriyorsunuz.Herbiri ayrı güzeldi,üç öyküyü de çok sevdim ama benim en çok beğendiğim kitaba adını veren Üç Nasihat oldu.
Kitabı anlatmak istemiyorum kısa olduğu için spoiler verebilirim
Kısacası kahvenize eşlik edecek kısa bir solukta okuyup bitireceğiniz ufak bir ara vermek istiyorsanız bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
“Burada beş bin kitap var.Ben bunların hepsini okudum.Ömrüm ilimle geçti.Saçım sakalım kitap üzerinde ağırdı.Aklın paradan daha kıymetli,paradan daha işe yarar bir şey olduğuna kanaat getirdim.Nasihat,hazır bir akıl demektir.”
Üç NasihatÖmer Seyfettin · Can Yayınları · 20211,755 okunma
Hikayeler çocuklar için yazılmış anlatımlar değildir. Onlar, ihtiyacı olan herkes için yazılmış yazılardır. Bunun yanında hikayelerin, yazıldığı dönemin toplumsal ve kültürel yanına ışık tuttuğu da görülür. Örneğin bir hikayede falaka ile toplumun cezalandırma yöntemini görürsünüz. Bu durum toplumla alakalı çıkarımlar yapmamıza olanak sağlar.
Bir başka hikayede otantik tarihi dokular görürsünüz. Bu da toplum nasıl bir bilinçle şekillendiği noktasında fikir yürütmemize olanak sağlar. Tıpkı Ömer Seyfettin'in yaptığı gibi.
Türk edebiyat tarihin önemli hikaye yazarlarından biridir Ömer Seyfettin. Onun hikayelerinden derlenen bu eserde çeşitli hikayeler mevcut. Hikaye başlıkları şu şekilde; Ant, Falaka, Kaşağı, Forsa, Kurbağa Duası, Pembe İncili Kaftan, Gizli Mabet, Mermer Tezgah, Perili Köşk, Rüşvet, Türkçe Reçete ve son olarak Yüz Akı.
Hikayeler, birbirinden kıymetli önermeler taşıyor;
Ant; Dostluktan
Falaka; Cezalandırma
Kaşağı; Yalandan
Forsa; Milli duygulardan
Kurbağa duası; Komediden
Gizli Mabet; Toplumsal normdan
Mermer Tezgah; Yanılma ve hırstan
Perili Köşk; Dolandırıcılıktan
Rüşvet; Haksız kazançtan
Türkçe Reçete; İhtirastan
Yüz Akı; Dürüstlüğün sonuçlarından bahseder.
Okuyucusuna keyifli okumalar. Zihinde kalın.
-Ben şimdiye kadar devlet mansıbına girmedim.
-Niçin girmedin?
Muhsin Çelebi biraz durdu. Yutkundu. Gülümsedi:
-Çünkü ben boyun eğmem, el etek öpmem, dedi; halbuki zamanın devletlileri mevkilerine hep boyun eğip, el etek hatta ayak öpüp, bin türlü tabasbusla, riya ile, tekâpu ile çıktıklarından etraflarına daima hep bu zelil mazilerinin çirkin hareketlerini tekrarlayanları toplarlar. Gözdeleri, nedimleri, himaye ettikleri, hep denî riyakarlar, ahlâksız müdâhinler, namussuz maskaralar, haysiyetsiz dalkavuklardır. Mert, doğru, izzetinefis sahibi, hür, vicdanının sesine kulak veren bir adam gördüler mi, hemen garez olur, mahvına çalışırlar.