Çünkü dönemin kudret sahiplerine ya da kudret dağıtanlarına karşı seslerini yükseltenler, ölümlü neslimizin ölümsüz korkaklığı içinde hiçbir zaman kendilerine taraf bulmayı umamaz.
" Öğrenmediğin şeyi nasıl bilebilirsin? Şeytan mı var senin emrinde?" diye sordular. Ben de: Bildiklerimi öğrenmek için, sizin içtiğiniz şarapların 10 misli kandil yağı harcadım, diye karşılık verdim.
"Dünyanın bütün kitapları doyuramaz kafamın açlığını. Neler neler okumadım! Ama yine de kafamın açlığından ölüyorum... Anlayışım arttıkça, bilgim eksiliyor..."
Ne yazık ki yanlışlarda değil doğrularda fikrimizi değiştirmeye daha çok eğilimliyizdir. Yanlışlarda inatçı oluruz. Doğrularda kararsız kalır, elimize geçen fırsatı kaybederiz.