Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendi yaşamınızın kurucuları mısınız yoksa aptal, karnı tok solucanlar mı?
Sayfa 125
Yanmaktan yorulmayın. Işık saçın ve etrafınız aydınlanana kadar başkalarına da yol gösterin. Yolunuzda çabuk bir başarı beklemeyin. Onay ve sempati, şeref ve şan yerine iftira, nefret ve alayla karşılaşabilirsiniz. Yardım yerine entrikalar yapılabilir, hatta size karşı açıkça mücadele de yürütülebilir. Düzinelerce, yüzlerce, binlerce karanlık güç ışığınızı söndürmeye çalışacak.. ama siz ışığınızı korumaya ve diğerlerini de aydınlatmaya devam edin!
Sayfa 125
Reklam
Önünüze engeller çıkacak, başarısızlıklarınız olacak, düşmanlarınız zaferler elde edecek, davanızın düşmanları olacak ama umutsuzluğa kapılmayacaksınız! Cesaretiniz kırılmasın!
Sayfa 124
İnsanlar aynı eski günlerdeki gibi hasta, aç ve acı çekiyor.. milyonlarca insan doğdukları güne lanet ediyor.
Sayfa 120
Umutsuzluğa kapılmadılar. Kollarını kavuşturup beklemek yerine araştırmaya devam ettiler.
Sayfa 115
Şüpheciler inkâra gitmez. Kuşku duymak, olumsuz olmak ve reddetmek her şeyi inkar etmek demek değildir. Şüphe etmek, körü körüne kabul etmemek, doğrulamadan kabul etmemek demektir. Şüpheciler tarihi ve hukuki belgelerin geçerliliğini, tanıklığın doğruluğunu kontrol ederler.
Sayfa 115
Reklam
Devlet denen varlık büyük bir aile gibidir, halk ise sizin küçük kardeşleriniz. Alt tabakanın yaşadığı bu utanç verici koşullarda üst sınıfların da payı vardır.
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Umutsuzluk seni sardığında yorgunluğun da etkisiyle üzerine kayıtsızlık çöküyor.
Sayfa 88 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Milyonlarca insan derin bir sefalet içinde doğuyor, yaşıyor ve ölüyor. Böyle olması gerekiyor mu? Doğuştan zeki milyonlarca insan hayatları boyunca hayvanlar gibi cahil yaşamaya mahkûm bırakılıyor. Sayısız küçük kardeşiniz kabalığa, acımasızlığa teslim ediliyor. Peki böyle mi olmalı?
Sayfa 84 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Okulların ve kitapların olmadığı, sağlıklı, güzel ve neşeli bir yaşam için neler yapılması gerektiğine dair tek bir sözün edilmediği kitlelerden ne bekleyebilir ve talep edebilirsiniz? Milyonlarca insan fiziksel, zihinsel ve ahlaki olarak çürüyor ve kimse bu kokuşmuşluğu hissetmiyor. Herkes alışmış ve bunu kabullenmiş görünüyor.
Sayfa 84 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Toplumun ahlaki oksijene ihtiyacı vardı.
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Vahşi kabilelerin, toprak zenginliklerini kullanmadıkları için fakir, sefil yaşadıkları ve yok olmaya mahkûm oldukları söylenirdi. Ancak Snellman' a göre ülkedeki herkesin fiziksel, zihinsel ve ruhsal güçlerini kullanmaya karşı kayıtsız kalması, beceriksiz ya da isteksiz davranması vahşetlerin en büyüğüydü.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Her yerde ve her zaman halk kitleleri sabretmek, katlanmak zorunda bırakılır. Sabır, uzlaşma ve yoksunluklar kitlelerin bir nevi görevi haline gelmiştir. Pek çok konuda saldırıya uğramış, küçümsenmiştir halk. Her yerde ve her zaman, "Halk sarhoştur. İnsanlar tembel, çalışmak istemiyorlar. İnsanlar kaba, açgözlü, acımasız," denir ve en iyi becerdikleri şeyin sabır olduğu söylenir. "Açlık çekiyor, donuyor, pislik içinde yaşıyor, yine de şikâyet etmiyor, sabrediyor."
Sayfa 76 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Halkın yaşamını, davranışlarını ve refahını kaderin keyfiliğine bıraktılar. Sanki bunun hiç kimseyi ilgilendirmediği, hiç kimsenin görevi olmadığı konusunda herkes hemfikir gibiydi.
Sayfa 75 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Yönetici nasıl biri olursa olsun iyi veya kötü, kahraman veya zalim her zaman temsil ettiği halkın resmidir. Onun ruhunun yansımasıdır. Yönetici halk kitlelerinin eseridir.
Sayfa 12
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.