Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elf

Elf
@phenix00
Öğrenciliği hiç bitmeyecek bir öğretmen
81 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
363 syf.
·
Puan vermedi
kendini inşa etmek…
Mormon tarikatına mensup bir ailenin kızı olan Tara’nın yani kitabın yazarının yeni bir hayata çıkışının ve kendisini inşa etmesinin hikayesi. Okullara karşı olan, kendilerini Tanrı yolundan ayırıp şeytana ayak uyduracağı, devletin sürekli kendilerine komplo kuracağı fikirleriyle dolu bir babanın; hastaneye karşı doktorların verdiği ilaçlara
Talebe
TalebeTara Westover · Domingo Yayınevi · 20193,147 okunma
Reklam
344 syf.
·
Puan vermedi
Bir yandan anarşist düşüncenin baskın olduğu Anneres diğer yandan kapitalist, devletçi düşüncenin baskın olduğu Urass… İki dünyada da bu fikirler empoze eder şekilde veya sempati duyularak değil de artı ve eksileriyle ele alınmış. Güzellemelerden uzak gerçekçi şekilde anlatılmış. Her ne kadar kitap bir ütopya olsa da anlatılan dünyalar distopyadan oluşuyor bence. Hikayenin bilim kurguyla anlatılması hoşuma gitti, akıcı olan bu kitabı keyifle okudum.
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma
632 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Oblomov… kendisini hayattan soyutlamış, üşengeç bir adamın hikayesi. Oblomov çiftlik sahibi bir ailenin oğluyken zamanla işler değişir, çiftlikten ayrılarak memurluk yapmaya başlar fakat işler umduğu gibi gitmez zira Oblomov rahata alıştığı için çalışmak, birilerinden emir almak ve bu hayata devama etmek ona anlamsız aynı zamanda da zor gelir.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
134 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Yazarın, bir isim koymadığı karakterin yer altı dünyasını yani iç dünyasını anlatan bir romandır. Varoluş felsefesine dayanan bu romanda karakter okuyucuya kendini anlatma ve kendisini haklı çıkarma derdindedir. Çocukluğundan beri çevresindekiler tarafından hiç fark edilmeyen onun tabiriyle hiç insan yerine koyulmayan bu kişi kendisini insanlara kanıtlama çabasındadır. Sürekli insanlar onu görsün, onu anlasın, onunla arkadaşlık kursun, ona değer versin istiyor ama bu isteklerini öfkeyle insanlardan uzak durarak ve onlara ihtiyacı olmadığını sürekli olarak dile getirerek gizleme ihtiyacı duyuyor. Özetle söylemek gerekirse bu, kendi varlığını dünyaya kanıtlamak isterken daha da içine gömülen bir insanın hikayesi. Kitabı sevdim, onun o varoluş mücadelesi beni etkiledi. Zaman zaman insanların da içine düştüğü bu kaygıyı güzel bir dille açık bir şekilde anlatmış yazar.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Kapra Yayıncılık · 2020128,6bin okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
Yazar bu kitabı, klasik müzik dinlemekten hoşlanan bir çete lideri olan Alex’in başından geçen olayları distopik bir dünya kurgulayarak yazmıştır. Saldırgan ruhlu şiddete eğilimli Alex diğer çete üyeleri ile birlikte gasp, yaralama, tecavüz gibi suçlar işlerken bir gün işler çete için ters gider ve tüm olayların suçu Alex’in üstünde kalır. Alex
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,1bin okunma
Reklam
168 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitap içerisinde birbirinden bağımsız 19 hikaye barındırıyor. Kimisi hoş bir hikayeyken kimisi de boştu açıkçası. Edebi anlamda bir doygunluk yoktu. Kitaptan beklentim birbiriyle bağlantılı hikayelerdi ama ne yazık ki böyle olmadı. Dolayısıyla çok kopuk ve birbiriyle alakasızdı. Bana okurken keyif vermedi bir iki hikayesi dışında
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu
Göçüp Gidenler KoleksiyoncusuŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20189bin okunma
481 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Dün başladığım ve bir solukta bitirdiğim bu güzelim romanın neresinden anlatmaya başlasam bilemedim. Kitap insanı kendi içine öyle bir çekiyor ki elinizden bırakamıyorsunuz. Roman, 1939-42 yılları arasında İstanbul’da yaşamış ve trajik bir hikayeye sahip Prof. Maximillian Wagner’in 59 yıl sonra İstanbul’a tekrar gelmesi ve kendisine eşlik etmesi için İstanbul Üniversitesi’nde çalışan Maya ile karşılaşması ile başlıyor. Wagner’in gelişi Türk ve İngiliz hükümetini rahatsız etmiş olacak ki istihbarat Maya’nın peşine düşüyor. Bunun nedenini kitabın ilerleyen bölümlerinde değinilen Struma olayının tekrar ortaya çıkmasından tedirgin oldukları için anlıyoruz. Wagner ve Maya arasında geçmiş hikayelerin ortaya çıkmasıyla bir bağ oluşuyor. Maya hem kendi ailesinin geçmişinden hem de Wagner’in karısı ile olan aşkından ve talihsiz hikayesinden etkilendiği için bu gizemlerin peşine düşüyor. Araştırmaları ülke sınırlarını aşarak Almanya’ya ulaşıyor. Maya, Wagnerin trajik geçmişi ve tüm ruhunu o zamanlarda bıraktığı anılarını tek tek toplayarak ona götürüyor. Ben bu bölümden çok etkilenmiştim Wagnerin tekrar Nadia için bestelediği Serenad’a kavuşması, Struma batığı görüntülerini izlemesi sanki onda eksik olan parçaları tamamlamıştı sanki tam anlamıyla Nadiaya veda etmişti veya tam anlamıyla ona kavuşmuştu... Kitaba dair o kadar çok söylenecek şey var ki birini söylesem biri eksik kalıyor sanki. Bana göre okunması gereken kitaplardan biri oldu.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,7bin okunma
328 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Daha önce İskender Pala’nın birkaç kitabını okumuştum iyi kitaplardı bir hikayeye dayanıyorlardı. Hiç incelemeden aldığım bu kitap beni şaşırttı çünkü bir roman gibi değildi beklentimin çok dışındaydı. Yazar ana konu olarak başlıktan da anlaşılacağı üzere kalbi ele almış. Kitapta kalbin anatomisinden tutun da edebi hikayelere, rivayetlere ve hatta dini literatüre kadar her şeyi bulabilirsiniz. Her biri ayrı ayrı kesitlerden oluşan bir bilgiler bütünü. Normal okunacak bir roman gibi değil de bir başucu kitabı olarak değerlendirilmesi bana göre daha doğru olurdu. Canınız sıkıldığında, uykunuz kaçtığında ara ara sayfaları karıştırıp kalbe dair bilimsel, edebi, toplumsal, dini alıntılar okuyabilirsiniz.
Kalp
Kalpİskender Pala · Turkuvaz Kitap · 20194,458 okunma
408 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Anne E ile... Her şeyi derinlemesine düşünen detaylar içinde bir yaşam inşaa eden, adeta bir masal dünyasında yaşayan kızıl saçlı çilli kız... Aslında hayattaki yegane amacı bir yere, birilerine ait olmak. Bazen her şeyi bir masalmışçasına düşünüp tasvirlemesi beni çıldırtsa da onun bu bitmek bilmez hayat mücadelesi, kendisini sevdirme çabası beni karaktere bağlıyor. Green Gables’a gelene kadar hep ezilmiş ve değer görmemiş olan Anne buraya geldiğinde başlarda istenmese de sonrasında yavaş yavaş Cuthbertler tarafından kabul görmeye başladı ve aralarında bağ oluştu. Kendi soy adlarını bile Anne’e verip artık bir aile oldular ve hikaye başladı... İlk olarak netflixte dizisini izlemiştim bu yüzden hikayeyi bildiğimden sanki kitabı daha önce ezberlemişim gibi oldu. Ama diziden önce okunduğunda daha keyif verici olduğunu düşünüyorum. İnsana okurken keyif veren sıcacık ve o bilindik İngiliz dünyası.
Yeşilin Kızı Anne
Yeşilin Kızı AnneL. M. Montgomery · Koridor Yayınları · 202015,3bin okunma
318 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Dolu dolu geçen bu roman beni tarihiyle ve kurgusuyla büyüledi diyebilirim. Bin yıl arayla Ömer Hayyam’ın yazdığı “rubaiyat”ın hikayesini başına neler geldiğini görüyoruz kitapta. Yazar kitabı dört bölümde yazmış. Hikaye ilk olarak 1072’de Ömer Hayyam’ın Semerkant’a gelmesiyle ve orada Nizamulmülk ve sultan Melik Şah ile tanışmasıyla başlar. Zamanla aralarında kurulan dostluk, Selçuklu döneminin o şaşalı zamanı ve Ömer vasıtasıyla saraya giren Hasan Sabbah hikayesi ile de devam eder. İkinci bölümde Hasan Sabbah’ın saraya sızdıktan sonra devleti yıkıma doğru sürüklemesi ve Alamut Kalesi’ni ele geçirip hakimiyet kurmasıyla devam eder ve rubaiyatı kaçırmasıyla birlikte yeni hikayeler başlar. Üçüncü bölümde bin yıl sonrasına gider; babası fransız olan Amerikalı Benjamin Omer doğuya olan hayranlığı ve merakı bir süreliğine sönse de rubaiyatın varlığıyla tekrar canlanır ve peşine düşer. Bu macerasında çeşitli dostluklar edinir ve en önemlisi hayatının aşkı olan ve ancak yıllar sonra kavuşabildiği prenses Şirin ile tanışır. Son bölümde ise İranda’daki bir takım siyasi olaylar geçer, buradaki karmaşadan çıkıp giden Şirin ve Benjamin’i ve aynı zamanda biz okuyucuları sürpriz bir son beklemektedir...
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,7bin okunma
Reklam
222 syf.
7/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Başlarda akmayan kitap ortalarından başlayıp sona kadar insanı içine çekip sürüklüyordu sanki. Yusuf’u yetim ve öksüz bırakan elim olay kaymakam Selahattin ile tanışmasına vesile olur. Kaymakam, Yusuf’u oğlu gibi bağrına basar onu gerçek çocuğundan ayırt etmez fakat aynı şeyi kaymakamın eşi Şahinde için söyleyemeyeceğim. Şahinde bir türlü kabul etmez Yusuf’u hiçbir zaman sevgi beslemez. Gerçi Şahinde’nin kimseye karşı sevgi beslediği yok ya neyse. Kaymakamın kızı Muazzez ile Yusuf’un arasındaki bağ çok sağlamdır. Kitabın başlarında kardeş bağı varmış gibi gözükse de ilerleyen sayfalarda ikisinin de birbirlerine karşı gönül bağı olduğunu açıkça görürüz. Kitapta birkaç olay işlerin seyrini değiştirir: bunlardan birisi köyün serserisi zengin takımından Şakir’in Muazzez’e kafayı takması sebebiyle sırf kızı ona vermemek için Ali’ye vermeye karar vermeleri. Bunun üzerine Şakir’in yoldan çıkıp Ali’yi vurması, diğer yandan Yusuf’un her şeyi kabullenip Muazzez’siz yapamayacağını anlayıp onu kaçırması ve son olarak ise her şeyin sonunu getiren Şahinde’nin hırsları yüzünden kendisini ve Muazzez’i olmadık durumlara düşürmesi üzerine Yusuf’un buna kanlı bir şekilde son vermesi ve büyük kayıp... Kitap genel olarak güzeldi. Bildiğimiz Anadolu insanı hikayeleri; tanıdığımız, şahit olduğumuz toplum normları barındırıyor. Tanıdık, bilindik hikayeler bütünü.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174,5bin okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Ön yargıyla başladığım bu kitabı içim rahat bir şekilde bitirdim. Nedense çoksatan kitaplarda sanki edebi değeri düşükmüş hissi uyanıyor bende ama hikaye beni içine çekti bir solukta dizi izler gibi okudum. Kitapta iki kadın karakterin hikayesi üzerinden yola çıkılmış 1930larda yaşayan, hayatla mücadele ederken hayatının aşkıyla tanışan Vera diğer yandan 2010larda gazeteci olan, sevdiği bir eşi fakat talihsiz bir kazayla kopma noktasına gelmiş evliliğiyle mücadele eden Claire var. Bu iki kadının hikayesi bir noktada kesişiyor. Böğürtlen kışı dediğimiz zamansız yağan kar iki ana karakterinde yaşadığı dönemde meydana geliyor ve Claire’in bir haber yapması üzerine olaylar ilginçleşiyor ardından Claire bu gizemin peşine düşüyor. Gizemin peşinde koşarken eşini kaybetme eğişine gelen Claire romanın sonunda hem eşine yeniden kavuşuyor hem de gizem çözülmüş oluyor. Kitabın sonu beni çok duygulandırdı ve böyle bir sona bağlanması da mutlu etti.
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Pena Yayınları · 201838,8bin okunma
408 syf.
3/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Bu kitaba büyük hevesle başladım fakat beklediğim tadı alamadım ne yazık ki. Hikaye çok uzadı ve bir türlü o hikayenin içine giremedim, akmadı yani. Belki de bende bir sorun var bilemiyorum. Kitaba genel olarak bakacak olursak Kirke, ömrü boyunca başta ailesi olmak üzere herkesçe dışlanmış ve hor görülmüş bir karakterdir. Büyü yapma özelliğini tanıştığı ve aşık olduğu denizci Glaukos’u tanrıya çevirdikten sonra keşfetmiştir. Bu büyücü özelliği ona yine bir şey kazandırmamıştır ve cezalandırılıp bir adaya gönderilmiştir. Buradaki maceraları devam ederken kitabın sonunda Odysseusun oğlu thelemakos ile olan ilişkisine de anlam veremedim. Çok uzatmış olmayayım mitolojiyi sevmememe rağmen kitabı sevemedim.
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,9bin okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Her ne kadar kitabın ana kahramanı yazar Nina gibi gözükse de odakta olan kişi Tilly idi. Tilly’nin uğradığı haksızlıklar ve Jasper tarafından gördüğü muamele insanı üzüyor. Yangından sonra adada başladığı hayat her ne kadar bir umut ışığı olarak görünse de Tilly’nin çektiği vicdan azabı buna engel oluyordu, zaman zaman unutmuş gibi yapsa da aklının bir köşesinde duruyordu. Diğer yandan Nell ile olan bağı iç ısıtan cinstendi. Sterling ile bulduğu aşkı ile sevildiğini hisseden ve mutluluğu yakalayan Tilly’nin bu sevinci ne yazık ki çok sürmedi ve onu bu hayal kırıklığı ve zaten var olan vicdan azabı olmayacak hataya sürükledi. Hettie’nin şeytani planı tıkır tıkır işledi ve Tilly’yi kandırmayı başararak kaçtı ve Tilly’yi büyük bir suçun ortasında bıraktı. Bunlar bir yandan olurken kitabın diğer ana kahramanı Nina’nın da sanatsal tıkanıklığı devam ediyordu... bir yandan Joe’ya hissettiği duygulardan kaçmaya çalışması bir yandan büyük büyükannesi Elanor ın yazdığı taslakları kullanmasının ortaya çıkmak üzere olduğu bir kaosun içindeydi. Neyse çok uzattım. Sonuç itibariyle günümüz hikayesinde Nina da geçmiş zamandaki hikayedeki Tilly de mutluluğa kavuştular. Kitabı genel olarak beğendim. Çok fazla edebi bir dile sahip olduğunu söyleyemem ama okurken keyif vericiydi sanki bir dizi izliyormuşum hissi yarattı.
Kor Adası
Kor AdasıKimberley Freeman · Arkadya Yayınları · 20151,562 okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitap “Şeker Portakalı” nın devamıdır. Ana karakter olan Zeze’nin ergenlik döneminde başından geçenleri anlatır. Zengin bir aile tarafından evlat edinilen Zeze kendi ailesindeki imkansızlıklardan ve ona olan şiddet ve sevgisizlikten kurtulsa da yeni ailesinde de özlemini çektiği aile sıcaklığını ve sevgisini bulamamıştır. Hem öz hem de üvey babasında bulamadığı baba sevgisini hayali karakteri olan Maurice’te bulmuştur. Diğer yandan curcuru kurbağası Adam ve Fayolle de ona her zaman dost olmuştur. Zeze’nin bu dönemi hep zıpırlıklarla geçmiştir ve sürekli başını belaya sokmuştur. Kitabın sonlarına doğru onun yavaşça olgunlaştığını görüyoruz; günden güne durulmuş, aşkı tatmış ve üvey babasına karşı ördüğü duvarı yavaşça yıkmış ve onu anlamaya başlamıştır. Genel olarak kitabı sevdim ama Şeker Portakalındaki tadı da aldığımı söyleyemem, ilk kitabı okuduktan sonra beklentim büyüktü ve kitap bunu pek karşılayamadı ama tek başına değerlendirdiğimde okumaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Güneşi Uyandıralım
Güneşi UyandıralımJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 202134,9bin okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Adından da anlaşılacağı gibi kitap, C. adlı bir adamın aylaklığının hikayesidir. C. kendisini toplumdan soyutlamış, işi gücü olmayan, günlerini içki içerek, gezerek, babasından kalan mirası yiyerek vakit geçiren bir karakterdir. Kısacası aylak bir adamdır. Yazarın, Albert Camus’ nün “stranger” adlı romanından etkilendiği baskın bir şekilde görülüyor. “ yabancılaşma” kavramını ele almıştır. C. kendisini çevresinden uzaklaştırmıştır; toplumun dayatmaları, adetler, düşünceler... Bunlar C. için çok uzak şeylerdir. İnsanların yaptıkları, yapacakları şeyleri önceden tahmin ettiği için artık onu şaşırtacak bir şey kalmamıştır bu sebeple de kendisini şaşırtacak bir arayış içindedir. Kendisi gibi düşünen, kendisi gibi hareket eden bir kadın aramaktadır. Ayşe ve Güler onun aradığı kadınlar değildir. Aslında teyzesi Zehranın özlemini çekmesi de burdan gelir. Çocukluğundaki o kokuyu yani ona verdiği huzuru arar. Bunu bulabileceği kadın B. dir ama onu da romanın sonunda kaybeder. Kitaptaki bir diğer konu ise C. nin baba travmasıdır. Oedipus kompleksi vardır. Zehra teyzesine duyduğu sevgi yoğundur, babasının onunla olan ilişkisi onu sarsmıştır. Babasına karşı beslediği bir nefret vardır ve hayatı boyunca onun gibi bir adam olmak istememiştir. Kısaca özetlemek gerekirse çocuklukta yaşanılan olaylar, insanda bıraktığı izler karakteri ve yetişkinlik yaşamını şekillendir.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,9bin okunma
Reklam
424 syf.
6/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Temelde Peri ve Abdullah’ ın hikayesi olan bu roman Afganistan’da başlayıp bu iki kardeşin hayatının parçalanmasıyla Fransa ve Amerika’ya uzanıyor. Romanda bir bölümde bir başka karakterin hikayesinin geçtiği Yunanistan da var. Peri ve Abdullah babası, üvey annesi ve üvey annesinden olan kardeşleriyle yaşarken bir gün Süleyman Wahdati’nin karısına aşık olan şoför, aynı zamanda üvey annenin de kardeşi, Nebi, çocuğu olmayan Nila’yı mutlu etmek için Peri’yi evlat edinmesini teklif eder ve olaylar başlar. “Uçurtma Avcısı” ve “Bin Muhteşem Güneş” i okuduktan sonra bu kitaptan da umutluydum ama istediğim tadı alamadım. Romanda birbiriyle bir yerden bağlantılı farklı dünyalar var. Bu anlatılan farklı dünyalardaki hikayeler arası geçişler bana göre çok kopuktu. Bu kopukluk da bende kitapla bütünleşememe hissini yarattı. Romanın öyküsü yazarın diğer romanlarında olduğu gibi klasikti. Belki de kendi toplum ve kültürüne özgü olduğu için bana öyle gelmiş olabilir. Kötü bir roman diyemem kesinlikle ama aradığım lezzeti de bulmuş değilim.
Ve Dağlar Yankılandı
Ve Dağlar YankılandıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 202234,9bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bitmiş, batmakta olan bir ülkenin eğitim ile nasıl ayağa kalktığına şahit olduğumuz bu kitap tam bir mücadele örneği. Günümüzde Finlandiya’daki eğitimin ne kadar üst düzeyde olduğunu bilmeyen yoktur. Ama hep böylemiydi? Tabiki hayır. Bataklıklar ülkesi olan Finlandiya, finli bir aydının toplumun bütün kesimlerini harekete geçirerek her alanda gelişmeyi hedefleyen yeni bir uygarlık inşa etmesiyle beyaz zambaklar ülkesine dönüşmüştür. Bütün halk birlik olup dayanışma içinde ilmek ilmek ördüler uygarlıklarını yepyeni bir ülke meydana getirdiler.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Nina Yayınları · 202099,6bin okunma
544 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
“Bülbül” 2. Dünya Savaşında Fransadaki Alman işgaline karşı direniş dönemindeki iki kız kardeşin mücadelesini anlatıyor. Isabelle ve Viann küçük yaşta annelerini kaybetmiş ve babasının ilgisizliğiyle imtihana tutulmuş iki farklı karaktere sahip iki kız kardeştir. Isabelle’ in hırçın, mücadeleci tavrı zaman zaman beni çıldırtsa da aslında içten içe de çok takdir ettiğim bir karakterdi. Onun bu sevgisizlik ve kimsesizlik içinde kendisini kanıtlama çabası direniş için de gerekli olan büyük mücadelenin kapısını açmıştır. Tam bir cesur yürek olan Isabelle aslında içten içe sevilme arzusu içindedir; babasının sevgisizliği, ablasının onu yüzüstü bırakması onda müthiş bir sevgi boşluğu yaratmıştır, içinde hep bir sevgiyi arama çabası vardı aslında. Gaetan ile olan aşkı da oldukça güçlü ve bağlıydı her ne kadar bulundukları ortam gereği imkansız gibi görünse de. O kaosun ve zulmün içinde aşklarını yaşayabildiler. Viann yahudi çocukları kurtarana kadar ve özellikle Ari için yaptığı fedakarlığa kadar hep korkak ve pasif olarak gördüğüm biriydi. Ama sonra düşündüm de savaşta hep kahramanlıklardan zaferlerden bahsediyoruz, hiç o dönemde çok insani bir duygu olan korkudan bahsetmiyoruz. Aslında Viann in bu tavrı da oldukça normal ve insaniydi. Bu direniş arası mesafelerle dolu bu iki kız kardeşi nihayet ayrılamayacak kadar yakınlaştırdı. Özellikle babasının yaptığı şey ve sonrasında bıraktığı mektup kısmını okuduğumda çok duygulandım. Bu kitap gerçekten iyi ki okumuşum dediğim kitaplardan oldu!! Çünkü içinde mücadele olan kitapları çok seviyorum.
Bülbül
BülbülKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20174,851 okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
Toprak anada tüm çağlarda olduğu gibi savaşın insandan hayattan neler aldığını yine görüyoruz. Her şey çok güzel giderken insanlar ailesiyle mutlu bir şekilde yaşarken herşeyin bir anda tepetaklak olması beni çok üzdü. Tolganayın içindeki insan sevgisi içimi ısıttı herşeye rağmen bir şekilde etrafındakiler için hayata tutunması herkese koşması çok hoştu. Alimanın ne kadar iyi insan olursa olsun zorluk karşısında özellikle hamile kaldığı dönemlerde hırçınlaşması insanın zayıf yanını yansıtmış.Tolganayın oğlu konusundaki ümidi beni benden aldı. Ana yüreği işte başka türlü işliyor.
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,5bin okunma
328 syf.
9/10 puan verdi
İncir kuşları yüreğimi dağladı resmen. Başta herşey pembe dizi tadında tatlı tatlı gidiyordu suada ve tarık arasındaki sevgi çok sevimliydi teyzesinin mizacını sevmiştim. Sonra yine bir savaşla bütün güzelliklerin öldüğünü gördük. Bu kitapta empati kurmaktan kaçındım çünkü çok korkunç şeylerdi insanın kaldıramayacağı şeyler ve maalesef gerçekti o kısımlarda çok ağladım. Ama sonunda bir umut yine tüm bu kalan yıkıntıların içinden tarık ve suada yine sevgiyle el ele çıktılar. Yaraları tabiki geçmedi ama hayat bir şekilde yaşamak zorundalar. Sonlarda suadanın yaşadıklarından ötürü tarık ın onu istemeyeceğini düşünmesi bu umutsuzluğu içimi acıttı. Bu bize çok tanıdık bir mesele.. kadının hayatını böyle çirkinlikle ellerinden alırlar geriye bir şey kalmaz. Ama tarık ona sahip çıktı ona tutundu. Suadanın en sonundaki verdiği konser de sevinçle karışık bir burukluk bıraktı bende...
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,3bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
Bir çırpıda okuduğum bu kitabı sevdim. Her şeyden habersiz Bruno ve savaş mağduru bir çocuk olan Shmuel arasındaki savaşa vahşete zulme rağmen ilerleyen masum arkadaşlıkları beni biraz duygusallaştırdı. Hikayenin sonu içini acıttı. Hiçbir çocuğun, hiçbir insanın böyle bir sonu olmamalıydı...
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139,1bin okunma
Reklam
167 syf.
9/10 puan verdi
Kesinlikle bayıldığım bir kitap oldu. Çok hızlı bir şekilde bitirdim. İsyan’ın aslında hiç devrimci olmak istemeyişi idealleri varken bir anda kendisini direnişin içinde bulduğu bir hikaye. Clara ile tanışması birbirilerine olan aşklarını uzun zaman sonra nihayet açıklamaları ve sonrasında mutlu bir şekilde yaşamaları içimi sıcacık etti farklı kimliklere aldırmaksızın. Ama sonra ayrı düşmeleri ortaya çıkan savaş. Bizim de bildiğimiz israil filistin olayları bu güzelliğin içine kan doğradı resmen.
Doğunun Limanları
Doğunun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 199832,4bin okunma
211 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitabı okurken sonuna gelmeden önce kafamda beliren şey şuydu: bu insanları tanıyorum, bu köyü, bu yeri biliyorum... Mustafa Kutlu çok bizden, içimizden bir şeyleri anlatmış kitapta. Bunları düşünürken şak kesildi her şey bir oyunmuş. Kendimi aa demekten alamadım. Hoş sıcak bir hikayeydi .
Mavi Kuş
Mavi KuşMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201112,1bin okunma
331 syf.
10/10 puan verdi
Alegorik bir eser olan bu kitabı çok sarsıcı buldum. Yazar gerçekten görmenin insanın ötesini görmek olduğunu ve bakabilmenin herkesçe yapılamadığını çok iyi anlatmış. Yine her yerde olduğu gibi kadına yüklenen sorumluluklar da cabası. Hayatta kalma pahasına bütün sorumluluğun kadına yüklenmesi ve kadının değerini düşürüp onları malmış gibi kullanmaları açıkça yansıtılmış. Kendini güçlü sananların üstünlük kurmaları ve yönetimi ele geçirmeleri adeta ahlaki çöküşe sebep olmuş. Kendi fikrimce sadece doktorun karısının görmesi yukarıda da belirttiğim gibi bakabilme becerisinin sadece onda olduğundan dolayı olduğunu düşünüyorum yine de kafamda hala soru işaretleri var...
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,1bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
Başta bir çocuk kitabı görünen aslında hiç öyle olmayın çok yerinde eleştiriler ve dersler barındıran bu kitabı çok sevdim. Artık birbirini dinlemeyen insanların dünyasında Momo herkesi dinleyerek aslında onlara çözüm yolu bile sunmadan sırf dikkatlice sonuna kadar dinlediği için pek çok insana bu özelliği ile bir çözüm olan bir karakter. Yazar modern dünyada tüm maneviyatın tüketildiği bir toplumu gözler önüne sermiş. Herkesin dünyevi işler peşinde koştuğundan ötürü aslında insan için önemli olan şeylerin bir vakit kaybı gibi görülmesi yüzünden ne kadar çok şeyi kaybettiklerini açıkça görüyoruz.
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
Gabrial Garcia Marquez’in komplike anlatımına aşinayım. Sonunu bildiğimiz bir cinayetin öyküsü. Toplumda büyük bir yara olan namus cinayetini konu alan kitapta insanların söz konusu namus olunca bu olguya nasıl da gözünü kapattığını ve hiçbir müdahale ve bir şeyleri değiştirme çabası içine girmediğini bir kez daha görüyoruz.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,9bin okunma