Brüksel’e taşındıktan sonra manzara resmine olan ilgisi arttı. “Sanat, doğaya eklenmiş insandır. Doğayı, gerçeği, hakikati dile getirmek sanat ama sanatçının doğaya kattığı, ayırıp belirttiği, özgürleştirdiği, aydınlatıp renklendirdiği bir anlam, bir görüş ve bir özellikle dile getirmektir.” demektedir Van Gogh. Burada ressam Mauve ile tanıştı ve
"Dert yanmayı zaman kaybı olarak görüyordu, zira Mukadderat'a inanıyordu. Mutlu rastlantılara (ancak gerçekleştikleri ânı fark edip kaçırmamak gerektiğine işaret ederdi), büyük bir ressam olmanın yanı sıra altın yürekli de olan Pisarro'ya, beklenmedik karşılaşmalara (gözünü açık tutmak gerektir ama çoğu insan buna dikkat etmez) ve doğal sırlara bel bağlardı. Bu yüzdendir ki son yaptığı küçük natürmortlarında renkler birbirleriyle konuşuyor. Hiçbir güceniklik belirtmeksizin yaşamasının nedeni de bu. Pekâlâ o da öfkelenebilirdi, ama kişisel olarak hiçbir şeye hınç duymadı. Bach dinlediği zamanlarda ise Mukadderat'a duyduğu inanç iyice pekişti."
Sayfa 44Kitabı okudu
Özellikle resim tekniği yönünden Manet, Pisarro ve Monet’den bile önce Empresyonist akıma öncülük etmiştir. Onu Empresyonizmin önderi olarak tanımlamak yerine Salon’un ve halkın reddettiği devrimci sanatçıların önderi olarak tanımlamak daha doğrudur.
pisarro
kadınlar katırlarla döndüler tepelerden
eteklerindeki lavanta kokusunu
bulaştırmak için her eve
Sayfa 39 - Kırmızı KediKitabı okudu
hazzetmesek lütfen, iran sinemasından hiç hazzetmesek
kulaklarımızı tıkayıp bağırsak -aaaaaa....!!!-farsça şarkılarda
ben, zizek adımı nasıl söylüyor, dert ediyor muyum
"niçe diye yazıyorum ammaaa.." numarası kasmasak
konsere gitmesek, sergiye, fuara, imza günlerine
dilimiz dışarlarda seğirtmesek bu sezon da festival festival
picasso'yla pisarro'yu karıştırıp o biçim bir de rezil olsak
olmaz mı ha?
anlamasak olmaz mı
resimden, heykelden, filandan, milandan
Sayfa 30 - eksik kalsınKitabı okudu
