"Bir karadeliğin içinden evrene bakabilecek olsaydık; tüm evreni ufacık bir kareye sığmış şekilde görürdük. Bu sizi şaşırttıysa şuna ne dersiniz: Aynı anda kendi kafamızın arkasını da görebilirdik!"
galaksimizin merkezinde bulunan Sagittarius A
kara deliğinin iki ana oluşumla çevrelendiğini de biliyoruz.
Doğusunda bir süpernovanın kalıntıları, batısındaysa mini bir spiral bulunmakta. Süpernova, bir uçtan diğer uca 25 ışık yılı boyunca uzanıyor. İşte o güçlü radyo dalgalarının büyük bir kısmından bu süpernova sorumlu. Batıdaki spiral ise üç kollu. Saniyede 1.000 kilometre hızla dönüyor. İyonize olmuş toz ve gaz bulutlarından oluşmakta. Sagittarius
A bu spiralin tam merkezinde bulunan, olağanüstü kütleye sahip bir karadelik. Etrafındaki yıldızlar da onun muazzam
kütlesinden etkilenip çok büyük bir hızla hareket ediyor. Sagittarius A’nın çok yakınında 28 tane yıldız var. Saniyede 5 bin kilometre gibi akıl almaz bir hızla kara deliğin etrafında dönmekteler.
SCHRÖDINGER’İN DENKLEMİ, KİMSE ONA
BAKMIYORSA EN BÜYÜK NESNELERİN BİLE
ORTADAN YOK OLABİLECEĞİNİ, YER DEĞİŞTİREBİLECEĞİNİ, TA Kİ BİRİ ONA BAKANA DEK YERİNE GEÇMEK ZORUNDA OLMADIĞINI SÖYLÜYOR
Titan, Satürn’e uzaklık sıralamasında 21. uydu.
» Uydunun atmosfer basıncı Dünya’ya oranla
%60 daha fazla. Bu basınç yüzme havuzunun
dibinde hissedilene eşit.
» Titan’da 400 kilometre boyunca akarak denize
dökülen bir nehir keşfedildi.
» Titan’ın bir günü 16 Dünya gününe eşit.
» Uydudaki dağlar, isimlerini J.R.R. Tolkien’in
Yüzüklerin Efendisi serisindeki Orta Dünya’dan
alıyor: Erebor, Mithrim ve Angmar bunlardan
bazıları.
» Vadi ve sırtlardan oluşan girift yüzey şekillerineyse Frank Herbert’in ünlü ‘Dune’ serisinden isimler verilmiş.
Cosmos da harika 25 oluşum ve daha fazlası bu sayıda... İnsanoğlunun aydan sonra inmeye başardığı ikinci uydu Titan.
Bazen hızlı geçmesini istesek de zaman aslında hep aleyhimize
işliyor. Geçen zamanı nasıl değerlendireceğimiz ise tamamen bizim
seçimlerimizle ilgili.
Kuşkusuz herkesin hiçbir şey yapmamak hatta düşünmemek
isteyeceği zamanlar olabilir. Bunlar dinlenme zamanlarıdır ve es geçmek
hata olur. Fakat temelde zaman boşa harcanmayacak kadar değerli.
Uzay çalışmaları oldukça pahalı bu bir gerçek. Ayrıca bu
çalışmalar için harcanacak paranın kısa vadede geri dönmesini
beklemek de gerçekçi değil. Fakat bu durum değişiyor. Ticari uçuşlar
(nispeten yakın uzay için olsa da) başladı ve bu gittikçe artacak.
Diğer yandan uzay çalışmalarının temelinde sadece merak ve
keşfetme tutkusu yok.
G A L A K S İ M İ Z İ N M E R K E Z İ N D E O L A Ğ A N Ü S T Ü P A R L A K L I Ğ A
S A H İ P , K A R M A Ş I K B İ R R A D Y O D A L G A L A R I K A Y N A Ğ I ,
B U N U N T A M O R T A S I N D A Y S A K O C A M A N B İ R K A R A D E L İ K
B U L U N U Y O R . B U D E V A S A O L U Ş U M G Ü N E Ş ’ İ N 4 , 3 M İ L Y O N
K A T I K Ü T L E Y E S A H İ P .
» Her bir gözümüzde 130
milyon fotoreseptör hücresi
var. Bu hücrelerin her birinde
100 trilyon atom mevcut. Tabii
bunlar da milyarlarca yıl önce
yıldızlarda oluşan atomlar. O
yıldızlar öldü ve biz burada onlardan arta kalan malzemeyle
evreni izliyoruz. Bu arada bu
sayı Samanyolu’ndaki yıldız
sayısından daha fazla.
Bir karadeliğin içinden evrene
bakabilecek olsaydık; tüm evreni
ufacık bir kareye sığmış şekilde
görürdük. Bu sizi şaşırttıysa şuna
ne dersiniz: Aynı anda kendi kafamızın arkasını da görebilirdik!