Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alper

Alper
@powerbank
13 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
384 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kral Kaybederse
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu
8.6/10 · 16,9bin okunma
Reklam
Bazen bilinçdışını ülkelerin çok iyi çalışan istihbarat örgütlerine benzetirim. Bizi hiçbir şey atlamadan sürekli izler ve her şeyi tek tek kayda geçer. Bu kayıtları kurşun kalemle değil sabit kalemle yapar. Ondan sonra artık onları oradan kimse silemez. Üstelik oraya kaydettiği şeyleri bize de göstermez. Bir yandan göstermezken, bir yandan da bundan sonra yaşayacağımız her şeye o yazılanların kokusu siner. Yani istihbarat örgütü bizi adeta fişler. Bize hiç hissettirmeden yaşadığımı sürece peşimizi bırakmaz ve tüm kararlarımıza müdahale eder.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Önce zorunlu olanı istemek, sonra da istenileni sevmek gerekiyor.
İhtiyaç için çocuk doğurmak yanlış bir şey, yanlızlığını hafifletmek için çocuğu kullanmak yanlış, insanın kendisine benzer bir kopya çıkarmayı kendine amaç edinmesi yanlış. Tohumlarını geleceğe doğru kusarak ölümsüzlüğü araması da yanlış, sanki spermler bilincini taşırmış gibi.
Reklam
Ben de sizin gibi neden korkuların geceleri bu kadar güçlü olduğunu düşünürüm. Bunun üzerine 20 yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım -korkularda yıldızlar gibi- hep oradadırlar, ama gün ışığı onları gizler.
Acının büyüme, güç, yaratıcılık gibi mükâfatları vardır.
Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun ajitasyonu ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; kibir ruhu kaplayan deridir.
Burada -şakağını göstererek- kitaplara, neredeyse bitmiş yalnızca yazılması kalmış kitaplara gebeyim. Bazen baş ağrılarımın, beynimdeki doğum sancıları olduğunu düşünüyorum.
Gerçeklerin sıradan dünyasında kötüler cezalandırılmaz, iyiler ödüllendirilmezdi. Başarı güçlülere bahşedilir, başarısızlık zayıflara dayatılırdı.
Reklam
Hayat, bir başkasının hatalarını omuzlayamayacağı kadar kısaydı. Herkes kendi hayatını yaşıyor, bunu yaşamanın bedelini de paşa paşa ödüyordu. Bunda acınası tek şey, insanın bir tanecik hata için sık sık bedel ödüyor olmasıydı. Bu bedel defalarca ödeniyordu. Kader, insanoğluyla olan ilişkisinde hesabını asla kapatmıyordu
Günah insanın yüzüne yazılan bir şeydir. Gizlenmesi mümkün değildir. İnsanlar zaman zaman gizli kalan kötü özelliklerinden söz ederler. Bu tür şeyler yoktur. Berbat bir insanın kötü bir yanı varsa bu kendini ağzının kenarındaki çizgilerde, göz kapaklarının sarkıklığında, hatta ellerinin şeklinde belli eder.
İnsanlara sadece kendilerini hayatın kısacık anlarına odaklanmalarını öğretecekti, çünkü hayatın kendisi de kısacık bir andı.
Sözcükler. Sadece sözcükler! Ne kadar da korkunçlardı! Ne kadar berrak, canlı ve gaddarlardı. İnsanın bunlardan kaçması mümkün değildi. Ama bir yandan da ne kadar garip bir sihire sahiplerdi. Şekilsiz şeylere esnek bir şekil veriyor ve keman ya da ut sesi kadar tatlı, kendilerine has bir müziğe sahip gibiydiler. Sadece sözcüklerde bunlar! Ama bunlar kadar gerçek olan bir şey var mıydı dünyada?
229 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.