..."Parıl Prenses, sizi almaya geldik! Artık bizimle döneceksiniz. Haydi çabuk olun lütfen!" demişler.
Bambu amca yüksek sesle bağırmış: "Siz kimsiniz? Burada Parıl Prenses denen biri yok! Boş yere sormayın!"
Kapı kendiliğinden açılıvermiş. Prenses adım adım bulutlara yaklaşmaya başlamış. Gelen Aylılardan birisi şöyle seslenmiş:
..............................
Alev renkli saçların yüreğimi titretiyor
Ela gözlerindeki yeşil hareler başımı döndürüyor
Biliyorum
Aşkımız bugünlerde karanlığa mahkum bir prenses gibi
Ama varsın olsun
Günü geldiği vakit sevgilim
Orada olacağım
Sende oradaysan şayet
Senin için yaşamaya devam edeceğim
Geçen zaman içinde her şeyimi kaybedebilirim
Ama seni asla kaybetmeyeceğim
Çünkü aşkımız
Aşkların en doğrusu
Aşkların en güzeli ....
Çok uzak bir krallıkta çok güzel bir genç kız varmış.Kız kardeşleri kendilerine uygun insanlarla evlenmişler ama muhteşem güzelliğine rağmen genç kız kimseyle evlenmemiş.Komşu bir köydeki bilge kadın ona aşkı bulabilmesi için ormanda ay ışığı altında kırmızı bir tilki bulmasını gerektiğini söylemiş.Ama kırmızı tilkiler çok nadir bulunan hayvanlarmış.Ama yine de genç kız söylediği şeyi kabul etmiş.Yıllar boyu,geceler boyu,bu kırmızı tilkiyi bulmaya çalışarak kendini tüketmiş.Sonra bir gece,ay ışığı altında bir kayanın üzerinde aradigi tilkiyi bulmuş.Dakikalar sonra tilki atın üstündeki bir prens tarafından okla vurulmuş.Prens,genç kızın muhteşem güzelliğini fark etmiş.İkisi evlenmişler ve genç kız prenses olmuş.Şimdi soruyorum,aşkla karşılaşmasını sağlayan tilki miymiş yoksa genç kızın azmi mi ?
Mutlu değillerdi, Agnese. Bir peri masalı yaşamadılar. Prensle prenses evlendi ve her şey kötü gitti, sonuna kadar. Ama bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmiyor.
Sağlıklı olmak için pazartesi
Zengin olmak için salı
Herşeyin en iyisi için çarşamba
Anlaşmazlıklar için perşembe
Kayıplar için cuma
Ve hiç şansım olmasın diyorsanız cumartesi evlenin
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu.
o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı