Jung şimdiden, gelecekten çok geçmişe hayrandır; en çok sevdiği malzeme taşlardır; çocukken bir kilisenin üstüne Tanrı'nın gökyüzünden kocaman bir bok atarak kiliseyi yıktığını düşlemiştir. Hitler'e ve onun ırkçı kuramına yakınlık duyması Jung'un ölümü seven insanlara karşı duyduğu yakınlığın başka bir belirtisidir. Bununla birlikte Jung olağanüstü yaratıcı bir kişiydi; yaratıcılık ölümseverliğin tam tersidir. Kendi içindeki bu çatışmayı Jung yıkıcı güçlerini tedavi etme isteği ve yetisiyle dengeleyerek geçmişe, ölüme, yıkıcılığa karşı duyduğu ilgiyi başarılı çalışmalarına konu edinerek çözmüştür.