Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kürdler artık bu dünyaya isyan etmelidir". İki örnek söyleyeceğim size: 1975 Cezayir anlaşmasından sonra; biliyorsunuz, BAAS tarafın- dan Kürdistan'ın dağı taşı bombalandı, on binlerce Kürd, Kürdis- tan'dan sürüldü, binlerce Kürd öldürüldü. 1975'de bu katliama karşı çıkan dünyada bir tek kurum vardı; "Dünya Hayvan Haklarını Koruma Derneği". Dünya Hayvan Haklarını Koruma Derneği bir bildiri yayınlayarak Kürdistan dağlarındaki hayvanların haklarını korudu. Onun dışında Kürdistan'daki bu zulme karşı çıkan bir tek uluslararası kurum yoktu. Daha sonra, 1988'deki Halepçe katliamını bilirsiniz; bir gecede 5000 insan öldürüldü. Dünyada Halepçe katliamına karşı çıkan bir tek uluslararası kurum yoktu. Batı'nın Halepçe katliamını görmesi için Irakiran Savaşı'nın sona ermeye başlaması, Irak'ın Kuveyt'e yönelmesi ve Batı'nın bunu engellemeye çalışması gerekti. İnsan haklarına saygılı, evrensel hukuku esas aldığını iddia eden batılı kurumlar Halepçe olayını görmedi. Halepçe olayını, Irak'ın Kuveyt'e girmesini engellemek için gördüler. Kürdler, bu dünyaya isyan etmesini de bilmelidir artık. İsyan etmek, onları yok farz etmek değildir. Teoride taviz yoktur, biz böyle düşünüyorsak, bütün dünya da böyle düşündüğümüzü bilmelidir. Grubumuz da bence bu 'şer'ini esas alıp bu ölçüde açıklamalar yapmalıdır.
ALLAHU EKBER DAĞLARI
Bir zamanlar sorumsuz birileri dünyamızın şurasında burasında cinayetler işlemişlerse, bu cinayetlerin işlendiği coğrafyaların neden günahı olsun ki? Bir zamanlar Kerbela'da akan kandan, Kerbela mı sorumlu, Peygamber'in çocuklarını doğramaları için oraya askerini yollamış olan Yezid mi? Amerika kıtasının her yerinde katliama tabi tutulmuş olan Kızılderili insanların katlinden, o kıtanın ovaları, dağları, ormanları mu sorumlu, ateşli silahlarıyla orada yaşayan insan bırakmamak için yakan, öldüren, soykırım uygulayan Amerikalılar mı? İçinde genç-ihtiyar, çoluk-çocuk beş bin kişinin kimyasal bombalarla katledildiği Halepçe ovası mı suçlu, Amerika'dan satın aldığı zehirli gazlarla orayı cehenneme çeviren Saddam mı? Aynı günde binlerce Filistinlinin şehid edildiği Beyrut'taki Şabra-Şatilla kampı mı suçlu, çağımızın en büyük soykırımcısı olan Siyonist-Yahudi Şaron mu? Hâlâ her gün binlerce insanın öldürüldüğü Afrika'da, suçlu olan Afrika toprakları mı, o toprakları işgal edip sömüren İngiliz, Fransız, Hollanda devletleri ve onlarin yerel işbirlikçileri mi? Her gün yüzlerce Müslüman'ın şehid edildiği Afganistan'da, suçlu olan Hindukuş Dağları mı, yoksa orayı işgal etmiş olan, başta Amerika olmak üzere ve içlerinde maalesef Müslümanların da bulunduğu Batılı güçler mi???
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
HELEPÇE
bêçare bi hest di zîndanekê de be… zarok, jin, kal û pîr dimeşin; nizanim ji ber çi zemanî, ber bi kîjan zemanî ve! ev çend zeman e çend koç e çendî qetlîam e… gelê ku bûye qurban, her dibêje, va me, li ciyê xwe me, ey bed-î însan…
Grubumuz, örneğin; daha katılımcı ve demokratik bir Birleşmiş Milletler talebinde bulunmalıdır. Bunlar ilahi kurumlar değildir, bunlar değişmez kurumlar da değildir. Ortadoğu'da kırk milyona yakın nüfusuyla yaşayan bir milleti görmeyen bir Birleşmiş Milletler, gayrı meşru bir kurumdur. İstanbul'daki toplantıda dile getirildi; Ahmet Önal
Böyle bir hesap günü olmazsa, dünya ezilmişlerinin, Kur'an'ın tabiriyle "mustad'afların" hakkın kim soracak? Dünya müstekbirlerinin, sultanlarının, diktatörlerinin ve emperyalist süper güçlerin öldürdükleri, piramitlerini yükseltmek için çamur ve harç olarak kullandıkları, köle diye hayvanlardan da aşağı muamelelere tabi tuttukları masum insanların hesabını kim soracaktı? Keyifleri için insan yakan, Lübnan'ın Şabra ve Şatîla bölgelerinde, çoluk çocuk, genç-ihtiyar demeden insanları katliama tabi tutan Yahudi ve Hıristiyan çetecilerden, tüm insanlık vasıflarını yitirerek, kundaktaki bebekten, ağıldaki keçiye kadar her türlü canlıyı yok etmek için, efendileri Amerika, Rusya ve Avrupa'nın kendisine hediye(!) ettikleri kimyasal silahları acımasızca ve "Hülâgu'ca", "Cengiz'ce", "Hitler'ce", "İsrail'ce" bütün vasıfları üzerinde toplayıp Halepçe üzerine yağdıran "esfele safilin Saddam"dan; Afganistan ve Çeçenistan'da batıl dinleri olan komünizmin gereği olarak, tank paletleri altında Müslümanları katleden Ruslardan ve başka bir bâtıl din olan Kapitalizmin gereğini yerine getirmek için, Rusları destekleyen Amerikalılardan; yerden yüzlerce metre yükseklikteki helikopterlerden Cezayirlileri yere salıveren Fransız canavarlarından, milyonlarca Kızılderili'yi kurşunlayan ve Irak'ı harabeye çeviren Amerikan faşizminden ve onun hempalarından kim hesap soracaktı? Tabii ki Allah soracak!