Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Enes Yüksel

Enes Yüksel
@qeydebend
Düşkünlük aşkın dinidir. Xizanî dînê evînê ye. Selîm Temo
Yere göğe zamana denize kayalara ve kuşlara da dokunan aynı Tanrı değil mi ?
Nilgün Marmara
Nilgün Marmara
Reklam
Takıldıkça takılıyor aklım bazı şarkılara Zaten uçarıydı Debelenip durdu Derinden bir nefes aldı Tekrardan olmak istediği yere O ilkel zamana niyetlendi. Bazı şarkılar iyi ki şarkılardı. youtu.be/sUWtXt0EfHg
Ölmeyi isteyecek kadar Toprak yok ayağımın altında
Mahmud Derviş
Mahmud Derviş

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sloganlar savuruken özgürlüğün için Başkalarını da düşün Söz hakkı olmayanları unutma.
Mahmud Derviş
Mahmud Derviş
Ve o kadar ölüyüm ki hiçbir şey ispatlamıyor artık ölümümü.
Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad
Reklam
Seni aramızdan aldıklarından bu yana tam 14 yıl geçti. Hala aynı acı, hala aynı öfke... Unutmayacağız, Affetmeyeceğiz Ahparig..
Hrant Dink
Hrant Dink
"Beşîncî mezhebe" Bê dîne be îmane.. Şakiro
Min destê xwe dabû nava taxima sing û berê muhuba dilê xwe bi tenê... Şakiro
Reklam
Çocukluğu aşkın inleyişleri adına katlettiler. Yeryüzü adıma alışkın değil artık. Gökyüzünde süzülen, Kırılmış kanatlara sahip bir kuşum sadece.
Enes Yüksel
Enes Yüksel
Her Şeyin Şarkısı / Bandista
Her şey herkesleşiyordu Herkes her şeyleşiyordu Tarih durmadan yazılıyordu Birden olanlar oldu youtu.be/CSsMfkIyH2s
-o biten gündür. ne ışık ne de renk bıraktı bize; boş değil ağladığımız, geceler içinde kaldık yine kendi kendimize, yine öyle yapayalnız. o biten gündür: ne ışık, ne de renk bıraktı bize
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Qeydebend
11/01/2021 ŞİRNEX/HEZEX Demir yığınıyla uyandırılmış bir işçi var defterimin orta yerinde. Bir ay dört haftaya bölünmek üzere ya da daha fazlasına. Bense giderek, tekrarlayarak pervasızca genişlemeye büyümeye çabalıyorum; pencereme vuran suni bir ışığın gölgesinde. Fazla. Çok fazla süslü kelimeler var hiçbiri bir yere gitmiyorlar ve durmadan geziyorlar. Keşke yasak bir harfin devamına sığınsalar. Veya bir benin yanına gömülseler. Yazdıklarımın cehenneme dönüşme olasılığı giderek artmakta sayılarla dolu bir yazı yazsaydım keşke. Ama yazmak zorundayım; bir zamanlar gölgesinde aydınlandığım bir ışık vardı. Gündüzün 2’sinde uyanan bir adamın geceden hoşlanma idaası. Galiba o adam benim. Sesler harfler, kelimeler, cümleler hepsi birden güneşin altında kavrulmuş kel bir çöl adamının kızgınlığıyla suya yaklaşmamam için cehennemi yaşamam için diretiyorlar. Şimdi içimde uzak bir ülkede yaşayan başka bir bilincimin ifadesine sığınma telaşı. Bazıları buna ‘’hoşçakal ülkesi’’ demiş. Ben (Tanrım özür dilerim!) ise hep o hoş kalmaların kırgın mendili olarak kaldım. Üzerinde minik sarı lekeler, etrafı biçimsizce işlenmiş, buruş buruş, suyun gölgesinde bile kalmamış beyaz bir mendil. Çok geçmeden birkaç haftaya balçıklı bir nehrin dibini boylayacak… Bölünmekten bahsetmişken; bu kaçıncı bölünüşüm? Hatırlamıyorum. Gerçi ez azından bu sefer kaça bölündüğümü biliyorum. Bir tarafım yasak bir harfin tam birleşme noktasında asılı, diğer tarafım yasaksız ama ırak bir benin etrafında gömülü. Her neyse, dediğim gibi çok fazla süslü kelimeler var. En iyisi demir yığının altına geri dönmek.
Yatıp zıbarmalık bir şarkı bıraktım buraya... youtu.be/W3GoL3lR-0k
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.