This was a system too, the system of language and conceptualization. It propesed that human beings, by the act of making witness, warranted times and places for their existence other than the time and place they were living through.
Sözgelimi Emma Goldman, Seattle'da bir IWW toplantısında, işçi sınıfından gelme Evelyn Nesbit'in, yoksul erkeklerin kızlarıyla kız kardeşlerinin zenginlerin zevki adına nasıl kullanıldıklarını yaşamıyla gösteren bir ders oluşturduğunu söylemişti. Onu dinleyen erkekler, kahkahaları basmışlar, yakası açılmadık laflar savurmuşlar, şamata etmişlerdi. Üstelik bunlar militan işçiler, kendi durumlarının bilincine varmış sendikacılardı. Goldman, Evelyn'e bir mektup yolladı: Sık sık bana kitlelerin nasıl olup da birkaç kişi tarafından sömürülmeye razı oldukları soruluyor. Yanıt, kendilerini onlarla bir tutabileceklerine kandırdıklarından. İşçi, senin resmin basılı gazetesini evine, karısına, bitkin düşmüş, bacaklarındaki damarlar dışarı fırlamış hizmet hayvanına götürüyor, adaleti düşleyeceğine zengin olmayı düşlüyor.
Modern caz fokstrotla başladı. Bu yeni dansta dört vuruşluk bas ragtime'da olduğu gibi, ama çok daha ağır adımlarla ve şaşırtıcı biçimde en zayıf olan ikinci ve dördüncü vuruşların vurgulanmasıyla geliştirilmiş biçimde kullanılır.
She had no guile and could act only in total and helpless response to what she felt. If she loved she acted in love, if she was betrayed she was destoreyed. These were the shining and dangerous facts of the life of an innocent.