Onlardan bazıları Rasullulah, meke sokaklarında gezerken bir avuç toprak alıp onun başına serpttüler. eve döndüğünde toprak hala başının üzerindeydi. Bunu gören kızlarından biri kalkıp toprağı temizledi ve ağladı. Resulullah kızıma şöyle dedi:"Ağlama kızcağızım! Allah babanı korumaya almıştır."
Taberani ve ibni ishak
“Allah bu acıyı unutturacak başka bir acı vermesin”
Sayfa 61
İslam'da gelenek yoktur.
İslam, aklı geleneklerin pençesinden kurtarmak için gelen dinin ta kendisidir.
Gelenekler, insandaki öykünme ve benzemme güdüsüyle halkın kendiliğinden kapıldıkları psikolojik akımlardır. Ülkeler ise bunun aksine zamana uymaz zamanı değiştirir.
Her kim, tevhidde taklit ederse,
İmana laf gevelemekten öteye geçmez!
Resulullah'ın sorumluluk derecelerini şöyle sıralamak mümkündür:
a) Bir mükellef olması yönüyle, kendi nefsine karşı sorumluluk,
b) aile reisi ve yakın akraba sahibi olması yönüyle, kendi ailesine ve maiyetindekilere karşı sorumluluk.
c) Allah tarafından gönderilmiş Bir Nebi ve resul olması yönüyle de, tüm insanlara karşı bir sorumluluk taşıyordu.
Eğer Allah, ilk günde bile kendisine açıktan daveti emretmiş olsaydı Hz peygamber'e, işin içinde kavga mücadele olsa dahi, bir saat bile geri durmaz, görevini ifaya koyulurdu.
Fakat Allahu Teala, davete gizli bir şekilde başlamasını ve davetin ilk döneminde kendisine dinleyecek ve kendisine inanacak olanların dışında konuyu hiç kimseye açmamasını ilham etti.
Hz Muhammed, İran arasında ansızın önünde' oku! 'diyen cebrail'i gördüm bunun nedeni vahiy olgusunun psikolojik Ruhi bir halin ürünü değil harici bir hakikat olduğunu göstermek içindir. Melek onu 3 defa sıktı ve her defasında ona 'oku! 'dedi. Bu da vahiy olgusunun dahili bir hal değil harici bir hakikat olduğuna ilave bir tehdit ve vurgu içindi.
Kalpteki korku, sevgi ve Ümit gibi duygular, salt aklın yapamayacağı işleri yapar.
Melikşah döneminde âlimlerin ilim hürriyetini ve ağırlıklarını göstermesi bakımından Sultan Melikşah ile Imam Cüveyni arasında geçen bir olay ibrete şayandır. Melikşah, ramazanın sonunda hilalin görülmesi üzerine bayram günü ilan etti. Fakat Cüveynî ertesi günün ramazan olduğuna dair fetva verdi. Devlet otoritesinin söz konusu olduğu bu durumda sultan, Cüveyni'yi nazik bir şekilde saraya davet ederek meseleyi sorar. Cüveyní sultana, "Devlet işlerinde fermana itaat bizim vazifemizdir. Fakat fetvaya taalluk eden bir meselede sultanın bize danışması lazımdır" der. Neticede, Cüveyni'yi haklı bulur ve onun verdiği fetvaya uyar. Bu olay bir âlimin, sultan üzerindeki otoritesini göstermesi bakımından belki de en güzel misallerden biridir.
Sayfa 158Kitabı okuyor
İnsan nefsinin öyle hastalıkları vardır ki, ancak insanlardan dünyanın gürültü ve patırtısından uzak bir şekilde gerçekleştirilen nefis muhasebesi ile tedavi edilebilir. Kibir, ucb, haset ,Riya ve dünya sevgisi...
.... Nice İslam hakikatleri vardır ki, Müslümanların savunma saadetinde yaptıkları münakaşalarla o hakikatlere verdikleri zararlar, İslam düşmanlarının verdiklerinden daha çoktur.!
Hz muhammed'de normal beşeri arzular mevcut olduğu halde gizli bir inayet tarafından kötülüklerden muhafaza edilmesinin manası şudur; insanların resulullah'a iman etmesini kolaylaştırmak ve işlerinde herhangi bir şüphenin belirlemesine meydan vermemek.
Kişi için en hayırlı mal, emek harcayarak kazanılan ve insanların hizmetinde kullanılan maldır. En kötü mal ise çaba göstermeden kazanılan ve insanlara faydası olmayan maldır.
Biz, seni alemlere rahmet olarak gönderdik.
Enbiya ,107
Hz Muhammed'in yetim olarak doğması bir tesadüf değildir