Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ercan DEVECİ

Ercan DEVECİ
@rapsody
Fotoğrafsever, Kitapsever, Nurcansever. Takiplere dönmüyorum, instaya çevirmeyin burayı da..
Sabitlenmiş gönderi
Tabiat, yüksek bir zekaya aynı zamanda ruh yeteneği de verecek kadar cömert değildir. Kural olarak, birinin olduğu yerde diğeri bulunmaz ve bir yetenek kusursuz biçimde var ise bu, genellikle diğer yeteneklerin pahasına gelişmiştir. En iyi koşullarda birbirinin önüne çıkan akıl ile duygu arasındaki zıtlık, insan psişesinin tarihinde acı dolu bir sayfadır.
Reklam
Her Arap içinde düşkün bir kahramanın ruhunu taşır ve kendisini hiçe sayanlara karşı intikam arzusuyla yanıp tutuşur. Birisi ona bunu vaat ederse, hem beklenti hem de güvensizlikle kulak kabartır ona. Ama kısmen ya da simgesel biçimde de olsa, bu fırsat sunulursa ona, coşar..
Bir kararı etkileyebilecek ya da bir çatışmayı tetikleyebilecek bütün öğeler gözden geçirildiğinde, sonucu nedene bağlayan düz bir çizgi çizilemez asla. Nâsır'ın, Mısır devriminin yönünü belirleyen ve aynı zamanda, geniş ölçüde, Arap ulusalcılığını önce zirveye tırmandırıp ardından da uçuruma yuvarlayan seçimlerini anlayabilmek için, birçok verinin hesaba katılması gerekir..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazı tarihsel ikilemler en sıra dışı kişiler tarafından bile çözülemez. Arap âlemi birlik olma düşünü gerçekleştirmek için tutkuyla, canla başla mücadele etmeye, ama diğer taraftan da ondan yoksun kalmaya yazgılıydı.
Bugünkü dünyanın gerçekliği, işin bütün bu farklı yüzleri sürekli olarak akılda tutulmadan anlaşılamaz. Dünya çapındaki tek süper güç tarafından sırtlandan baskın bir uygarlığın ortaya çıkmasından sonra, uygarlıklar ve uluslar artık soğukkanlı biçimde aşılamaz. Kendilerini kültürel açıdan yok edilme ya da siyasal açıdan marjinalleştirilme tehdidi altında hisseden halklar, kaçınılmaz olarak, onları direnişe ve şiddetli çatışmaya çağıranlara kulak verirler.
Reklam
Ulusların "kutsal bencilliği"nin tek sınırı bütün sistemin çökmesini engelleme zorunluluğudur.
İnsanların ve çatışmaların dünyaya açılması gerçekten de iletişim araçlarındaki gelişmenin olağan bir sonucu. Bunun üzülecek ve eleştirilecek yanıysa, bu teknolojik gelişmeye, canları pahasına tarihin kargaşasına itilen o halkları koruyacak bir bilincin eşlik etmemesi..
Zamanaşımı, hukukçuların icat ettiği bir kavramdır; halkların belleğinde, zamanaşımı diye bir şey yoktur. Daha doğrusu: Yakasını kurtaran yoksulluktan, gerilemeden, marjinalleştirilmekten kurtulan halklar en sonunda bağışlayabilirler, öte yandan korkularını bütünüyle bir kenara bırakmazlar; yakasını kurtaramayanlarsa, sonsuza dek bunu düşünüp dururlar.
Çocuk kendisini evlat edinen bir anne ile üvey anne arasındaki farkı bilir. Halklar da kurtarıcılar ile işgalciler arasındaki farkı bilir. Yerleşik düşüncenin aksine, Batılı güçlerin yüzyıllık hatası dünyanın geri kalanına kendi değerlerini benimsetmeye çalışmaları değil, tam tersine, egemenlikleri altına aldıkları halklarla olan ilişkilerinde kendi değerlerine göre davranmaktan sürekli olarak kaçınmasıdır. Bu ikircillik ortadan kaldırılmadığı sürece, aynı hatalara düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalınır. Bu değerlerin ilki evrenselliktir, insanlığın bir bütün olduğu düşüncesidir. Farklı farklı öğelerden oluşmasına karşın bir bütün olduğu düşüncesi. Dolayısıyla, ötekilerin o değerleri benimsemeye hazır olmadığı yönündeki daimi bahaneyle temel ilkelerden ödün verilmesi bağışlanamaz. Avrupa için başka, Afrika, Asya ya da İslam âlemi için başka insan hakları yoktur. Yeryüzündeki hiçbir halk kölelik, despotluk, zorbalık, cahillik, karanlıkçılık için ya da kadınların köle olması için yaratılmamıştır. Bu temel gerçeklik ne zaman yadsınsa, insanlığa ihanet edilmiş olur, kendine ihanet edilmiş olur.
Kendi adıma, Batı uygarlığının diğer uygarlıklardan daha fazla evrensel değer ürettiğine inanıyorum hâlâ; ama onları başkalarına gerektiği gibi aktarmayı başaramadı. Bugün bütün insanlığın bedelini ödediği bir kusur bu..
Reklam
Batı kazandı, kendi modelini başkalarına da benimsetti; ama tam da bu zaferi yüzünden, kaybetti..
Doğu'nun büyük uluslarının ekonomik uyanışı, zaman geçtikçe bürokratik sosyalizmin iflas ettiğinin en göz alıcı sonucu olarak görülecek kuşkusuz. İnsanlık serüveni açısından bakıldığında, buna yalnızca sevinilebilinir; Batı açısından bakıldığındaysa, bu sevince korku karışır, çünkü bu yeni sanayi devleri, yalnızca ticari ortaklar olmakla kalmayıp çekinilmesi gereken rakipler, gizil hasımlardır.
Tarih ideologların düşlediği gibi yumuşak başlı ve bilge bir bakire değildir.
Şurası bir gerçek ki Berlin Duvarı'nın yıkılışından bu yana, dinle bağlantılı olanlar başta olmak üzere aidiyetlerin iyice şiddetlendiği; farklı insan topluluklarının birlikte yaşamasının her gün biraz daha güçleştiği ve demokrasinin sürekli kimlik pazarlıklarına bağlı olduğu bir dünyada yaşıyoruz. İdeolojiden kimliğe kaymanın bütün dünya üstünde feci etkileri oldu, en çok da uzun zaman boyunca azınlıkta kalan ve baskı altında tutulan köktendinciliğin, çoğu toplumda olduğu gibi diyasporada da entelektüel bir ağırlık kazandığı Arap-Müslüman kültür alanında; bu akım, tırmanışı boyunca, şiddetle Batı karşıtı bir çizgi benimsemeye başladı.
Ercan DEVECİ
Bir kitabı okumaya başladı
Çivisi Çıkmış Dünya
Çivisi Çıkmış DünyaAmin Maalouf
7.9/10 · 3.463 okunma
1.672 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.